Asker Deseni - Mektuplar

287 8 1
                                    

North-----

Karşısındaki kendinden daha düşük rütbeli erin suratına dalga mı geçiyorsun dercesine baktı North.

"Bu tür ıvır zıvırlarla uğraşacak zamanım yol benim. Simdi şu zımbırtıyı al ve oynadığın küçük sıkıcı oyunu sonlandır ufaklık. Beni bu tür şeylerle bir daha rahatsız edersen askerliğini bitirme ihtimalin suyun altında nefes alma ihtimalinden daha düşük olur." Dedi ve elini umursamazca git anlamında salladı.

Lareine-----

''Bu da neyin nesi?!' diye bağıdı Lareine.

Karşısındaki rütbesini bile bilmediği generale aldırış etmeden memnuniyetsiz bir ifade gösterdi. Kollarını önünde bağlayıp ''Burada kalacağım.'' dedi.

''Hayır, gideceksin. Çok yüksek bir yerden gelen bir emir bu. Gitmemek gibi bir şansın yok!'' Orgeneral bu kızıl saçlı kızın tavırlarına alışıktı. ''Hem orda yaşıtların olacak.''

Lareine Orgeneral'e bir bakış attı. ''Yani?''

Orgeneral sırıttı. ''Eğlenceli olabilir''

Kızıl saçlı kızın beyaz -çok açık gri- gözleri parıldadı. ''Eğlenceli mi!’’ Lareine'nin yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. ‘’Öyleyse gidiyorum'' Ah. Babası kızını çok iyi tanıyordu.

Aisford-----

Aisford kullandığı F-117 uçağını piste indirirken 'bu bebeğe veda etmek istemiyorum, diye düşündü. Uçaklara karşı gözardı edilemeyecek kadar büyük bir sevgisi vardı. Uçmak onun için bir yaşam stiliydi sanki. Uçağı piste indirdikten sonra aşağıda onu bekleyen bir Astsubay gördü. Üstelik elinde bir zarf tutuyordu.

Aşağı indiğinde Astsubay mektubu ona uzatarak "Adınıza gönderilmiş bir zarf var efendim" dedi. Sonunda ki 'efendim' kelimesini duyunca gülümsedi. Genç yaşta Üsteğmen rütbesini elde edebilen biri olarak orduda geçirdiği zaman boyunca resmi bir dille konuşmalarını saçma buluyordu. Üstünde adı yazılı zarfı eline alıp incelerken üzerinde ordunun damgası olan bir pul olduğunu gördü. Ah yine mi? Diye düşündü Aisford. En son böyle bir mektup aldığında kendini Afganistan'da bulmuştu.

Zarfı açıp mektubu okuyunca kısa bir şekilde gülüp "Saol asker" dedi ve ana binaya doğru yürümeye başladı. Yürürken mektubu buruşturup asker üniformasının cebine tıktı.

Kendi kendine "Çocuk mu kandıryorlar? Kim böyle saçma bir eğitimi ister ki?" diye mırıldandı. Eğer onu gerçekten istiyorlarsa kendileri gelip almalıydılar. O asla onların ayağına gitmezdi...

Christina-----

''Ne oldu, müdür mü çağırdı beni?'' Askeri lisenin renksiz koridorlarından yürürken, Christina yanındaki arkadaşına sordu. 

 ''Hayır, sana bir mektup gelmiş Tina.''

 Merdivenlerden inerek müdür yardımcısının odasına vardılar. 

 Müdür yardımcısı Christina'ya bir mektup uzattı. O da mektubu açıp hemen okudu. Christina mektubu okuduktan sonra şaşkınlığını gizleyemese de sakince müdür yardımcısına sordu. 

 ''Bu mektubun doğru olduğuna emin misiniz?''

 ''Bir okula geldi, haliyle resmi evrak... Yani eminim.''

 Christina odadan çıkarken elindeki mektubu katlayıp zarfa geri koydu ve bunun gerçek olması halindeki yaşamını düşünmeye başladı...

Asker DeseniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin