Sevgili ' m ...

440 21 12
                                    

Akira ; Ana karakter.

Hime ; Ana karakterin beraber olduğu kişi.

Muzigi acin bence .p

-*-*-*-*-*-*

'' Ne dersin ? '' diye sordu. Üstelercesine, düşüncelerimi bölerek.. Yine bilemedim ne söyleyeceğimi. Her ilkim onunlaydı benim , o fark etmesede...

O beyazdı benim için...

Bense şefaftım...

Rengim yoktu benim...

 Çünkü renksiz doğmuştum , ben. Ne birisi vermişti bana rengimi , ne birisi almıştı. Başından beri rengim yoktu benim.  Tekrar sordu '' Sevgilim olur musun? '' diye. Cevap istiyordu, benden. Zaten ben cevap verene kadar defalarca soracakmış gibi duruyordu.

'' Tanımıyorsun , beni. '' dedim. İçimde ki meraka yenik düşerek. Merak etmiştim şimdiyse... Onu merak ediyordum. Düşündüklerini , hissettiklerini , samimiyetini merak ediyordum. 

'' Tanımıyorum. '' dedi, başını önüne eğerek. Kötü bir şey yapmış çocuklar gibi duruyordu karşımda. Biliyordum , beni tanımadığını. Ama buruktu bir yanım , nedensizce. Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerime... Bir şey arıyordu sanki. Yüzünden belliydi , bulamadığı. Devam etti yarım kalmış konuşmasına ;  '' İzin verirsen , tanırım. Kimsenin tanımadığı kadar. '' dedi. Hala gözleri gözlerime bakıyordu. 

'' Kimsenin tanımadığı kadar.'' kafamda yankılanıyordu bu cümle. Bende bu kadar özel bir şey yoktu. Sorduğum sorunun saçmalığını anlıyordum. Bende tanınacak bir şey yoktu ki. İçim boştu benim. Dedikleri gibi ve benim kabullendiğim gibi... 

'' Neden ben ? '' diye sordum şimdiyse.. Korkuyordum bir yandan. Terk edilip gitmekten korkuyordum. Ne zaman sevinsem göz yaşlarımın içinde boğulmuştu sevincim. Annem beni bırakıp gittiğinde de aynısı olmuştu. Yeni bir evim var diyede sevinmiştim bir zamanlar. Yeni bir ailem var diye. Aslında sevincim ailenin anlamını öğreneceğim içindi. Şimdiyse reddediyordum o anlamı.

Buydu bu kadar kurcalamam. Yine aynı şeylerin olmasından korkuyordum. Sevinmekten bile korkuyordum neredeyse. Ama o sevindiriyordu beni , hiç bir çaba harcamadan , hiç bir korku olmadan.. 

'' Neden ben ? '' dedim , tekrardan. Çünkü cevap vermemişti. Artık yüzüme de bakmıyordu. Tek bağ vardı aramızda ; elimi ısıtan eli ... Cevap vermek için dudaklarını araladı. Ama uzun sürmedi geri kapattı. Ne diyeceğini bilmiyordu , belkide. Hatta emindim bilmediğinden. Konuşmak zordu , benimle. Benim gibi biriyle ... 

Gülümsemesiydi , düşüncelerimi temizleyen. Bugün sık sık görüyordum hayran olduğum gülümsemesini. Bir zamanlar imkansızdı benim için ; ona bu kadar yakından bakmak ...

Bugün dikkatlice izleyebiliyordum onu. Her ayrıntısına kadar. Kendisinin bile bilmediği noktalarını öğrenmek istiyordum. Sonuçta o benim tek ilgi alanımdı.  Onun bile fark etmediği duygularını görüyordum. Çünkü gözüme çarpıyordu ; insanların duyguları ... Hayranlıkla izlediğim gülümsemesi sona erince cevap verdi . 

'' Çünkü sensin. '' diyerek. Tüm vücudumda yankılanıyordu , bu cümle. Çünkü bendim. Sadece bunu söylemişti bana. Ama buydu beni mutlu eden. Bugün mutluluğun anlamını öğreniyordum. En güzel şekilde. Korkuyordum tabiki içten içe .. Ama onun verdiği mutluluk bastırıyordu , başkalarının yarattığı korkuyu... 

Ben olduğum için ilgi duyuyordu bana . Hiçbir ilginçliği olmayan beni istiyordu. Çünkü ben, bendim. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Gülüyordum sanırım. Evet , gülüyordum. Şaşkın gözlerinden beliiydi. Şonuçta kimse gülerken görmemişti beni. Umutsuzca koşmak istiyordum. Birisi benim benliğimi seviyordu. Ben bile sevmiyordum ; benliğimi... 

Daha iyi anlamıştım. O beyazdı. Şefkatti. Anlayıştı. Ya da beyaz mı oydu bilmiyordum. Sonuçta ondan önce , ben beyazı tanımamıştım. Bakıyordum ona , tekrar tekrar. Gözlerimi kırpmaktan bile korkuyordum , adeta. Her anını görmek istiyordum. Gün gelirde unutursam onu , yine sarmalanacaktım , hiçsizlikle...

