DAMLA ULUSOY' DAN
Eve geldiğimde saat epey geçti. Utkuyla konuşmuştum ama telefonla konuştuk. Çünkü yurt dışına çıkmıştı. Ve konuştuğumuzda bana
" Sana kırgındım. Ama yaptığımın yanlış olduğunu o çocuk bana gösterdi. Affet beni kardeşim ben öyle demek istemedim. " dedi . Tabii ben naptım affettim.
Günüm böyle sıkıcı geçti. Utku' yu özlemiştim. Tabi köpeğim Ares de özlemişti. Bütün gün onunla birlikte oturup korku filmi izlemiştik. En son koltukta uyuya kalmıştım. Kalktığımda saat 00.07'ye geliyordu. Kendime gelmem bir az uzun sürmüştü. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım banyodaki rutin işlerimi hallettim. Ve odaya geçip giysi dolabımın önünde durdum. Kapıyı açtım, gözüme çarpan ilk kıyafeti aldım. Siyah göbeğim üstünde bir t-short. Üzerinde beyaz yazıyla mate fack (siktir git) yazıyor. Altıma beyaz kot shortumu giyerek. Beyaz sporlarımı ayağıma geçirerek, makyaj masama oturdum. Koyu göz makyajımı yaparak dudağıma koyu bordo rujumu sürerek, saçımı yapmaya başladım. Tepeden toplayarak iki küçük perçemimi bıraktım. Sırt çantamı alarak aşağı indim. Hatçoş' un hazırladığı kahvaltıya oturdum.
" Eline sağlık sultanım."
" Afiyet olsun kuzum, he bu arada yurt işini düşündün mü? " dedi.
" Evet Hatçoş gitmeyeceğim yurda. Evde kalıcam o adam beni kendi evimde rahatsız edemez" diyerek hafif tebessüm ettim.
Kahvaltımı yapıp evden çıktım. Mavi lamborgihinime binerek okula doğru sürdüm. Drift çekerek içeri girdim. Yan koltuktan eşyalarımı alıp indim aşağı. Yavaş adımlarla giriş kapısına doğru ilerledim. Tam girecekken iki kız önümü kesip omzumdan ittirerek
" Hey nereye bakalım. Parayı çıkart. " diyerek sırıttı. Ben de sırıtarak hala omzumda olan eline baktım ve
" Önce o kolunu koparıp müsait bir yerine sokmadan indir ve para konusuna gelicek olursak sen bana bak bir sana para verecek göz varmı? " diyerek öne doğru bir adım attım. Ki bir daha kolumu tutarak beni durdurdu. Önce kolumdaki ele sonra elin sahibine baktım. Çekmeyeceğini anladığımda da
" Son duanı et" diyerek kolunu tutup ters çevirdim ve yere yatırarak o kızı yumruklamaya başladım. Diğer kızlar da üstüme doğru gelince kızın üstünden kalkarak diğerlerine daldım.
" Olum ecelinize mi susadınız lan bir de para istiyor. Kim lan sizin başınız söyle de sokayım o parayı..." devamını getiremeden bir el ağzımı kapattı. Ve kendine doğru bastırarak kucağına aldı beni ve kapıdan içeri girerek. Benim bulunduğum sınıfa doğru ilerledi. Ben debelenmeye başladım. Ama boştu bu ineğe ne yapsam bırakmadı. Şerefsiz. Bir şeyler söylemeye çalıştım. Ama boğuk boğuk çıktı sesim.
Beni yere bıraktığında arkamı dönüp saydırmaya başlayacakken Serdar denilen çocuk benden önce konuştu.
" Ağzına öyle kötü küfürler hiç yakışmıyor " diyerek sırıttı.
" Tabi ya anlamalıydım sendin dimi o. O paraları toplayan. Hem sana ne be sanane benim küfür edip etmememden. Olum bana bak bu okulun korkulu rüyası olabilirsin ama ben kimseden korkmam. " diyerek zaten sınıfta olduğumuz için en arkaya doğru ilerledim. Ve en arkadaki sıraya çantamı attım. Sıraya atlayarak oturdum. Ve yine o gıcık sesi duydum.
" Orası benim yerim küçük. Küçük diyorum çünkü senin bana söylediğin kelimeleri ancak küçük bir kız çocuğu söyler. Benden korkacaksın tüm okul gibi sende korkacaksın. Ne o azcık iyi davrandık diye hep iyi davranacağımı mı düşündün " diyerek sırıttı ve bana doğru geldi. Çantamı eline alarak havaya kaldırdı. Boyu çok uzundu. Ben de ayağa kalkarak zıplamaya başladım. O ise kahkaha atıyordu. Kız pes ederek
