DAMLA ULUSOY 'DAN
Gördüğüm şey karşısında donup kaldım. Tıpkı diğerlerinin olduğu gibi sanki Dünya işlevini kaybetmiş
' Dönmeyi unuttum, yardım edin ' diye bağırıyordu. Sesler uğultu olarak çıkıyordu. Gördüğüm şey çok kötü bir durumdu.
Bir ambulansın içinden üstü örtülü bir sedye indirildi. Ve doktorların sesi benim hayata geri dönmemi sağladı ama son duyduğum şey tekrar Dünya' dan uzaklaştığınım kanıtıydı.
" Bir bar kavgası, hasta, hastahaneye gelene kadar çok kan kaybettiği için hastayı kaybettik " Ne demişti o hastayı kaybettik mi
" Ne diyor lan bu, ne kaybetmesi, ne saçmalıyorsun lan sen" diyerek arabadan indim ve doktorun yakalarına asıldım
" Lan sen ne dediğinin farkında mısın? Kardeşim lan o benim kardeşim piç herif ne ölmesi lan ne ölmesi Utku beni bırakıp gitmez,gidemez o benim ne yaşadığımı biliyor annem gibi o da bu sıçtığımın Dünya' sında beni tek başıma bırakmaz " diyerek yumruklamaya başladım. Son gücümü de harcayıp kendimi yere bıraktım.
" Hanımefendi sakin olun Utku kim, kimden bahsettiğinizi anlamıyorum, ölen hastamız bir bayan " doktorun sesi beni tekrar hayata bağladı ve önüme gelen ilk kişiye tutunarak kalktım ve sarılarak ağlamaya başladım. Bu koku çok güzeldi. Kafamı çekip kim olduğuna baktım ve hemen o karizmatik çocuğu itmem bir oldu. Adını bilmediğim için şuan öyle diyorum yoksa karizmatik falan değil. 😉
Çocuğu iter inmez doktorun yanına gidip Utku' nun yerini öğrendim ve ameliyathaneye doğru ilerledim.
Babam onu öldürtmeye kalmıştı sırf onu benim sevgilim sandı diye onu öldürtmeye kalkmıştı. O zaman başaramadı. O kendini babam sanan piç başaramadı. Yaklaşık 10 gün olmuştu ameliyattan çıkalı bugün de başka bir piç onu benden almaya kalktı. O piç başaramadı, bu karizmatik piç de başaramayacak
" Başaramayacaksınız annem gibi Utku' yu - kardeşimi - canımın içini de benden alamayacaksınız. Duydun mu beni kardeşimi benden alamayacaksın " diyerek çocuğa doğru ilerledim hala ne yüzle buradaydı? Neden defolup gitmiyordu?
" Bana bak kızım ben kimseyi elinden almadım. Ona da birşey olmayacak " diyerek bana doğru iki adım artarak aramızdaki mesafeyi kapattı ben işaret parmağımı ona tuttum ve sonra ameliyat kapısını göstererek
" Utku o kapıdan sağ çıkacak haklısın, ama senin için aynı şeyi düşünmüyorum. Utku' ya birsey... " demeye kalmadan sözümü kesti ve ağzımdan bir hıçkırık çıktı
" Bana bak kızım ona bir şey olmayacak " diyerek benden uzaklaştı. Ben ameliyat kapısının yanındaki cama doğru ilerledim o da aynı şekilde yanıma geldi. Ve devam etti.
" Sonu benim kardeşim gibi acı sonla bitmeyecek onu dışarıda bekleyen bir kardeşi var o seni bırakmaz, benim kardeşimin bana yaptığı gibi intihar etmez, seni terkedip gitmez" diyerek gözünden düşen yaşları sildi. Kardeşi intihar mı etmişti, kim bilir hangi acı olay ya da kim bilir hangi piç onu intihara sürüklemişti. Bu çok acı bir duygu, kaybetme korkusu çok acı, çok aciz, çok bencil, çok savunmasız bir duygu, içinde birden fazla çok barındıran bir duygu. Kim bilir o ne hissetmişti. Şu an benim olduğu gibi onun da sıkışmış mıydı kalbi, kafasını yerden yere vurmak istemiş miydi. O kadar çok sorulacak ve diyecek şey varken susmuştum. Saçım başım darmadağın makyajım akmış tam bir cadıya benziyordum şuan.
Kafam cama yaslı bir şekilde Utku diye fısıldıyordum. Doktorlar kaç saattir içerideydi. Çıkmıyordu. Aradan yarım saat geçtikten sonra Karizmatik çocuk beni tutarak kendine çevirdi. Yaklaşık 8 saattir burdayık ve sabah olmak üzereydi, neden bunu yapıyordu, neden bekliyordu? Gitse ya artık. Ve elini belime dolayarak bir oturağa doğru ilerletti. İtiraz edecek gücüm kalmamıştı. Tüm gücüm eriyip gitmişti. Beni oturtup kendisi de yanıma oturdu ve kafamı omzuna yasladı.