Ellerimi tutan elleri ısınyordu. Utanıyordu , biliyordum. Ona bu şekilde bakmamdan utanıyordu. Gülmseyerek saklamaya çalışıyordu utandığını. '' Cevap vermeyecekmisin ? '' diye mırıldandı. Tabiki onu duymuştum. Şuanda tüm algılarım ona açıktı. Nasıl kaçırabilirdim ki o güzel sesini ? 

Kızarıyordu, gözleri gözlerimle buluştuğunda. Hiç Bir şey diyemedim. Ne hayır diyebildim. Ne evet  diyebildim. Gerçi o benim hayalimken nasıl hayır diyebilirdim ki ? Yinede konuşamadım. Açılmadı dudaklarım. Biliyordum onun bir parçası olmak istediğimi. Kumar oynuyordum adeta. Onun ciddi olup , olmadığını bilmeden . Tüm paramı yatırmıştım. Bu yüzden vazgeçmek için geçti. Çekip gitmek için geçti. Vücudum hareketlendi. Oda gözlerime bakıyordu şimdi. Gözlerinde bir girdap vardı adeta. İçine çekiyordu beni. Sonunda hayatta kalıp kalmayacağımı umursayamıyordum şuanda. Onunla sarmalanmıştım. Zaten kurtulmakta istemiyordum. İyice yaklaştım ona , gözlerindeki girdap tarafından yutuluncaya dek...

Dudaklarına kaydı gözlerim. O güzel gülüşünü süsleyen dudaklarına. Farkında değildim yaptığımın. Ama emindim. Sonradan pişman olmayacaktım. Sonuçta kumarda tamamen şansa bağlı değildi. Dudaklarına değdirdim dudaklarımı. Sadece değirdim. Ne yapacağını görmek için . Kaçmamıştı. Bana adeta izin veriyordu. Alt dudağını emmeye başladım. Olabildiğince yumuşak bir şekilde. Olabildiğince yavaşça. Çünkü bitmesin istiyordum. Onun tadında boğulmak istiyordum. Zehirim o olacaksa ölebilirdim belkide. Dilimi dudaklarını aralayıp ağzının içine soktuğumda gerilmişti. Hissedebiliyordum. Ama kaçmadı. Hiçbir yere gitmedi ne yapıyorsam izin verdi bana. 

Şaşırmıştı büyük ihtimalle. İnsanlara dokunmayı bırak bakmıyordum bile. Ama öpüşüm farklıydı. Emindim. Sonuçta vücudumu kullanan sahiplerim vardi. Birden korku sardı her yanımı. Ya öğrenirde gerçekte nasıl yaşadığımı? Ne olurdu o zaman ? 

Korkumdu, onunla beni ayıran. Geri çekildim yavaşça. Yüzüne baktım. Kızarmıştı. Gördüğüm en güzel renkti bu. Onun utancının yansıması ... Onun kırmızısı...

Gülümseyerek sordu bana ; '' Bu evet mi demek ? '' yine ona yenik düşmüştüm. Korkularım da benimle beraber yenik düşmüştü tabi ki. Gülümsemeye çalışıyordum. Onunki kadar güzel olamazdı gülümsemem. Ama umutsuzca çabalıyordum. Gülümsediğimde gözleri açılmıştı. Şaşkındı , emindim. Çünkü ben bile gülümseyebildiğime şaşkındım. 

Elimi kavrayan elini kavradım. Nazikçe ama bırakmak istemezmişcesine. Eğildim ona doğru. Nefesimi dudaklarında hissedebileceği kadar. 

'' Evet. '' diyerek. Hissediyordum. Onun beyazına bulanıyordum hızlıca. Şaşırmama neden olacak bir hızda. Açılmayı bekleyen bir kutuymuşum meğersem. İçi hala dolu olan...

Yada dolduracak birini arayan...

Şimdi ne demeliydim ona ? Hayalim mi demeliydim ? Benim hayalim oydu, sonuçta .Sevgilim mi demeliydim? Onu seviyordum sonuçta. Eğer sevgi onun dediği gibi bütün olmaksa. Bütün olmak istiyordum onunla ... 

                      Kendini seven yazarınızdan sevgilerle....

-*-*-*-*-

Öncelikle okuyanlara çok teşekkür ederim. Belki şaçma bir bölüm oldu . Yani ben öyle hissediyorum. Çünkü ilk bölümü yazdığım duygularla yazmadım bunu. Ama bir yandan böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Akira , Hime ile geçirdiği her saniyede değişiyor. Hmm... kendimle mi çeliştim ne .p Sevgi karanlk ' a ayrıca teşekkür ediyorum. Yeni bölümü bana sorup durduğu için. Yorum yapan ve vote verenler sizi seviyorum. Tabiki minicik minni minnacık okuyucalırımıda .p Ama bu bölümü efendim Autumnia ' ya itaf ediyorum çünkü ona söz vermiştim. ( Aslında tehtit edildi. ) Şaka şaka efendim seni de seviyorum. Kızım Mangaka-chan nerelerdesin ?   Yandak' cift te ne tatli demi ^_^

Onun olmak...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin