Jude
Jude Farraday gece pek uyuyamamıştı. Sonunda,şafak sönmeden hemen önce çabalamaktan vazgeçti. Kocasını uyandırmamaya özen göstererek pikesini üzerinden attı ve yataktan kalkıp çift kanatlı kapıyı sessizce açarak odadan çıktı.
Ortalık aydınlanırken evinin arka bahçesi çiyden parlıyordu;yemyeşil gür çimenler, Gri çakıllı kumsala doğru uzanıyordu. Kumsalın ilerisinde , Sound un kömür rengi dalgaları art arda kıvrılıyor,doruğa ulaştıkları noktada tan kızıllığına boyanıyordu.
Jude, herzaman kapının yanında duran plastik bahçe terliklerini ayağına geçirip bahçesine indi.
Bu toprak parçası onun için bir gurur ve neşe kaynağı olmaktan öteydi. Onun tapınağıydı.Verimli kara toprağın üzerine çömelerek durmadan dikmiş,kesmiş,budamıştı.Alçak taş duvarlarının arasında,bütünüyle güzelliği ve düzeni yansıtan bir dünya yaratmıştı.
"Erkencisin."
Dönüp baktı. Kocası yatak odası kapısının hemen önünde,taş verandada duruyordu. Siyah boxerı ve uyurken dağılmış,kırlaşan upuzun sarı saçlarıyla seksi bir edebiyat profesörünü ya da saçı sakalı ağarmaya başlamış bir rock yıldızını andırıyordu. Yirmi dört yıldan uzun bir süre önce Jude nin ona ilk görüşte âşık olmasına şaşmamak gerekirdi.
Jude turuncu terliklerini ayağından fırlatıp bahçeden verandaya uzanan taş patika boyunca yürüdü."Uyuyamadım." dedi. Kocası ona sarıldı. "Bugün okulun ilk günü."
Bir hırsız gibi uykusunun içine süzülüp huzurunu kaçıran şey buydu işte. "Liseye başladıklarına inanamıyorum . Daha dün anaokuluna gidiyorlardı."
"Önümüzdeki dört yılda birer bireye dönüştüklerini izlemek ilginç bir deneyim olacak."
"Senin için ilginç," dedi Jude . "Sen tribünlerde oturmuş oyunu izliyorsun. Bense sahada mücadele ediyorum. Bir şeylerin yolunda gitmemesinden çok korkuyorum."
"Yolunda gitmeyecek ne olabilirki? Zeki,meraklı,sevgi dolu çocuklar onlar. İhtiyaç duydukları her şeye sahipler."
"Ne mi olabilir?Şaka mı yapıyorsun? Dışarısı...Orası tehlikeli, Miles. Bu zamana kadar onları korumayı başardık ama lise farklıdır. "
"Biraz rahatlaman gerektiğini biliyorsun."
Bunu kocasından çok sık duyuyordu.Aslında birçok insan ona yıllardır aynı tavsiyede bulunuyordu .Jude bir ebeveyn olarak dizginleri dizginleri haddinden fazla sıkı tuttuğu ve çocuklarını fazla baskı altına aldığı için eleştiriliyordu ama bundan nasıl vazgeçeceğini bilmiyordu. Anne olmaya karar verdiği ilk andan beri destansı bir savaş sürdürmüştü. İkizlerden önce 3 düşük yapmıştı.
"Henüz değil " dedi sonunda "Daha on dört yaşındalar"
"Jude" dedi kocası iç geçirerek. "Birazcık. Başka bir şey istemiyorum. Türü tehlikede olan canlılar değil çocuklarımız. Onları biraz serbest bırak."
"Peki ne yapmamı öneriyorsun? Ödev kontrolu yapmasam Mia ödevlerini yapmaz. Gideceklerini söyledikleri yere gidip gitmediklerinden emin olmak için arkadaşlarının ailelerini aramaktan mı vazgeçeyim? Ben lisedeyken her hafta sonu fıçı bira partileri olurdu ve arkadaşlarımdan ikisi hamile kalmıştı. Artık onları daha sıkı takip etmem gerekecek inan bana. Önümüzdeki dört yıl boyunca yolunda gitmeyen pek çok şey olabilir.Onları korumam gerekiyor. Üniversiteye başladıkları gün içim rahat edecek. Söz"
"İyi bir üniversite olursa" diye takıldı kocası.
"Sen kesinlikle onun gibi değilsin , Jude " dedi kocası usulca. Bunu duymak Jude a iyi geliyordu . Kocasına yaslandı birlikte gündoğumunu izlediler ." Evet kalkmam iyi oldu . Saat onda ameliyatım var " dedi miles sonunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE YOLU
RomanceHAYAT SİZE BİR DİZİ SEÇENEK Geçmişe tutunmak...Unutmak...Affetmek... SİZ HANGİ YOLU SEÇERDİNİZ? Onsekiz yıldır çocuklarının ihtiyaçlarını herşeyden üstün tutan Jude Farraday in ikizl...