Arabanın kapısı açıldığında derin bir nefes aldım ve indim, gözüme ilk çarpan büyük bahçenin içerisinde koşuşturan küçük bir köpekti. "Onu beğendin mi? Calum beğendiğimi sezmiş de olsa bunu yinede dile getirmişti. "Evet efendim,beğendim."
Elimi büyük elleri ile kavradı ve bahçeye ilerlemeye başladı. Adımlarına ayak uydurarak ilerlerken bir yandan da etrafı inceliyordum. Muazzam bir yerde yaşıyordu, yeşillikler ağaçlar.."Sana evi gezdirmesi için Zoe'ye haber vermiştim Mona. O seni gezdirirken bende küçük işimi halledip geleceğim." Başımla onayladım ve açılan kapıya döndüm, renkli kıyafetleri ve gülen yüzü ile kapıyı açan kişi Zoe olmalıydı. Bir anda kollarını bedenime sarması ile gülümsedim ve karşılık verdim.
İyi şeyler olacak,
Kesinlikle.Zoe elimden tutmuş beni gezdiriyordu, yurt odasının neredeyse dört katı büyüklüğünde bir salon ve büyük bir mutfak vardı.Zoe eli ile merdivenleri gösterdi."Yukarı çıktığında ileride soldaki oda sana ait, sağ tarafta banyo bulunuyor. Eşyalarını yerleştirdikten sonra biraz daha ayrıntılı bakabiliriz eğer istersen."Küçük valizimi kavradım ve merdivenlere ilerledim, birkaç parça eşyayı yerleştirmem kısa sürecekti."Teşekkür ederim Zoe."
Zoe, merdivenlerden çıkana dek beni izlemişti. ileride soldaki oda. İki kapının önünden geçtim ve kapının önünde durdum. İçimde hala uçuşan kelebekler vardı ve sıcak bunaltmaya devam ediyordu. Kapıyı yavaş bir şekilde araladım.bu muazzamdı. Bu odada ben değil muhtemelen üç kişi daha kalabilirdi, hatta beş. Yavaş adımlarla içeri girdim ve incelemeye başladım. Mobilyalar krem renginde seçilmişti.Muhtemelen bir kız odası nasıl olur Bay Hood tam kestiremediğinden kolaya kaçmıştı. Müzik çalarlar, albümler, hatta tuval ve boya fırçaları, renkli aksesuarlar. Saymakla bitmezdi. Ama en ilgi çeken şey gardırobun yanında duran boydan aynaydı, üzerine renk renk kıyafetler serpilmişti.
rahat edebilmem için herşeyi düşünmüşlerdi.
Valizi yatağa yatırdım ve içindeki kıyafetleri boşaltmaya başladım, burada yaşayacaktım, hala bunun etkisindeydim. Gardırobu açtım ve kıyafetlerimi yerleştirdim. Dörtte birini dahi kaplamamıştı. Şimdi üzerime hoş birşeyler giymeli ve onların gözünde iyi bir imaja sahip olmalıydım. Dolaptan çiçek desenli renkli bir elbise seçip yatağıma bıraktım.
O da neydi?
Karşıdaki odadan bir çığlık sesi duyduğuma emindim.
Hızlı bir şekilde odadan çıktım ve kapıya yaklaştım. Gülüşler ve çığlıklar birbirine karışmıştı. Kulağımı kapıya yasladım, boğuk bir ses tonu ile birisi konuşuyordu. Bay Hood? Ancak işi olduğunu söylemişti, bu kadar hızlı olabilir miydi? Bir anda gelen çığlıkla yerimden kıpırdadım ve geri adımlarla çekildim.
Ta ki, arkamda bir beden hissedene dek.