Sabah alarmın sesiyle uyandım.. Bu gün nedenini bilmediğim bir enerji kapladı içimi hemen gidip kızları uyandırdım sue 5 dakika daha uyusaydık Nolurdu ki diyerek mızmızlandı bende hadi hadi iyisiniz bu gün sizinle okula gidiyorum dediğimde yeri de uyanmış ve başına saksı falanmı düştü senin demesiyle güldüm e hadi ama eski seolün geri gelmesini istemiyormusunuz dememle yoksaa diyerek birbirlerine baktı yeri ve sue.. Güzel tahmin ama yanıldınız dememle yeri ve sue aynı anda göz devirip somurttular... Daha ne tahmin ettiğimizi bilmeden nasıl böyle emin konuşabiliyorsun demesiyle sueye döndüm.. Çünkü ne diyeceğinizi biliyorum dememle neymiş o der gibi bakış attılar eskisi gibi yoongiye aşık olduğumu ve eski neşemi geri kazandığımı düşünüyorsunuz ha şu konuda haklısınız evet eski neşem yerine geldi ama hala aynı nefreti duyuyorum yoongiye dememle birlikte eminmisin bakışları aldım kendime doğru. Yalan söylüyor ve hala yoongiye aşık olmuş olmam hemde eskisi gibi garip deyil bence. hadi hazırlanıp aşağı inin kahvaltı hazırlayım o sırada dememle zafer işareti yapıp kazanmışçasına bana baktılar bu kızlar cidden herşeyimdi... Aşağı inip klasik bir Türk kahvaltısı hazırladıktan sonra süslenmiş iki kızla karşılaştım... Niye bu kadar süslenmişlerdi ki... Niye süslendiniz dememle bana bakan 2 çift göz.. Bende başımı ne var anlamında sallıyıp ağzıma bi lokma attım.. Yerinin biz sen deyiliz ben kook u hala seviyorum ve onu bu sefer bi hiç uğruna kaybedemem demesiyle suede yeriyle katılarak bende taeyi demesiyle ikisinede göz devirip ne haliniz varsa görün be dememle sofraya oturmuşlardı. Hızlı olun az dedikten sonra tamam doyduk zaten diyip kalkmışlardı..
🔻🔺🔻🔺🔻🔺🔻🔺🔻🔺🔻🔺
Okula geldiğimizde hala aynı enerji ile sınıfa girmiştim ama yoongiyi görünce bütün enerjim solmuştu.. Çantamı sıraya koyup kızlar ben kantine iniyorum gelen varm- sonlara doğru sesim kısılmıştı çünkü bi baktım sue tae kook ve yeri birlikte oturmuş sohbet edip gülüşüyorlardı onlara bakıp gülümsedikten sonra yalnızlığıma merhaba demiştim.. Kantine inip küçüklüğümden beri yemeye bayıldığım şey olan çikolatadan alıp boş bi masaya geçmiştim takma adım bile çikolata.. saçım açık olduğu için galiba dikkat çekiyordu çünkü çok uzundu gelen giden bakıyo arkadaş hiçmi görmediniz diycem evet görmediler böyle kendi kendime iç savaş yaparken zilin çaldığını duydum ve ağır adımlarla sınıfa çıkmaya başladım sınıfa girer girmez gürültüyü kulağımda hissettim... Huh? Siz ciddimisiniz ya diyip sırama oturdum... Böyle tepki vermemin sebebi kook tae Jimin şarkı söylüyor sınıftaki kızlarda amele sümüğü gibi götlerinde dolanıyor. Cidden anlamıyorum bu kızların kafalarını onların bi kere sahipleri var en başta yeri ve sue nin olmak üzere tae ve kook.. Gerçi erkeklerin de kızlardan farkı yok geldiğimizden beri yeri ve suenin almadığı çıkma teklifi kalmadı benimde varda fazla deyil işte 310 tane falan ama eminim kızların ki daha fazladır... Aman neyse ben buraya sevgili yapmaya deyil okumaya geldim deyilmi ama.. Kapının kapanma sesi ile irkildim kafamı kaldırdığımda sınıf öğretmenimiz içeriye girdi hepimizi selamladıktan sonra sıra değişikliği yapıcam demesiyle cidden şanslı günümde olduğumu anladım bu işin sonu hayırlı deyildi eminim... Hoca