28 Ekim 2021…
Ailemi trafik kazasında kaybedeli bir yıl oldu. Bütün benliğimi kaybediyorum. Hayatta en güvendiğim iki liman şuan yok. Ama düzelmeliyim. Hayat hala devam ediyor. Neyse ki sevgilim bana yetiyor. Onun sayesinde ayaktayım.
Beraber yaşamaya başlamalı mıyım yoksa şu anki gibi güzel mi? Kafam çok karışık. Doğum günüme kadar düşünüp karar vermeliyim. Mutlu bir hayat için herşeyi mi unutmam gerekiyor?
31 Ekim..
Acaba ne gibi bir sürpriz yapacak çok merak ediyorum. Bizim eve benden önce gittiğini hiç fark etmedim ya allah allah.
Evet. Kapıyı açma zamanı heyecan mı? O ne! Etraf karanlık kesin büyük bişey hazırladı. Garip bi koku var sanki sanki çürümüş et gibi. Hırıltı sesleri geliyor. Acaba köpek felan mı aldı?
Ağğhh… Üstünde, üstünde… Parçalıyor her yer kan revan içinde. Napmalıyım kafasına vuracak bişey. Vazo onu devirir mi ki?
İşe yaramayacağı belliydi. Lanet olsun! Dikkatini çektim galiba bana dönüyor. Yoksa tahmin ettiğim şey mi? Zombi…
Üstüme gelmeye başladı. Neyse ki yavaş yürüyor. Süsler için kullandığı maket bıçağı kafasına soktum. Hareket etmiyor şuan öldü acaba? Burası böyleyse dışarıyı düşünemiyorum. Elektrikler kesildi su akmıyor. Dışardan sürekli bağrışma ve silah sesleri sağa sola kaçan insanlar. Bu geceyi burada geçirip dışarı çıkmam ve sağ kalan birilerini bulmam gerekiyor.
1 Kasım..
Seslerden dolayı uyuyamadım ama en azından kesildi artık. Camdan dışarı bakıyorum ama hiç hareket yok. Ufak bi çanta hazırladım bi kaç gün yetecek yemek ve kıyafet.
Apartmanda hiç ses yok. Gittiler mi acaba yada herkes öldü mü? Merdivenlerden garaja inmeliyim en azından arabamı çalıştırırsam hızlıca uzaklaşabilirim bu iğrenç yerden.
Son kapı, garaja girmeden önceki. İçerde hiç ses yok. Korkuyorum dizlerim titriyor kalbim yerinden çıkacak gibi elimde sadece ekmek bıçağı var. Ve giriyorum şans dile bana anne…
Araba çalışıyo ama gitmiyor birisi kaçarken önünü kapatmış garajın kapısıda aynı şekilde. Yeni bi plana ihtiyacım var beni yaşatacak bi plana..
Arka bahçeden dışarı çıktım. Şuanlık sessiz ortalık yerler kan ve vurulmuş kokuşmuş zombi dolu. Arabalar yanıyor polis ve ambulans arabalarının siren sesleri duyuluyor. Sesten ve büyük caddelerden uzak durmalıyım.
Bir dakika… O Ses bi kadın çığlığımı ve gittikçe yaklaşıyor. Yaşayan bi insan için şuan neler feda ederim ki bir bilseniz. Ağacın arkasında bekleyeceğim. Onuda sessizce yanıma alabilirsem kaçabiliriz.
Kucağında küçük bi kız var! Arkasında ise 20-30 kadar zombi. Napıcağını görmeden kendi yerimi belli edemem. Ağğhh… kızı için zombilerin arasına atladı. Bu manzarayı izlemeyeceğim daha fazla. Kızıda yanıma alamam ayak bağı olur. Gidiyorum içim sızlaya sızlaya ve kızın çığlıkları arasında.
Süper market var karşımda ama camı kırılmış ve biraz talan edilmiş gibi. Bir kaç parça yemek bile alsam yeter bana. Kırık camdan içeri girdim raflarda sadece konserveler kalmış. Onları alıp uzaklaşmalıyım. İçeriye ilerledikçe hırıltı sesleri gelmeye başladı. Arkamda ki zombi grubuda yaklaşmıştır. Aklıma bi fikir geldi.
Mutfak tüplerinin olduğu bi oda var onları buraya çekebilirsem birazından kurtulabilirim. Şimdi tek ihtiyacım olan bi yem. Ses onları çekiyorsa telefonumda müzik açabilirim ama sesi yeteri kadar olmaz. Yinede şansımı deneyeceğim. Yere kolonya döktüm tüplerin hepsini açtım müziğide dışarıya koydum. Şimdi sadece beklemek kalıyor.
Sürü yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Heyecandan kendimi havaya uçurmak istemiyorum. Yan sokaktan ufak bi grup insan girdi içeriye acaba sese mi geldiler? Sürüyü görmediler tuzağa düşecekler. Yerimi ifşa edemem. Belki dost canlısı değillerdir. Şuan kimseye güvenemem. Neyse sürü markete girmeye başladı. Telefonu kapıya koymakla akıllılık etmişim.
Şuan o insanların hayatı parmaklarımın ucunda belki bana bi çıkış yola açabilirlerdi. Ama korkuyorum ya yemeklerim için beni öldürdürlerse. Hepsi ölmeyi hak ediyo. Bu zamana kadar yalnızken yüzüme bakmayan insanlar ölmeli…
Büyük bi patlama sesi
Hepsi öldü o insanlarda o iğrenç canavarlarda. Yüzümde korkunç bi gülümseme var. Deliriyorum galiba.
HAHAHAHA