SELAM :)) SİZİ ÇOK BEKLETTİM FAKAT BOMBA GİBİ BİT BÖLÜMLE GERİ DÖNDÜM. 40. BÖLÜDE 1. KİTABIN FİNALİ OLACAK. YANİ SON 2 BÖLÜM DİĞER BÖLÜMDE 2. KİTABIN KAPAĞINI PAYLAŞACAĞIM.
Geri Dönüşümüz Yok bölümü ithafları: @zeywebie , @berilgvnc , @Pembelahmacunlunpide TEŞEKKÜRLER :)
GEÇEN BÖLÜM: @berilgvnc , @Mahomie81
ALLI SIMPSON- GUILTY.
-Saçmalama. Bu sandığın kadar kolay olmayacak. İki saattir Alex'e planımı anlatıyorum ve hâlâ olmaz demekta ısrarcı.
-Hayır, olacak dedim mi olacak. Bu kadar basit. Oturduğum yerden kalkıp dışarı çıktım. Nesen herkes ümitlerimi kırıyordu ki?
-Austin! Arkamdan gelen kız sesiyle dönüp bir baktım. Caroline.
-Caroline? Sorar bir ifadeyle yüzüne baktım.
-Alex benden 3 tane Türkiye bileti almamı istedi. Onları yolda görmüşken veriyim dedim. Neyse hoşçakal. Elime tutuşturduğu biletleri alıp ona el salladım. Sonunda işler yavaş yavaş yoluna giriyordu. Tek yapmam gereken ve en zor olanı Brıana'ya kendimi affettirmek.
-Dalgınsın dostum. Arkamda el hissetmemle döndüm. Cidden bu aralar çok dalgınım.
-Kylan. Evet, biraz dalgınım. Bayadır görüşemiyoduk.
-Evet, ve hâlâ 1 paket pizzayı yiyemiyorum. Liseden arkadaşım olan Kylan ile L.1.sınıftayken pizza yarışması yapmıştık ve kazanamamıştı. Ben 10 dakika içerisinde 4 paket pizza yemiştim. Fakat o 1 paketin içinde toplam 9 dilim olan pizzadan 6 dilimini zor yemişti. O günden sonra bana hep ‘pizzacı çocuk' diyorlardı.
-Evet hatırlıyorum. 4 pakete 6 dilim yenmiştim seni. Lise berbattı.
-Tamam anlaşma yapalım sen bumu unut ben de kızın üstüne kustuğunu. Evet, kızın üstüne kusmuştum. Şöyle ki pizzaları yiyince kazandım diye dans etmiş, dans ettiğim içinde midem bulanıp kusmuştum. Kız bir daha benle konuşmadı.
-Brıana'dan
Tekrardan merhaba sevgili, bayadır yazamadığım günlüğüm. Yine senle yalnız kaldık. Belki de tek dostum sen kaldın, bilemiyorum. Bazen insanlar keni kaderlerini kendisi çizerler, fakat bir silgi gelip bütün kaderleri siler. En iyisi şudur ki; kalbini açtığın kişiyi seversin seversin hata yapar canın acır neferet edersin ve unutursun. Bu böyledir. Unutmak. Belki de hiç sahip olamayacağımız şeylere kafa yorarız, umut ederiz, hayaller kurarız, inanırız, ama belli bir süreden sonra yavaş yavaş kafamız yorulmaktan vazgeçer, umudumuz azalır, hayallerimiz biter. Bir tek bizimle kalan inançtır. İnancımız olduğu sürece başarabiliriz. İsterse en dipsiz kuyularda olalım, bir mucize olur ve gökyüzüne çıkarız. Bu inançtır. Fakat gün gelir sadece bizimle inancımız ve kalbimiz kalır. Kalbimiz kırılmaya başladığı anda inancımız da o hızla biter. Geriye sadece ruhumuz kalır. En kötüsü de budur. O zaman gelince korkunun ne demek olduğunu anlarız.
-Brıana! Emıly'nın seslenmesiyle merdivenlerin oraya kadar, Emıly'ı görecek şekilde durdum. Sorar bir bakış attığımda bir şeyler söylemek üzere ağzını açtı.
-Seni görmek isteyen birileri var. Havada olan kaşların yavaş yavaş çatılırken Emıly'e sorar bakışlar atmaya devam ediyordum. O ise bana aşağı gelmem konusunda bakışlar atıyordu. Yenilmişcesine aşağı inerken Emıly kazanmanın verdiği mutlulukla mutfağa gitti. Kim di ki beni görmek isteyen?
-Brıana. O müthiş sesi duymamla kafamı oraya çevirmem bir oldu. Hâlâ bu kada yüzsüz olduğuna göre açıklayacak bir şeyi vardır umarım.
-Bu kadar yüzsüzlük? Pes. Ne oldu? O sarışın sürtüklerinden kurtulabildin mi? Bana şaşırmış derece de bakarken ne diyeceğine artık inanmak gelmiyordı içimden.
-Konuşacağız. Emir ve sorar gibi söylediği cümleyle 'başla' der gibi bakışımı ona attım.
-Burada olmaz. Lütfen. Sesi yalvarır gibi çıkınca onu kırmak istemedim. Üstüm zaten giyinik olduğu için kafamı sallayıp dışarı doğru adım attım.
***
Austin bizi daha önce gelmediğim ve oldukça lüks olan bir kafeye getirmişti. Bu zamana kadar bütün olan biteni anlatmıştı. Aklım ona inanma dese bile kalbim ona inan diyordu. Ve ben bu sefer doğrudan vazgeçip kalbime inanmayı tercih ettim. Ona inanmak istiyordum. Austin ayağa kalkınca benden de kalkmamı istedi. Neden böyle hareket yaptığını bilmiyordum fakat cebinde birşeylerle meşguldü. Yere evlenme teklifi edecek erkekler gibi eğilince kafayı sıyırmaya başladığını düşündüm. Ta ki kırmızı kutu içinde tek taş olan yüzüğü görene kadar.
-Benimle evlenir misin?