Multideki çalışma için @sophiaRYLEY e teşekkürlerimi sunuyorum. Seviliyorsun kuzum :) :*
***************************
---TOLGA---
Hadi ama ciddi olamazsın! diye geçirmiştim içimden, onu Görkem'in kolunda sahneye çıkarken gördüğümde. Salondan adım atar atmaz karşılaştığım bu manzara kesinlikle beklediğim birşey değildi. Sahneye yaklaşırken Esra'nın seslenmesi ile durmuş, üzerine birde onu görünce şaşkınlığım ikiye katlanmıştı. Meğer Mevsim Hanım'ın çok eski arkadaşıymış.. Tesadüf müydü bunların hepsi? Tesadüfünde böylesi..
Şimdi ise yangından kaçıyormuş gibi, menekşe kokusunun izlerini bırakıp koşar adımlarla uzaklaşmıştı. Birçok kadın gibi mesleğim ya da güç ve para sahibi olmam onu etkilemeyecekti, bunu anlamıştım. Tipime güvenim sonsuzda olsa ya o kendini iyi tutuyordu ya da gerçekten ilgisini çekmiyordum.
Bu ihtimal canımı hala daha neden bu kadar sıkıyordu? Sorduğum soruyla irileşen mavi gözleriyle bir açık vermişti aslında. Şuan kaçar gibi uzaklaşmasıda bu yüzden değil miydi? Ah birde Esra'nın kırdığı pot var tabi.. Beni mi anlatmıştı hemen ona? Başka bir komşusu olamazdı ya.. Çatı dublex karşılıklı iki daireden oluşuyordu yalnızca.. Diğer kattakileri düşünme gereksinimi bile duymuyordum şuanda..
Uzun zamandan sonra birini elde etmeye çalışırken eğleniyordum aslında. Kolaylıkla yediğim her lokma aynı tadı bırakıyordu ağzımda.. Oysa Mevsim.. Adı gibi karmaşık, birçok şey bırakıyordu ardında. Onu istiyordum ve bunu inkar edecek kadar çocuk değildim. Zor olacaktı belki ama olacaktı işte.
Adımlarımı hızlandırıp, taksiye binmeden yakaladım kolundan. Rahatsız olacağını ve o sivri dilini her an sokmaya hazır bir şekilde çıkaracağını bildiğimden hemen ardından geri çektim elimi.
-"Sanırım beni yanlış anladın. Hadi gel, itiraz etmede senide eve bırakayım."
-"Sence kelimelerin nereye çekileceğini anlamayacak kadar salak mıyım?"
İşimiz işti anlaşılan.. Biraz daha alttan alırsam gerçekten altında ezilip kalacaktım. Ya sabır!
-"Salak olduğunu düşünmek istersen sana karşı çıkamayacak kadar az tanıyorum seni. Ve Türkçe oldukça esnek bir dil olduğundan insan aklı neredeyse oraya kolaylıkla çekebiliyor kelimelerin anlamlarını."
Ağzını bir kere açıp kapadı ve bir kere daha. Suratının aldığı şekle gülmemek için kendimi oldukça zorlamam gerekti.. Pembe dudakları 'O' şeklinde kalmışken, bir kez daha aynı tadı alabilmek için kapanmak istedim dudaklarına. Dur Tolga dur.. Bunu yapacak zamanım olacak ve her bir anından büyüm keyif alıcam.
-"Çocukça çabaladığınız kelime oyunlarını oynayacak yanlış kişiyi seçtiniz kendinize."
-"Şuanda da bir ilişki kurduğumuzun farkında mısın? Ben sadece şakalaşıyordum ama bunu bu boyuta taşıyan sensin. Neyse en azından şakadan anlayan bir yapın olmadığını anlamış oldum."
-"Şakadan anlamayan sizsiniz bence!"
Havaya diktiği burnu, öfkeyle parlayan gözleri ve beni öp diye bağıran dudakları işimi hiç kolaylaştırmıyordu.
-"Bunu böyle sabaha kadar devam ettirebiliriz anlaşılan ama geç oldu ve artık evimize dönsek iyi olacak."
-"Siz gelmeden önce taksiye binmek üzereydim."
-"Hala bir çocuk gibi inat etmeye devam mı edeceksin?"
Bana sarf ettiği sözcükte bu değil miydi.. Çocuk! Onun yaptığı çocukluk değilde neydi? Ne yapacağımı sanıyordu, arabada üzerine atlayacağımı mı? Tamam yapmadığım şey değil ama ben bunu iki tarafta istekliyken yaparım sadece!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVSİM (Kitap)
General Fiction-"Ah Tanrım! Beni korkuttun." Kelimelerin döküldüğü dudaklarının kıpırtısıyla dudaklarımı yaladım. Ona eşlik eden sesi kulaklarımı okşadı. Erkekliğim sanki aradığını bulmuşçasına zonklayarak tepkisini gösterdi. Ya kalbimdeki bu sıkışmanın nedeni n...