4.BÖLÜM

78.2K 2.2K 343
                                    

Multi de Mevsim var. Yani yüklemeyi başarabildiysem :)

Öpüyorum sizleri :*

---MEVSİM---

-"Enfes bir tadın var."

Ne yapmıştım ben? Kendimi nasıl bırakabilmiştim kolları arasına? Savaşım ne zaman sona ermişti? Ben ne zaman kaybetmiştim kendimi onda? Daha saniyeler geçmemiş miydi ben o asansörden ineli? Zaman kavramım yok olur, zihnim bulanıklaşırken, dudaklarıma çarpan sıcak nefesinden kaçmak için çevirdim kafamı.

Kollarım hangi ara boynuna dolanmıştı? Sanki gitmesinden korkar gibi tutunmuşum ona... Tonlarca ağırlığı kucağıma bırakmışlar gibi düştü ellerim iki yanıma. Öpücüklerinin, hafif çıkmış sakallarının sürtündüğü tenim geçen saniyeleri hatırlatırcasına sızlıyor.. Ağzımı talan eden tadı, derimin altına işlenmiş 'silinmesi zor' diyor.. Ah Tanrım ne yaptım ben!

Kafamı kaldırıp benimle kafa bulan gülümsemesini görmeye hazırlıyorum kendimi. Asla altında kalmayacağım ve her ne diyecek olursa olsun, beni ne kadar etkilediğini göstermeyeceğim. Belimdeki elinin çekilirken bıraktığı yoksunluğu düşünmeyeceğim..

Sonunda gözlerim yüzünü buldu. Her zaman alaylı mavilerini örtmüş, kaşları hoşnutsuzlukta çatılmış, sert öpücüklerinin kırmızı izler bıraktığı dudaklarını kıvrımlarından mahrum bırakmıştı. Önce bir adım uzaklaştı kokusu... Sonra bir adım daha. Ben hala iğneli sözlerini, kurnaz bakışlarını görmeyi beklerken, arkasını döndü ve saniyeler içerisinde duvarların ardında kaldı.

Kendimi nasıl içeri attım emin değilim. O anahtar lanet çantadan nasıl çıktı... İki gülüşe iki söze iki bakışa aldanıpta kendimi ateşe atamazdım. Aşk aşk diye koşup, acıdan başka bir duyguyu tadamayan o insanlardan da olmaya niyetim yoktu. Ondan uzak durmakta haklı olduğumu bugün bir kere daha anlamamış mıydım? Evliliği gereksiz gören, tek amacı kadınlarla yatakta geçireceği bir kaç dakika olan birinden ne beklenirdi ki!

Bundan sanane ki Mevsim! Onun bunu istemiyor olması sana niye dokunuyor yani! Ne dokunması ya...

Alacağın olsun Esra. Bula bula buradan mı ev buldun yani. Daha aklı başında insanların olacağı, sakin ve huzurlu olacağım bir ev yok muydu sanki. Ben buraya neden geldim nelerle uğraşıyorum.

Odama girer girmez, gözüm başucumdaki çerçeveye kaydı. Yokluklarında bile onlara sığınmaz mıydım hep? Babam sımsıcak kahve gözleriyle, kucağındaki bana bakıyor... Annem Kaan'ın omzuna bir elini koymuş babamla bana gülümserken, Kaan ise kameraya sırıtıyor. O yaşta bile çekici gözüküyor gözüme. Onların yokluklarının açtığı boşluk dolmuyor, dolduramıyorum. Belki de genç yaşta kaybedişimdendir. Çünkü Kaan benden çok daha iyi bir şekilde üstesinden gelebildi kaybımızın. Ona imreniyorum...

Üzerimdekileri değiştirdikten sonra yatağa uzanırken, çerçeveyi alıp göğsüme yasladım. Her zaman babacı olsamda şuan anneme ihtiyaç duyuyordum. Gözlerimi kapatıp, ciğerlerime sinen kokuyu soluyarak karmakarışık duyguların eşliğinde uykuya bıraktım kendimi..

***

-"Dün akşam aramadığına mı kızayım yoksa beni ektiğine mi emin değilim."

-"İkisinede kızabilirsin tabi ki."

-"Bu kadar mı yani?"

-"Yaklaşık beş dakika önce gözümü açtım Esra."

-"Bu saate kadar uyumuş olmanda ayrı bir sorun."

-"Sen sorunların bir listesini yapa dur bende bir duş alayım o sırada."

-"Çok komiğiz bugün!"

MEVSİM (Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin