Yalnızlıkla başlar aslında herşey, yani sen kendini öyle hissediyorsun. Etrafındaki bütün arkadaşlarını biriyle mutlu görmekten kendini kötü hissediyorsun. Ben ne zaman mutlu olucağım ? Beni seven olmayacak mı ? Olduğum gibi kabul eden ? Ve saire ve saire.. Halbuki mutlu olmak için illa
evlilik mi gerekiyor?Kendimi hep küçümsedim, ve hep yalnız kalcağıma kendimi ikna etmiştim ve tam ümidi bitirirken biri çıkar ya karşına tamda öyle oldu.
Kilolu bir kızım, ve uzun boylu oturduğum şehirde kimse bana bakmazdı ve hiç kimse benimle konuşmak istemedi. Aslında ne güzel demi? Düşünsene harama el uzatmıyorsun. Ama cahillik işte herkes evlenirken sen seyrediyorsun.. seyrediyordum. Hep gülen biriyim ama derler ya en çok gülenler genelde en çok üzülendir diye..
Ben hep ailemin benimle gurur duymasını istedim ve bu yüzden kendimi hayatım boyunca okula adadım. Şükürler olsunki önüme çıkan sınavları hep aldım. Ama ya geceleri ne hissettiğimi ? Kimse duymasın diye yüzüme yastığı koyup ağlamalarımı? Neden ağlıyordum?
Neden ağlıyordum..İsmi önemli değil, benden 6 ay büyük CİMG Milli Görüş üyesi her gün camiiye giden islam topluluğunda her aktiviteyi yapan bir erkek..
Namazlı abdestli daha ne isteye bilirdimki ? Öyle bir insan sevdiğine daima doğru yolu göstermez mi ? Çok uzatmadan gelip harama girmeden kızın babasıyla konuşmaz mı Allah'ın emriyle.. hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmadı..Ekledi, konuşmaya başladık.. o kadar güzeldi ki herşey tam hayal ettiğim gibi. Ciddi biriydi..
Geçmişimle alakalı sorular sordu tabiki kimse olmadı daha önce bu benim için bir ilk di. Sevindi lakin ben ona aynı soruyu sorunca benden önce iki kişiyle konuştuğunu söyleyip konuyu değiştirdi. Olsun herkes hata yapar deyip kabul ettim..
Zaman geçiyordu, konuşuyorduk beni güldürürdü...
Ama bazı şeyler değişmeye başlamıştı..