herkesi tahtaya aldı çantalarınız kalsın belirlendikten sonra alırsınız dedi (bizim türk yöntem misali sjsjsj) bi kız bi erkek otutturucam dediğinde kimi sevinmiş kimi üzülmüştü üzülenler arasında bende yer alıyordum.. Kısa boyuma bakaraktan önler oturucağımı planlıyordum yanımda dizilmiş olanlara baktığımda hiç bir erkeğin boyu kısa deyildi aq iki üç kişi dışında. Yoongi Jimin ve hee young... Ama evdeki hesap çarşıya uymadı tabi.. Herkesi oturttuktan sonra ortadaki en arka sıra ve onun bi önündeki sıra boştu birde diyer sağda ve solda olan en arka sıra boştu ben ayakta kalmıştım ve eşleşebileceğim erkek kalmamıştı. O sırada kapı çaldı içeriye giren taş meteor desem daha doğru olur 7 tane çocuk girdi bende dahil herkes onlara hayranlıkla bakarken en öndeki çocuğun hocam biz yeni öğrencileriz demesiyle hoca gülümsedi ve geldiğiniz iyi oldu bende sınıfımda yeni oturma düzeni yapıyordum demesiyle hepsi birden sınıfa girdi ve kapıyı kapattılar ben hocaya doğru bir adım atarak şey hocam ben nereye oturacağım dedim hocada sınıfa göz gezdirdikten sonra yoonginin arkasına geç senin yanınada arkadaşlardan biri oturur dedi tebessüm ederek yoonginin arkasına geçtim ve oturdum hala hayranlıkla onları seyrederken birden yoongi ve yanındaki kıza gözüm erişti kız yoongiye dokunmak istiyor ama yoongi izin vermiyordu... En son dikkatimi tahtadakilere verdiğimde son bir kişi kalmıştı kendini tanıtmayan oda mark'tı mark tuan hm güzel isim. Hoca en sondan başlayarak ilerledi yani marktan. Mark sen seolun yanına geç demesiyle çantasını eline alıp yanıma geldi merhaba mark ben dedikten sonra merhaba seol Lee seol bende dedim... Buralımısın demesiyle hayrı türküm dedim çok güzelsin demesiyle gülümsedim teşekkür ederim dedim o an herşeyi bozan yoongi arkasını dönerek dudaklarının tadı çok güzel yeol demesiyle yüzümün kızardığını hissettim ve nedense ben tad alamadım doğruya ben istemeyerek öpmüştün beni öyle deyilmi dememle sırıtıp öyle yada böyle ilk öpücüğünü ben aldım dedi ve sırıtarak önüne döndü bende markın kulağına eyilerek sormak istediğin bir şey varsa yazarak sor dedim peki dedi ve çantasından kağıt kalem çıkararak "aranızda bir şey mi var yoongiyle" yazmasıyla sinirlerim bozulmuştu ama belli etmeden kağıdı elime alıp "hayır" yazmıştım dersten sonra kantine inelimmi acıktım demesiyle onayladım 5 dakika sonra zil çaldı sıradan kalkıp çantamın ön gözünü açtım ve boş olan cüzdanıma bi kez daha baktım çaktırmadan.. İstersen gidebiliriz demesiyle çantamı kapatıp olur anlamında başımı salladım kantine indiğimizde kendine bir tost aldı ve sen bir şey almıyacakmısın diye sordu bende yok hayır dememle tostu masaya bırakıp tekrar sıraya gitti ve elinde iki çikolata ile geri döndü bende asla çikolataya hayır diymiyeceğim için kabul edip yemeye başladım bu kadar çok çikolata seviyor olmanı bilmek güzel dedi bende beni tanıyan herkes bir çikolatayla kendini affetireceğini bilir diyip gülümsedim.. Bana kendinden bahset demesiyle ona dönüp tebessüm ederek ne bilmek istiyorsun dedim oda düşünür gibi yapıp mesela neden koreye geldin ailen varmı kiminle yaşıyorsun bilmek istiyorum dedi bende peki anlattıktan sonra aynısını ben sormuşum gibi yap ve sorularını cevapla dedim ve anlatmaya başladım ailem var