"Austin"

754 23 10
                                    

İLK ÖNCE KISA MI UZUN MU OLDU BİLMİYORUM ÇÜNKÜ TELEFONDAN YAZDIM. YAZIM YANLIŞLARI VARSA -Kİ MUTLAKA VARDIR- ÖZÜR DİLERİM. SINIR KOYMUYORUM BİRAZ OY VE YORUM OLSUN YETER. BU ARDA BÖLÜM ŞARKIMIZ

SELENA GOMEZ- LOVE WİLL REMEMBER!

*****

Şey-s-anır-ım'' kekelemekten nefret ettiğimi söylemişmiydim ? Hadi Brıana yapabilirsin.

''Şey ne?'' şaşkınca bana bakıyordu. Böyle bakma Austy daha da zorlanıyorum.

''Şey-yani ben seni seviyorum.'' Sonunda! Hzılıca ve çabuk oldu! Ne yapabilirim ki? Austin'in üzülmesi benim üzülmem demekti.

''Ne nasıl?'' Nasıl olcak seni seviyorum işte !

''Poff! Neyse Austin, madem bensiz yaşamayı kabul ettin, iyi günler'' diyip eve gittim. EMAL (Emıly-Alex) hala bitmiş durumda. cidden Alex kimdi o kız ? Emıly Stephen'e bırakıp geldim. Genllikle günün 10 saati ağlıyor, 8 saat uyuyor, 4 saat yemek yiyor, 2 saatte o kızı araştırıyor. Deli gibi! Bugün Stephen'e işim olduğunu benim yerime Em'e bakmasını söyledim. Tabi ilk ona olanları anlattım ve kısa bir nutuk edim. Kısa nutuk nasıl oluyosa artık (!)

Yolda gidiyordum fakat hiç eve gitmek istemedim. Emıly'in ağlamasını duymak acı vericiydi. Olayın üzerinden tam 1 ay geçmesine rağmen Alex'le konuşmuyordu. En son dün gelmişti. Emıly onu istemediği için onu yolluyordum. Eve gitmeden direk bir pastaneye girdim. Kendime güzel bir dilim pasta siparişi verdim.

"Oturabilirmiyim?" sesle sıçrayıp telefonumdan yüzümü kaldırdım. Austin.

"Tabi" dedim somurtarak. Belli ki konuşmaya ihtiyacı vardı.

"Konuşabilir miyiz?" bu arada pastam geldi ve Austin'e de pasta siparişi verdik.

"Benle konuşmazsın sanıyordum." Gözlerimi devirdim. Bana gülüyordu. Salak.

"Neden sana kızayım ki? Veya istemiyim? Ben sadece.." Lafını kestim;

"Sen sadece benim fikirlerimi sormadan beni istemez dedin değil mi? Çünkü sen sadece kendi fikirlerini söyler, başkasının ne düşüneceğini kafanda tasarlar ve söylemediği, kendi kafanda tasarladığın şeylere göre hayatını yaşarsın." Rahatlamıştım. İlk defa kekelemeden  bir şey söyledim. Ağlamasam her şey iyiydi aslında. Pastamı bitirmeden kalktım. Yolda yürüyordum en azından iyi geliyordu. Telefonum çaldı. Emıly!

"Alo, bebeğim!" dedi cıvlayarak. Sesi çok güzel geliyordu.

"Emily? Sen iyi misin?"

"İyiyim. Hatta süperim. Alex'le barıştık."

"Güzel." sesim normalde buna kahkaha atarak çıkardı fakat şimdi duygusuzdu.

"Gelince ne olduysa anlatıyosun." ona karşı çıkmamın bir faydası yoktu. Beni ikna edeceekti.

"Tamam. Ama ilk sen anlatmazsan tencereyle vururum kafana." Kahkaha attı. Mal. Cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Normalde olsa bunun için fırça yiyebilirdim.

******

-Ev * Briana'nın Ağzından-

"Hadi seni dinliyorum."

"Kavga ettiğimiz gece Alex o kızla konuşuyormuş ve benim mi ik pandamı sinirlendirmiş. Bende olayları anlamadan üstüne gidince bana patlamış. Evine eşyalarımı almak için gidiceğimi o kız nerden biliyosa benim eve gideceğimi biliyomuş ve oda gelmiş. Ben tam odaya girdiğim anda da dudaklarından öpmüş." Böyle bir yalana nasıl inanırsın Emily! Alex resmen yalan söylemiş!

"Ve sende inandın." dedikten sonra pişman olmuşcasına elimi ağzıma kapattım.

"Saf değilim ilk bende inanmadım fakat güvenlik kameralarındaki kayıtları izletti."

"Bunu ilk başta söyleseydin keşke." dedim.

"Sende sıra." Bende olan biteni anlatınca bana kızdı. Allah aşkına brnim ne suçum var!!!!

*****

-Emily'nin Ağzından-

Briana çoktan uyumuştu. Erkenden! Bende süngerbob izliyordum. Hey! Gülmeyin! Kapının çalmasıyla yaklaşık 1 saattir oturduğum yerden kalktım. Kapıyı açmamla 1 adat kırmı gül bana bakıyordu. Güllerden kim olduğunu göremedim, fakat Alex'tir diye düşünüp boynuna atladım.

"Sevgilimm!"

"Em, benim." Austin?! Yok artık.

"Şey ben-"

"Sorun değil." devam etti;

"Briana evdemi?"

"Yukarıda, odasında." Teşekkürler diyip güllerle birlikte yukarı çıktı. Bende süngerbobuma devam ettim.

*****

-Austin'in Ağzından-

Briana'ya kendimi affettirmek için gül aldım. Vee gelince Emilyle ufak bir kriz yaşadım, oda bitti teşekkür edip yükarı çıktım. Sıra geldi en zor tarafa. Briana'yakendini affettir! Bu konularda baya bi beceriksiz olduğumu kabul ediyorum. Odasına girdiğimde uyuyordu minik prenses.

Başına gülleri koyup yanına yattım ve ellerimi belinden geçirdim. Hissetmiş olacak ki kıpırdandı. Yaklaşık 5 dakika sonra da uyandı zaten. Beni görmesiyle kafasını bana çevirdi.

"Austin"

Life, Love And Family (Austin Mahone)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin