42. Bölüm Planı Uygulama Meselesi

265 9 0
                                    

Selaam! Selaam Selaam! Nasılsınız ponçikellalar? Beni sorarsanız (tabii sormak zorunda değilsiniz) ben hem iyiyim hem kötüyüm. Diğer bölüm baya ekşınlıydı bence ama bana sorarsanız bu bölüm daha bir ekşınlı olacak. Kafamda bir kaç kurgu var. O zaman daha fazla uzatmadan yeni bölüme geçelim.

Bölüm şarkıları:

(Bu arada bölüm şarkıları benim şu sıralar çok fazla dinlediğim şarkılar, neredeyse hepsi ingilizce. Eğer siz bu şarkıları sevmezseniz dinlemek zorunda değilsiniz hatırlatayım.)

Demi Lovato: Tell Me You Love Me

Ariana Grande: Let Me Love You

Demi Lovato & Ariana Grande: Not Sorry Everyday (Mashup)

ZAYN & Sia: Dusk Till Dawn (Buna kafayı taktım ağağağa)

One Direction: Drag Me Down

Little Mix: Secret Love Song

Fatal-R: NDNG Saldır Hadi Durma (kafam bir milyon üç yüz beş yüz obaa)

Simge: Yankı

İlyas Yalçıntaş: Gel Be Gökyüzüm

Hadise: Sıfır Tolerans

Çağatay Akman: Bizim Hikaye

Neyse ya yeter bu kadar şarkı. Bence bu şarkıları dinleyin. Ben çok fazla şarkı beğenen bir insan değilim. Çok seçiciyimdir bu konuda haberiniz olsun. Yazım hataları için özür dilerim. İyi okumalar ponçikellalar!

Defne sabah telefonun lüngür lüngür çalmasıyla uyanır. Neler olduğunun farkında değildir. Telefonu alır ve Yeşim' den 21, Ezgi' den 9 ve Nehir' den 1 cevapsız çağrı olduğunu farkeder. Mesajlar da almış başını gitmiştir. Defne hemen Yeşim' i geri arar.

DEFNE & YEŞİM TELEFON KONUŞMASI

Yeşim: Ay Defne sonunda bana geri dönebildin. Kızım hani saat 13:00 da Carizma Cafe de buluşacaktık! Daha doğrusu arkasında. Sen nerdesin ya! Defne: İyi de saat daha erken değil mi be? Yeşim: Evet, çünkü saat 13:37! Hatta 38 oldu! Neredesin sen! İtiraz falan istemiyorum Defne Barutçu, üstünde tavuk pijaması olsa bile buraya geliyorsun! (Tavuk pijaması bana birini hatırlattı sjsjsjjsjssj) Defne: Ayy Yeşim tamam da hazırlanıyorum! Yeşim: Hazırlanman için sadece 5 dakikan var. Zaten kafe sizin eve yürüme mesafesinde 10 dakika uzaklıkta. En geç saat 14:00 da buradasın ona göre. Zamanın başladı! He birde biz çoktan Damla' yı çağırdık ona göre.

DEFNE & YEŞİM TELEFON KONUŞMASI SON

Defne ne olduğunu anlayamaz. Çünkü Yeşim telefonu suratına kapatmıştır. Defne hemen hazırlanıp kafeye gider. Önce kafeye girer ve Semih' i arar. (Bu arada Semih Seçkin Öztürk haberiniz olsun) Semih bir masaya oturmuş telefonla uğraşmaktadır. Bunu gören Defne yavaşça arkasını dönüp giderken Semih onu farkeder. Semih "Lan Defne!" diye bağırır. Kafedeki herkesin ilgi odağı Semih olur. Defne arkasını döner ve Semih' e yavru kedi sırıtışı yapar. Semih eliyle 'gel' işareti yapar. Defne sırıtışı yüzünden siler ve oflaya puflaya Semih' in yanına yavaşça yürümeye başlar. Fakat Defne' nin o gün kötü ayakkabı seçimi günüdür ve ayağı takılıp yere yüzüstü bir şekilde 1.80 uzanır. Semih bunu görünce hunharca gülmeye başlar. Daha doğrusu anırmaya. Defne ona pis pis 'yardım etsene heyvan' bakışı atar ve Semih hala hunharca gülmeye devam ederken Defne' yi kaldırır. O sırada Damla gelir. Bu olanları görür ve yanlarına gider. Defne eliyle üstünü çırpıyordur. Damla "Aaa Semih Defne, ne yapıyorsunuz burada?" diye sorar masumca. Semih hemen toparlanır. Defne "Hiiç. Asıl sen ne yapıyorsun burada?" diye sorar. Cevap yetiştirme sırası Damla' ya geçer. Defne "Amaan canım, neyse ne. Bana ne zaten değil mi? Ben sizi yalnız bırakayım o zaman." der ve gider. Damla ile Semih başbaşadır. Her şey çok karmaşıktır. Bir masaya otururlar ve havadan sudan konuşmaya başlarlar. Defne hemen kızların yanına gider. Kızlar Defne' yi görünce onu öldürecek gibi bakarlar. Defne yine yavru kedi sırıtışı yapar. Kızlar "Hiç öyle bakma Defne! Bizi ağaç ettin burada zalımın kızı!" derler. Aslında zalımın kızı kısmını sadece Nehir söyler. Kızlar Nehir' e uzaylı görmüş Mahmut Tuncer gibi bakmaya başlarlar. Nehir "İkidir ne diye öyle bakıyorsunuz be! Ne yapayım ben şimdi ya?" der. Defne "Ayy her neyse! Siz içeriye bir bakar mısınız lütfen? Oldu bunlar ayol." der ve konuyu değiştirir. Kızlar hemen oraya bakar. İkiside birbiri ile konuşurken yüzlerine bakamıyorlardır. Hadi bakalım bunlar ne konuşuyor?