iki canımdan çok sevdiğim öz veya üvey olmayan kardeşlerim sue ve yeri dedim.. Gerçek aileme gelirsek babam zaten küçüklüğümden beri yok annem türkiyede dedim kiminle kalıyor olmam konusu arkadaşlarım yani kardeşlerimle kalıyorum dedim ilk soruyu unuttun diyerek tebessüm etti ilk soru neydi ki diyerek ona soru yönelttim oda koreye gelme sebebin ne dedi bende ben aslında koreye bir kişi için gelmiştim o kişid- zilin çalma sesiyle lafım yarıda kaldı kalkalım mı? Dedim olur anlamında başını salladı bende kalkıp teşekkür ettim neden dedi çikolata için dedim gülümseyip rica ederim dedi sınıfa çıktık mark yerine geçti bende yeri ve suenin yanına giderek ee ne haber diyerek kaş göz işaretleriyle kookla taeyi gösterdim sevgiliyiz diyip sırıtmaları hoşuma gitmese de sevinmiştim onlar adına sonra dersten sonra konuşuruz diyip sırama geçicekken kolumun tutulmasıyla durdum arkamı döndüğümde sinirle bana bakan yoongi İle karşı karşıyaydım korkmadım deyil ama hala dik duruyordum yoonginin markla aranızda ne var diye bağırmasıyla bütün sınıf sinema izler gibi bizi izliyordu bu seni ilgilendirmez yoongi diye bağırdım kolumu daha fazla sıkarak konuşmaya devam etti o çocuğa yaklaşmıyacaksın duydunmu diyerek yine ses tonunu yükseltti bende sen kimsinki bana ne yapıcağımı söylüyorsun diyerek kolumu elinden kurtardım sinirden sanki gözlerim alev alıyordu yeri gelip aramıza girdi kulağıma sessizce söylemeye çalışsada en azından yoonginin duyduğumdan eminim seol sakin, sakin ol tamam bir şey olmadı yerine geç tamam mı yerine geç Hadi güzelim demesiyle bakışlarımı yoongi den çevirerek yani aşağı bakarak ağlamaya başladım ve Türkçe konuşarak yeri artık bıktım bana böyle davranılmasından bıktım işte bu yüzden yoongiye hala onu sevdiğimi söylemiyeceğim canımın yanacağını biliyordum biliyordum yeri diyerek çantamı almadan koşarak sınıftan çıktım
YERİNİN AĞZINDAN
seolun arkasından gitmek için ilerlediğimde bi el beni durdurdu ona doğru baktığımda yoongiydi o n-ne söyledi sana dedi sesi titremişti vay be helal olsun seol koskoca min yoonginin sesinde titrettinya diye içimden geçirmeden edemedim o herkesin ona böyle davranmasından bıktığını ve seni sevdiğini bu yüzden söylemek istemediğini canının bu denli yanacağını bildiğini söyledim ona nefretle ve kolumu kurtararak sınıftan çıktım
YAZARIN AĞZINDAN
Seol nereye gittiğini bilmeden ilerledi sokaklarda... Her şey en başta hayatı olmak üzere herşey çok kötü ilerliyordu bıkmıştı artık.. Canının alınacağı günü bekliyordu hayır intihar etmiyecekti çünkü biliyorduki eğer hala yaşıyorsa bi sebebi var demekti.. Sahile gidip akşama kadar ağlamak istiyordu öylede yapıcaktı sahile gitti ve oturup ağlamaya devam etti her üzerine düşen gözyaşıyla kendini dahada güçsüz hissetti ve kendine YOONGİ YAŞADIĞIM BÜTÜN DUYGULARIN SEBEBİ dedi. Hem ona aşıktı hem üzülüyor hem mutlu oluyor hem sinirleniyor hemde güvende hissediyordu yani bütün duyguları birlikte yaşıyordu...Bitti Sonunda bitti 1363 kelime ile sona erdi umarım beğenirsiniz şimdiden teşekkür ederim...
~swaggirlMYG~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERT KIZ ~MYG~
FanfictionGenellikle yoongi İle hikaye atıcam ama arada isteğe göre değişebilir... ~HAYALLERİMLE MUTLUYUM ÇÜNKÜ ORDA HERŞEY YOLUNDA~