Aşk Bahçemsin (DefÖm)

AB 《7》

Defne uyanıp kahvaltıyı hazırladıktan sonra yaprağı uyandırmaya gider. Merdivenlerden çıkarken de şarkı mırıldanıyordur.

"Sen kendine önlemler aldın.
Ben kendime yasaklar koydum.
Önümüzde barajlar var..
Bu su hiç durmaz..."

Yaprağın odasının önüne geldiğinde eliyle kapı kolu kavrayıp kapıyı açtığında yerde cansız bir şekilde yatan yaprağı görünce çığlık atar.

" Yaprak!"

Defne hızlıca yaprağın yanına gelip yaprağı kontrol eder. Nabzı ve nefesi az bir şekilde gelmektedir. Defne telâşlanıp eli ayağı titrerken ambulansı arar.

20 dk sonra ambulans geldiğinde görevliler dikkatli bir şekilde yaprağı kucaklayıp araca doğru götürürler.

Defne de arabaya bindiği zaman kapıyı kapatıp hızla hastaneye doğru yol alırlar.

Hastaneye vardıklarında defne küçük bedeni ile baygın bir şekilde yatan yaprağa bakarak ağlarken sedyeyle beraber içeri girerler. Hemşire defneye beklemesi gerektiğini söyleyip onu muayene odasına girmesine izin vermez.

Defne koridorda bulunan oturma yerlerinden birine oturup ağlamaya devam eder. Yaprağa birden bire ne olduğunu anlamasada onun o baygın hareketsiz hali canını yakmıştı.

Kendisine yaklaşan adım seslerini duyunca kafasını kaldırıp o tarafa bakar. Gelen ömerdir.

" Ömer ? Senin burada ne işin var?"

" Sana uğramak için gelmiştim de. Kapıcı senin telaşla evden çıkıp buraya geldiğini söyleyince bende ne olduğunu merak edip geldim. Ne oldu Defne?"

" Bil-miyorum. Sabah onu uyandırmak için odasına gittiğimde baygın bir şekilde yatıyordu. Ne oldu-ğunu ben-de bilmiyorum.. Ömer ya ona birşey olduysa ben dayana-mam😭"

Ömer hızla defneyi kendine çekip sarılır. Sırtını sıvazlayıp defneyi sakinleştirmeye çalışır.

" Yapma böyle ama defne. Yaprak kendine geldiğinde seni böyle görürse o da ağlar. Kendini toplaman gerekli."

O sırada doktor odadan çıkar. Defne ve ömer hemen ayaklanıp doktorun yanına gelirler.

" Yaprak Ulaş'ın yakını siz misiniz?"

" Evet biziz. Nasıl durumu doktor hanım? "

" Bu nasıl söylenir bilmiyorum ama.. Yaprak.. Bir kalp hastası..."

" NE?! BU NASIL OLUR? NE DEMEK KALP HASTASI?! Ama o daha küçücük! Yapraaaaaaak! 😭"

"Sakin olun hanımefendi. Yaprağın nakile ihtiyacı olsa da nakil bulana kadar onu ilaç ile idare edeceğiz. O zaman zarfında hastanede kalması daha uygundur. Şimdi refakatçı olarak kim kalacaksa danışmandaki hemşireden gerekli belgeleri imzalasın. Iyi günler..."

Ömer defneyi bahçeye çıkardığında ağlayan yaşlı bir teyze görürler. Ve gidip onun yanına otururlar.

Teyze gelene baktığında daha önceden gördüğü simayı fark edince gözlerini defneye çevirir.

" Merhaba hanım kızım. Sen yaprağa bakıyordun demi?"

Defne teyzenin yaprağı bilmesine şaşırır. Acaba yaprağın yakını mıydı diye düşünür.

" Evet ben yaprağa bakıyorum da.. Siz kimsiniz?"

" Ben yaprağın anneannesiyim hanım kızım. Annesi kan kanseriydi gençliğinde.. Büyüyüp evlendiğinde hastalığı ilerlemişti. Hamile kaldığında doktorlar ona çocuğu aldırması gerektiğini söylemişti.
A-ma annesi aldırmak istemedi. Kıyamadı yavrusuna. Ne kadar dil döksekte kararından vaz-geçiremedik. Hamile olduğu içinde ilâç kullanamıyordu. Doğum zamanı geldiğinde çok zorlanmıştı. ( Gözlerinden birkaç yaş damla düşer) Yaprak doğduğunda bünyesi dayanamadı ve vefat etti annesi.. Babası ise tabikide çok kahroldu. 1 yıl sonra mezarlıktan dönerken bir anda ne olduysa araba dengesini kaybetmiş ve bir tırla kafa kafaya gelmiş. 4 saat ameliyat olsada ameliyat masasından sağlam çıkamadı ve o da öldü. Daha sonra yaprağa ben sahip çıktım. Yaprağı parka götürdüğümde ona pamuk şeker almak için seyyarın yanına gittiğimde bir anda tansiyonum yükselmişti. Ve orada yığılıp kalmıştım. Oradaki bazı insanlar beni hastaneye götürmüşler. Kendime geldiğimde yaprağı aramaya koyuldum. Her yerde elimde yaprağın fotoğrafı ile gezdim. Seni kucağında yaprakla görünce ilk başta kötü niyetli biri sanmıştım. Sizi takip etmeye başladım. Evinizin önünüze kadar gelip pencereden içeriye bakıp yaprağın seninle ne kadar mutlu bir şekilde oyun oynayıp, kahkaha attığını görünce senin iyi birini olduğunu anlamıştım. Benimde pek durumum yoktu. Hastayım ve dul maaşım ile yaprağa daha fazla bakamazdım. Ben bile kendime doğru düzgün bakamazken o küçük yavrucuğa yani yaprağa bakamayacaktım. Senin iyi biri olduğunu birkaç gün içinde anlayınca senin benden daha iyi ona bakacağını düşünmüştüm."