SİHAM

117 6 7
                                    




apartmanın dibinden üçüncü kata baktığınızda zahir hukuk bürosu yazan bir tabela vardı işte orası benim ofisimdi.ben bir avukatım.


Halep üniversitesi hukuk fakültesinden 2002 de mezun oldum 5 yıl baroya bağlı olarak davalara girdim çok başarılı olabilmek için durmadan çalıştım her girdiğim davadan kazanarak çıkıyordum artık tanınmış bir avukat olmuştum Halep de bu başarının getirdiği güven ve kazançla üç yıl önce kendi hukuk büromu açtım ve şuan beş kişiyle beraber başarılı bir şekilde çalışıyoruz.


On basamaklı merdiven vardı apartmanın girişinde merdivenleri çıktım apartmanın güvenlik görevlisi  Ahmet ağabey vardı  elli beş altmış yaşlarında kır saçlı sinek kaydı tıraşlı siyah gözlü tombul bir adamdı. Onu her zaman rahmetli babama benzetirdim babamda tombul ve kır Saçlı bir adamdı. ona doğru yürüdüm. apartmanın güvenlik kulübesinde elektirikliocak üzerinde yaptığı çayından yudumluyordu.

-selamünaleyküm Ahmet ağabey günaydın


-aleykümselam günaydın avukat bey nasılsın


Ahmet ağabey'i görünce çok mutlu olurdum babama benzerliğinden  babamı görmüş gibi oluyordum hemde çok iyi bir insandı insanları seven saygı gösteren kalp kırmayan tabiri caizse melek gibi bir insandı bende ona böyle bir insan olduğundan çok saygı duyardım severdim.ona gülümseyerek


-çok şükür iyiyim sen nasılsın Ahmet ağabey keyfin yerinde gibi iyi görünüyorsun


-bende iyiyim sağ ol avukat bey.çayı yeni demledim doldurayım mı?bir bardak.


-yok Ahmet ağabey sağ ol bugün yetiştirmem gereken çok acil işlerim var hemen yukarı çıkıp bitirmeye çalışmam lazım


Ahmet ağabey her sabah bu saatlerde çayı hazır olurdu, ben geldiğim zaman beni çaya davet ederdi bazen oturur içerdim bazende böyle acil yetişmesi gereken işlerden dolayı içmezdim ve hemen yukarı çıkardım.çay içmeye oturduğum zaman bana hayat hikayelerini anlatırdı bazende ölen karısını anlatırdı. bundan on yıl önce evlerinde akşam yemeği yerken aniden nereden gediği bilinmeyen belirsiz bir kurşun tarafından başından yaralana karısı olduğu yerde ölmüştü karısının ölümüne çok üzülüyordu ondan başka bir kadın düşünemediğinden tekrar başka bir kadınla beraber olmuyordu.


Ahmet ağabeyin başından çok üzücü bir olay geçmişti bana ilk anlattığında benim gözlerimden yaş geliyordu bir hafta on gün aklımdan çıkmadı çok üzülüyordum hadi benimki kısa bir süreydi  adamın on yıldan beridir aklından çıkmıyordu bu çok büyük bir acı.


-tamam avukat bey daha sonra içeriz.hadi ben seni tutmayayım sen ofisine git işlerini bitir çıkınca görüşürüz


-evet iyi olur ben hemen yukarı ofise çıkayım. o zaman çıkınca görüşürüz


Bu sırada asansör düğmesine basmıştım.asansör zemin kata indi ve kapıları açıldı bindim üçüncü kata çıktım ofisimin kapı numarası 10'idi kapıya yaklaştım kendi anahtarımla kapıyı açtım içeriye girdim tam karşımda toplantı odası var sağımda küçük bir mutfak  mutfağın hemen yan tarafı benim odam solunda da da diğer çalışma arkadaşlarımın odaları vardı ben çantamı bırakmaya odama doğru giderken toplantı odasından  bir elli boylarında  hafif çatık kaşlı kısa saçlı koyu kahverengi gözlü sert mizahı olan avukat Hatice hanım çıktı.

-günaydın zahir bey, hoşgeldiniz

-günaydın Zeynep hanım hoş bulduk erkencisiniz bugün

-yok yeni geldim beş dakika oluyor

tam bu sırada odasından çıkan bir yetmiş boylarında beyaz tenli hafif çekik gözlü saçları kafasının arkasına kadar dökülmüş iş arkadaşımız Mustafa bey çıktı.

günaydın zahirbey hoş geldiniz

- günaydın Mustafa hoş bulduk belli ki sen baya erken gelmişsin ofise

-evet öğleden sonra önemli bir duruşmam var ona çalışmam gerekli

-Hı aferin Mustafa inşallah kazanırsın bu  dava hem senin hem de şirketimiz için çok önemli

Zeynep hanım etrafına bakınarak

-Hafize abla gelmedi hala normalde bu saatlerde çoktan gelmiş olması gerekirdi  nerede kaldı acaba.

