Bazen geç kalınmış şeyleri düşünmekle olmuyor. Zamanında alınması gereken kararların farkına sonradan varmakla hiçbirşey değişmiyor. Yaşadığın acıları silemiyorsun. Artık onu gördüğünde, düşündüğünde hissettiğin tek şey kocaman bir boşluk oluyor. İçinde oluşup zamanla gitgide büyüyen bir boşluk. Karşındayken dokunamamak yakıyor canını. Gel, unutalım herşeyi diyemiyorsun. Diyemiyorsun çünkü ne o eskisi gibi, ne de sen, biliyorsun. Gelse ne olacak diyorsun bir taraftanda. Sevebilecekmiyim eskisi gibi masumca? Güvenebilecekmiyim tekrardan sorgusuzca, kuşkumuzda? Öpebilecekmiyim tekrar doyasıya? Olmayacağını bilsen de tekrarlıyorsun bu soruları içinde bir yerde durmadan. Olmayacağını bile bile sevmek tüketiyor içten içe. Onun umrunda bile olmuyor tüm bunlar. "Sahi aklına geliyormuyumdur acaba, özlüyormudur o da azda olsa?" Diye düşünme. Özleseydi, sevseydi, dönerdi. Ya da aslında gerçekten sevseydi, seni kocaman bir boşlukta yapayalnız terk edip gitmezdi. Unutamadığını iddia ediyorsun. Unutamıyorsun çünkü hep iyi anılarınızla hatırlıyorsun onu. Seni ağlattığı, bırakıp gittiği zamanları hatırla. Söylediği yalanları,tüm yaptıklarını hatırla. Nefret et, kin besle, affetme. Affetmek büyüklüktür deseler de , affetme. Bırak küçük olan sen ol. Bırak canını tekrar yakma şansını ona vermediğin için küçük olan sen ol 🍃