Semih "Ee anlatın bakalım Damla Hanım, kaç sevgiliniz oldu?" diye sorar. Damla bu soru karşısında şaşırır kalır. Semih hala bir cevap bekliyordur. Damla "Galiba iki ya da üç tane oldu. E tabii ben sizin gibi sevgili meraklısı değilim Semih Bey değil mi?" der. Şaşırma sırası Semih' e geçer. Damla kıkırdıyordur. Semih "Ne kıkırdıyon öyle lan!" der. "Ayrıca benim sevgili meraklısı olduğum nereden çıktı? Lan yoksa Ezgi mi söyledi! Ah ulan Ezgi, ben sana ne ya-" sözü yarım kalır çünkü Damla ona 'are you serious?' bakışı atar. Semih hemen susar. Damla "Neyse benim fazla zamanım kalmadı da gitmem gerek acilen şimdi. Sonra yine görüşürüz olur mu?" der ve toplanıp kalkar. Semih "Damla dur. Benim arabam var, ben seni bırakabilirim istersen?" diye sorar. Damla "Ayy yok sana da zahmet çıkarmayayım şimdi boş ver ya. Ben kendim giderim metrobüsle falan." der. Semih "Aa ne zahmeti canım ayıp ettin. Bırakırım seni hem sen boşuna para vermemiş olursun hem de ben rahat etmiş olurum." diye teklif sunar. Damla "Pardon da sen niye rahat etmiş oluyorsun acaba?" der gözlerini pörtleterek. Semih "Ya şimdi sana abazalar sarkacak falan bilmem ne. Bırakayım işte." der. Damla artık hayır diyemez ve Semih' in arabasına biner.

Kızlar bütün olan biteni izlemiş ve yarım yamalak ta duymuşlardır. Yeşim "Aa nereye gitti bunlar ya." der. "Ayy bir de benim karnım acıktı. Hani hamileyim ben ya. Hazır kafedeyken bir şeyler mi yesek ki." diye sorar. Kızlar da ona hak verirler. İçeri geçip yemek yerler. Defne "Ya kızlar acaba alış verişe mi gitsek şimdi de. Benim hiç giyebileceğim kışlığım yok. Hadi lütfen gidelim, nolur?" der masumca. Dudağını büküp gözlerini kırpıştırmaya başlar. Yeşim "Ayy evet ya. Benim neredeyse bütün kışlıklarımı Çınar attı sağ olsun. Neymiş efendim bunun burası açıkmış, şunun omuzları yokmuş, öbürünün yakası çok genişmiş, diğeri zaten kışlık gibi değil yazlık gibiymiş tonlarca laf! Say say bitmez vallaha. Uzun lafın kısası giyecek hiç bir kışlık yok benim dolabımda. Ayrıca ikizlere de bir şeyler bakarım. Aayy ne güzel oluuuur!" der Defne' ye uyarak. Ezgi ve Nehir' in başka çaresi kalmamıştır. Alış verişe giderler. Bir sürü güzel mi güzel kıyafetler alıp eve dönerler. Damla ve Semih hakkında konuşmaya başlarlar. Yeşim "Ay bunlar çok güzel bir çift OLDULAR. Değil mi kızlar?" der ve gülmeye başlar. Ezgi "Niye bu kadar abartıyorsun Yeşim. Ayrıca Damla Semih' e dayanamayıp ayrılır. Bir de abarttığın kadar mükemmel değiller Yeşim." der. Yeşim tip tip bakar. Diğerleri de öyle. Yeşim "Neden Ezgi? Bir düşünsene eğer Semih ortaya çıkmasaydı neler olacağını. Damla bir süre sonra sıkılıp Deniz' e saracaktı. Belki de Deniz de senden sıkılıp Damla' ya saracaktı. Ee sonuçta Deniz' i en iyi ben tanıyorum" der. Bu sefer. Nehir bir garipser. Ezgi ağzını fermuar gibi kapatıp anahtarı atmış gibi yapar. Nehir "Orada dur bakalım Yeşim. Nasıl abimi sen benden daha iyi tanıyorsun?" diye gözlerini belertip sorar. Yeşim "Sen Amerika' lardayken neler neler oldu bilmiyorsun, beni hiç bozma şu an lütfen." der. Biraz daha konuşup dedikodu yaptıktan sonra uyurlar.

Eveet. Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Yeni bölüm en yakın zamanda gelecek merak etmeyin. Sizi çok seviyorum ponçikellalar! Kendinize iyi bakın, hoşçakalıın.

Gelecekte İnadına Aşk (Devam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin