Dragon Dating Agency

Hunhan Özel Bölüm 2 (M)

Onu öpmüştüm! O herifi öpmüştüm. Peki sonra? Arkasından ittirerek onu evden dışarı çıkarmıştım. Peki o ne yapmıştı. İki gün boyunca bana mesaj bile atmamıştı. “Başkalarıyla olmamam için bana yardım et” demek benimle birlikte ol demek değil miydi? Tam olarak öyle değildi biliyorum ama ona benzer bir şeydi işte. Peki neden mesaj atmamıştı? Sana mesaj atmadığımda ya toplantıda oluyorum ya da başka biriyle birlikte oluyorum demişti. Ya başka biriyle birlikteyse? Ben kıskanç biriydim ve o akşam bunu duyunca kıskançlık krizine girmemek için kendimi zor tutmuştum. Telefonu elime alıp mesaj geçmişimizi karıştırmaya başladım. En son onu öptüğümün gecesi bana iyi geceler mesajı atmıştı. Yatağın içinde tepinmekten uyuya kalmıştım ve cevap yazamamıştım. Sabah ise gerek görmediğim için mesaj atmamıştım. İçimden Sehun’a ettiğim küfürleri kendime iletip Sehun’a mesaj yazma kararı aldım. Ona mesaj atmadığım için bana geri dönmemesi gayet normaldi. Onca şey yazmama rağmen göndermeyip sadece ‘Ne yapıyorsun’ diye sordum. Telefonumu sehpaya bırakıp cevap bekledim. Aldığım cevap ise telefonumun müziğinin odanın içinde yankılanmasıydı.

“Kapat şu lanet telefonun sesini!” Yixing odasından bana bağırdığında telefonu elime alıp heyecanla açtım. Ben ona mesaj atmıştım ve o ise beni arıyordu.

“Alo?” telefonu kulağıma götürür götürmez duyduğum müzik sesi telefonla arama mesafe koymama neden olmuştu.

“Luluuuu” beni arayan Sehun’du ama konuşan kesinlikle o değildi. Sesine aşık olduğum adam kesinlikle bu olmamalıydı.

“Sehun?”

“Seni özlediimm.” Sesi aegyolu mu çıkıyordu yoksa ben mi yanlış anlıyordum.

“Sarhoş musun sen?”

“Hayır sadece seni özledim. Yanımdan gider misin? Zaten biriyle birlikteyim!” bu son iki cümlenin bana olmadığını anlamayacak kadar salak değildim.

“Nerdesin sen?! Kim o yanındaki!”

“Burdaki insanlar çok çirkin Lulu. Lütfen buraya gel.”

Zorla olsa da gittiği yeri öğrenip üzerimi değiştirip hızla evden ayrıldım. Barı bulmam benim gibi biri için zor olmamıştı. Hep burada mı takılıyordu acaba? Eğer öyleyse neden karşılaşmamıştık? Sinirle kapıda inatla yaşımı soran adamları es geçerek içeri ilerledim. Oradaydı. Bunu bana yapamazsın Sehun. Sinirle olduğum yerde çakılı kaldım. Tırnaklarım avuç içlerime batıyordu. Sehun iki kadının ortasındaydı ve kendini elletiyordu. Buraya hiç gelmemeliydin. Eğer gerçekten beni istiyorsan buraya hiç gelmemeliydin Sehun. Arkamı dönüp oradan ayrılmaya yeltendim ama olmadı. Bu kadar çabuk pes etmek istemiyordum. O iki kadına karşı savaşabilirdim. Güçlü biriydim ben ve o kadınlardan daha iyiydim! Dolan gözlerimi kıparak burnumu çektim. Hızlı bir şekilde Sehun’un oturduğu kanepeye ilerledim ve dar pantolonumun izin verdiği şekilde bacaklarımı açıp Sehun’un bacaklarını kendi bacaklarımın arasına alıp kucağına oturdum.

“Sana başka birisiyle olursan ölürsün demiştin.” Göğsüm onun göğsüyle buluştuğunda titrediğimi hissettim.

“ O başka birini öpersem geçerli değil miydi?” Yüzündeki şaşkın gülümsemeye kanmamam lazımdı.

“Eğer gelmesem öpecektin belki de?”

“Beni öldürecek misin peki?”

“Bu gece sana öyle şeyler yapacağım ki kalbini durduracağım.”

“Hayal görmüyorum değil mi?”

“Yanımızdaki sürtükler dahil her şey gerçek.” İkimizde aynı anda başımızı bize şaşkınlıkla bakan iki kadına baktık.