Hafize abla tombik tombik yanakları olan şeker gibi bir kadındı bizim ofisimizin tüm işleriyle ilgilenirdi.

–haberim var dün gece beni arayıp hasta olduğunu ve yarın hastaneye gideceğinden işe gelemeyeceğini söylemişti.Mehmet ile Zülküf ün de saat 10 da duruşmaları var onlar evden direk adliyeye gideceklerini söylediler

-tamam bu saate kadar gelmeyince merak ettim,desenize Hafize ablanın o mükemmel çayını İçemeyeceğiz bu gün.evet haberim var az önce konuştum adliye yolundaydı varmıştır şimdi

-neyse arkadaşlar benim üzerinde çok iyi çalışmam gereken davalarım var ben odama geçip çalışmaya başlamalıyım

-tamam zahir bey bizde odamıza geçip çalışsak iyi olacak yarın bizim de duruşmamız var size kolay gelsin

-size de kolay gelsin arkadaşlar.

Odama geçtim çantamı masanın üzerine koydum ceketimi çıkarıp kapının orada duran askıya astım ve masama oturdum.çantamdan çıkardığım dosyayı önüme koydum.bu dosya benim için çok önemliydi yaşlı muzaffer amcanın oğlunun davasıydı muzaffer amcanın oğlu kız kaçırma suçundan yargılanıyordu ve şuan tutukluydu oğlunun suçunun olmadığını ve onun çıkmasını istiyordu bende Muzaffer amcanın oğlu için elimden geleni yapıyordum çünkü muzaffer amca 5 yıl önce teröristler tarafından patlatılan bombadan dolayı bir ayağını ve bir gözünü kaybetmişti  bu şekilde çalışması ve ailesini geçindirmesi imkansızdı bütün yük şuan hapiste olan oğlunun üzerindeydi bende bu yüzden muzaffer amcanın oğlunun çıkması için elimden geleni yapıyordum aslında öyle büyük bir suçu yoktu tek suçu sevmekti desek yeridir ama yasalar bunu dinler mi 18 yaşını doldurmamış kızı kaçırmakla suçlanan 24 yaşındaki oğul zorla kaçırılma yok biz birbirimizi severek kaçtık ben kimseye zorla bir şeyler yaptırma helede bir kızı beni sevmediği halde asla kaçırmam biz 2 yıldan beridir sevgiliydik o zor şartlarda görüşe bildiğimiz kadar görüşürdük çok severdik birbirimizi bunun bir adını koymak için evlilik teklif ettim oda kabul etti ve hemen babamla istemeye gittik ama vermediler yoksul bir aile olduğumuz için aradan bir ay geçti biz bir daha gittik yine vermediler araya saygı değer adamları soktuk yinede vermediler sonra biz gizli gizli görüştük ve ben ona dedim ki madem baban seni bana vermiyor o zaman bizde kaçalım seni kaçırmamı istiyor musun bana tek dediği şey seninle her yere gelirim yeter ki yanımda sen ol böyle deyince tamam yarın seni almaya geleceğim  gece sizin evin arka sokağında seni bekliyor olacağım. Ertesi gün söylediğim yere saat 11 gibi evden hiç bir şey almadan geldi bizde hemen daha önce ayarladığım eve gittik ve geceyi orada geçirdik sabah 9 gibi kapı çaldı kapının ardından da polis polis diye bağıran polisler vardı kapıyı açar açar beni tutukladılar ve karakola götürdüler.  Muzaffer amcanın oğlunun ifadesini bu şekilde okuduğumuzda tamam fazla tutmazlar birbirlerinin severek kaçmışlar dersiniz ama sorun orada yok bu oğlanı ve kızı yakaladıkları zaman  fazla tutmamışlar  hemen salmışlar eve gidince de kızın babası ve ağabeyleri döve döve ifadesini kendi istedikleri gibi değiştirilmesini istediler kızda mecburen değiştirmek zorunda kalmış ve zorla kaçırıldığını tecavüz edildiğini ifadesinde söylemiş bu yüzden muzaffer amcanınoğlu büyük bir suçla karşı karşı ya eğer kazanamazsak 15 yıldan başlıyor cezası.15 günden beri gece gündüz bu davaya çalışıyorum kızla görüşmeye gittim babası izin vermedi benimle görüştürmedi buda davayı çok zorlaştırıyordu.

yarın  duruşma günüydü ve ben hala nasıl kazanacağımı bilmiyordum.odamda bunları düşünürken muzaffer amcanın geldiğini gördüm.

OKUDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
UZUN YAZDIĞIMI DÜŞÜNÜYORSANIZ YADA KISA YORUM KISMINDA BANA İLETE BİLİRSİNİZ.
VETO YAPMAYI ONUTMAYIN!!!

BİR BABA VE KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin