"Todoroki...Benim için üzülme. Ben yine de mutluyum çünkü hiç değilse ölümüm sevgilimden oldu..."
"Ben katilim...Hem de senin..."
Todoroki düşüyordu. Uçurumdan aşağıya. Rüzgar çıplak teninden yukarı çıkaraktan saçlarını okşuyordu.
Gözlerini açtığında akan gözyaşlarının kendi ağırlığından daha az olduğu için su tanecikleri havada uçuşuyordu. Ama gördüğü şey daha farklıydı.
Midoriya onun göğsüne sarılmış ve başını onun göğsüne yaslamıştı.
"Seni seviyorum..."
Artık onun sadece bir hayalet olduğunu bilen Todoroki ellerini onun beline saramayacağına bilerek, ama buna rağmen yine de ellerini onun beline sardı.
Katı Ellerinin onun belini sarmadığını hissetti ama buna rağmen gülümsedi.
"Sevgilime sarılamayacak olmak benim için cehennem azabı...Ama buna şimdi önem vermeyeceğim. Seni öldürdüğüm için cehennemde yanıyor olacağım çünkü..."
"Todoroki! Böyle deme!"
"Benim gibi birini bile seven, kalbine alan kişiyi kendi ellerimle öldürdüğüm. Hey...Sence hala senin son nefesin elimde midir?"
"Todoroki..."
Bu konuşmalar en fazla on-on beş saniye sürmüştü. Ama sanki zaman o anda daha yavaş akıyordu.
"Keşke hayatta olsaydım. O zaman burada gerçekten seninle olurdum..."
Todoroki cevap vermek yerine gülümseyip sevgilisiyle geçirdiği günleri düşündü. Unuttuğu anıların geri geldiğini hissetti.
Midoriya ile ilk öpüştükleri gün.
Midoriya ile ilk birlikte oldukları gün.
Midoriya ile ilk buluştukları gün.Ama bunların yanında kötü anılar da vardı.
Midoriya ile son öpüştükleri gün.
Midoriya ile son birlikte oldukları gün.
Midoriya ile son kez buluştukları gün."Gökyüzü masmavi...O gün olduğu gibi..."
"O gün?"
"İlk buluşmamız...Mükemmeldi..."
"Evet..."
"Neden bu düşüş bu kadar uzun sürdü ki? Hemen ölüp bitirmek istiyorum..."
"Öyle deme. Senin teninin sıcaklığını daha fazla hissetmek istiyorum..."
Bir süre hiç konuşmadılar ve sonunda büyük bir gümleme sesi geldi.
Todoroki; yüzündeki rüzgarın kesilmesinden, kaburgalarının acısından, ağzına gelen ve her yeri kaplayan kanından yere düştüğünü anladı.
"Todoroki!"
Onun yanına geçerek elini tuttu.
"Lütfen...Beni bırakma..."
Zümrüt yeşili gözleri artık aylardır tuttuğu gözyaşlarını azat etti ve sevgilisinin göğsüne düşen tanelere baktı.
"Midoriya?"
"Buradayım Todoroki! Bak hala buradayım!"
"Seni göremiyorum..."
Todoroki'nin sesi çatlak çıktı ve başını sağa sola çevirdi.
"TODOROKİ BURADAYIM!"
Midoriya artık bağırıyordu. Hem de kendinden geçmiş bir şekilde. Ama elini onun bileğine koyduğunda anladığı şey onun en iyi bildiği ama en inanmak istemediği şeydi. O ölmüştü. En çok sevdiği şey olan Midoriya'nın yüzünü bile görmeden.
'Ne aciz bir ölüm' diye düşündü Midoriya. O ölürken sevdiği kişinin yüzünü görebilmişti hiç değilse.
Elini onun güzel yüzünde gezdirdi. Hiç değilse yüzünde kan yoktu.
"Todoroki...Öteki taraf yok...! Ruhumuzun gideceği yer yok...! Ruhunu yok ettin...! Ben senin için hiçlikten kaçmışken...Neden bunu bana yaptın!? Benden ne istedin! Ruhundan ne istedin!"
Kan iyice yere yayılmıştı. Midoriya'ya yapabileceği ilk şeyi yaptı.
Onun dudağına yapıştı ve ruhani bedeninin ışığa dönüşüp Todoroki'nin bedenine aktığını hissetti.
"TODOROKİ! "
Kirishima ve diğerleri onun yanına geldi ve sarsmaya başladı. Ama Todoroki uyanmadı.
"TODOROKİ! SENİ LANET! AÇ ŞU GÖZLERİNİ!"
Todoroki açtı ama çok zor nefes alıyordu. O zor nefesleri ile son sözlerini söyledi.
"Onu göremiyorum."
Ardından tekrar gözleri kapandı. Oysa Midoriya onun başındaydı. Elini tutup ruhunu yukarı doğru çekti. Todoroki etrafına bakınca gökyüzünde süzüldüğünü fark etti. Cansız bedeni ise yerde yatıyordu.
"Todoroki."
"Midoriya?"
"Benimle hiçliğe gelir misin?"
"Seninle cehenneme bile gelirim."
Daha çok yukarı çıktılar ve hiçlikte kayboldular.
---
END
![](https://img.wattpad.com/cover/127059596-288-k195377.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[TodoDeku] Sensiz Sabahlar -
Fanfic"Seni sevdiğimi biliyorsun öyle değil mi?" "Gerçek olmadığımı biliyorsun öyle değil mi?"