Benim dünyama hoşgeldiniz...
Ütopya da güneş batıdan doğup doğudan batar ve tüm gezegenleri gökyüzüne baktığınız an görürsünüz .Gökyüzünde süzülen milyon tane adacıklar ve üzerine kurulmuş şehir ve kasabalar mevcut . Her birinin üstünde farklı ırklardan oluşan topluluklar hatta krallıklar mevcut .
Peki benim ırkım ne? Buna daha kimse karar veremedi ve bir sonuç yürütemedi. Sadece sivri kulaklarım ve mavi neon rengi gözlerim 3 5 tanede yapabildiğim büyü var .
Benim adım Julia ve ben kimliğimi arıyorum. Önümde koskoca uzun bir yol ve bu yolda dolu dolu maceralar var ...
Julia 💜
Sabah her zamanki gibi Alex üstüme atlayıp yüzümü yalayarak uyandırdı. Gerçekten artık hiç hoşlanmadığım bir durumdu. Alex benim yavru ejdarhamdı. Büyümesini yıllar alsa da ileride görkemli bir dragon olacağına emindim . Onu yoldaki yabancı bir keşişten almıştım daha yumurtaydı ve yumurtadan çıkması tam 5 yıl sürmüştü. Büyümesi ne kadar sürecekti orasını bilemem...
Hemen dışarıya çıktım gökyüzü herzaman ki gibi mor rengindeydi. Kaldığım kulübeden hemen sağa dönünce pegasusların durduğu yer vardı. Hemen oraya doğru giderek bir Pegasus kiraladım ve üstüne bindim . Pegasuslar özel hayvanlardı ve kolay kolay üstüne herkesi bindirmezlerdi ama benim halkım günden güne hepsini evcillestirmisti. Pegasusun kulağına uç diye fısıldadım hemen benimle iletişime geçti ve artık düşüncelerimi duyabiliyordu. Sadece gideceğim yeri hayal etmem yeterdi Pegasus oraya götürürdü.
Sonunda elflerin yaşadığı şehir merkezine ulaşmıştık. Aşağıya doğru baktığımda bir kalabalık toplanmış tezahürat yapıyorlardı. Yavaş yavaş yeryüzüne indiğimizde bir elf düellosu olduğunu gördüm ve heycanlandım. Kalabalığı itekleye itekleye sonunda on tarafa geçmeyi başarmıştım ve yanımda duran tepegöz bana çok sinirli bakıyordu çünkü ayağına basmıştım . Hemen önümdeki düelloyu seyretmeye başladım.
Ütopya aşkına gözlerime inanamadım düello yapan kişi hayran olduğum adı ün salmış savaşçı Emma !