Marcus beni görünce yerinde duramadı ve hızla yanıma gelip, iki eliyle başımı tutup gözlerini kapattı . Aniden gözlerini açınca benden uzaklaşmaya başladı. Geri geri adımlar atınca, yere düştü Marcus . Bense öylece durup olanları seyrediyordum. Marcus un derdi neydi?
Marcus toparlanarak ayağa kalktı ve hiç birşey olmamış gibi "Hoşgeldin Julia! " dedi büyük bir mutluluk ile. Bense selam verip "Beni neden çağırdın? " dedim . Marcus biraz afalladı ve "Baş cadıyı bulmamız için seninde bize katılmanı istiyorum ve şunu bil sen çok özelsin" dedi . Ben olanları anlamıyorum düşünüp duruyordum daha üç beş büyü yapabilen benim neyim özeldi? Marcus a bakarak " İyide neden ben ?" Marcus gözlerini kaçırarak cevap verdi "Kızıl Dragon sadece özel olan insanları alır sırtına, ve biz cadıyı ararken dragon la senin ilgilenmeni istiyorum bu yüzden bu yolda sende bizimle birlikte olmalısın " dedi . Açıklaması mantıklı geliyordu ancak beni tedirgin eden birşeyler vardı . Verdiği cevap beni tatmin etmiyordu.
Biraz düşündükten sonra "Peki tamam kabul ediyorum " dedim . Marcus öyle sevindi ki sevinç naraları atmaya başladı.Marcus beni bir kaç günlüğüne kalesinde misafir edeceğini ve daha sonra yola çıkacağımızı , Beklediği bir kaç kişi daha olduğunu onlar gelince hemen hazırlanıp cadıyı aramaya başlayacağımızı söyledi.
Ben kalenin bahçesinde oturup gökyüzünü seyrederken 3 5 tanede Pegasus sürüsü gökyüzünde süzülmeye başladı. Pegasuslar iyice yaklaşınca "Aman Tanrım! Jack ve Emma. " Gözlerime inanamıyordum bunların ne işi vardı.
Kaç ve Emma gelince Marcus un yardım çağrısını mecbur kabul ettiklerini söylediler.
Akşam olmuştu ve yemeklerimizi yedikten sonra herkes odasına çıktı.
Rahatça yatağa uzandım düşünürken uykuya daldığımı farketmemiştim bile. Gece yarısına yakın birisi beni örtünün altına aldı ve üzerimi örttü kalbim hızlı hızlı atmaya başladı ama gözlerimi açmak istemiyordum . Beş altı saniye sonra alnıma bir öpücük değdi. Yüzümün kızardığına yemin edebilirdim. Yatakta oturan kişi birden ayağa kalkınca gözlerimi araladım , ayak seslerini duyunca hiç kıpırdamadan kapıya doğru baktım. Aman Tanrım! Bu Jack ti . Neden böyle birşey yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu . Bunları düşünürken yine uyuyup kalmıştım. Sabah zorda olsa gözlerimi açtım ve aniden ayağa kalkınca başım döndü. Hemen üzerimi değiştirip odadan çıktım. Kapıyı açıp tam kapatırken arkama dönmemle Jack in kaslı vücuduna çarpmıştım .resmen kaya gibi vücudu vardı. "Günaydın Jack ! Korkuttun beni " dedim ve Emma Jack in arkasından çıkıverdi "Julia ! Seni almaya gelmiştik bizde " dedi .Hep beraber aşağıya doğru inmeye başladık ve ben odamda pelerinimi unutmuştum. "Siz inin ben pelerinimi alıp geliyorum "dedim ve merdivenli ücerli beşerli çıkarken ufak ufak fısıltılar duydum . Kafamı hafifçe uzatıp baktığımda Marcus bordo pelerin li birisiyle konuşuyordu ."Onu buldum !onu kesinlikle buldum o aradığımız kişi " dedi . Sakar olan ben sağ tarafta duran büyük çanağa çarptım ve beni farkettiler . Bordo pelerinli hemen uzaklaştı ve gözden kayboldu. Marcus beni görünce biraz panikle ama hemen bu durumu toparladı "Aaa Julia kahvaltıya inmedin mi hâlâ ? Hadi birlikte inelim ne dersin "dedi. "Marcus pelerinimi unutmuşum onu alacaktım. Yanındaki kimdi ? " Diye sordum . Marcus gözlerini kaçırarak "Kalede görevli birisi önemli birşey değil " diyerek gelçiştirdi ....
Julia 💜
Jack 💜
Yorumlarınızı bekliyorum . Lütfen bakalım diğer bölümde neler olacak 😘💜😉