Aro'dan kurtulmuştuk. Artık kızım güvendeydi. Jack ona gözü gibi bakıyordu. Renesmee çok hızlı bir şekilde büyüyordu. Bu durum bazı insanların dikkatini çekmeye başladı. Birkac ay icinde 15 yaşına geldi bile. Onun icin endişeleniyorum hepimiz öyle onu çabuk kaybetmek bizi cok korkutuyor, ona doyamadan bizden kopup gitmesi...
Onu liseye göndermek zorundaydık. o yüzden bu işi dün halletmiştim. Hiç bir arkadaşının olmaması onun için iyi olmuyordu. Kendini yalnız hissettiğine emindim ama arkadaşları onun bu kadar çabuk büyüyor olmasından şüpheleneceklerdi ve onlara sürekli yalan söylemek zorunda kalacaktı kızımı bu durumdan korumaya çalışırken bir yandan da yalnız biri yapıyordum. Okul onun için iyi olabilirdi. En azından öyle düşünüyordum.
"Merak etme Renesme de bu fikri çok sevdi. Sana karşı minnettar." dedi Edward yanağımdan öperek.
"Biliyorum. Bu onun için iyi olacak"dedim Edward'a sarılırken.RENESME'NIN BAKIŞ AÇISINDAN;
annem beni liseye yazdırmıştı. Sabah erken kalkıp duş aldım. Ve üzerime bir kot, beyaz bir t-short kot ceket ve beyaz converse giymiştim. koşarak aşağıya indim annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Okul fikri hoşuma gitmişti çünkü kendimi gerçekten yalnız hissediyordum. Jacob'tan başka arkadaşım yoktu. Ve annem de muhtemelen böyle düşünüyordu. Bu durum onu da rahatsız etmiş olmalı ki böyle bir şey düşünmüş.
"Okul için teşekkür ederim. İyi düşünmüşsün anne" dedim.
"Burada yalnız büyümene göz yumamazdım. Bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyordu." dedi. Anneme gülümseyerek karşılık verdim. Babamın yüz ifadesine bakılırsa düşüncelerimi okuyor gibiydi."Okul senin için iyi olacak. Çok eğleneceksin" bu cümle Alice teyzeme aitti. Ona güveniyordum. Geleceği görmese böyle bir cümle kurmazdı. Zaten buraya tıkılıp kalmaktan kötü olamazdı herhalde.
Hem babam ve annem de lisede iken tanışmışlardı. Küçükken anneme hep anlattırırdım nasıl tanıştıklarını. Babamın vampir olması hayatlarına macera katarken bir yanda da tehlikelere sürüklemişti onları. Ama her şeye raģmen yanımdaydılar.
(Renesmee'nin küçüklük anısı)
*"Anne anlatsana nasıl tanıştınız babam ile." diye sordu Renesmee Bella'ya. Bu hikayeyi dinlemekten hiç sıkılmıyordu. "Babanı ilk gördüğümde kantinde oturuyorduk. Beş kişiydiler. Jessica'dan onları biraz bana anlatmasını istedim. Sıra babana geldiğinide görünüşe göre kimseyi beğenmiyor dedi." Renesmee Bella'nın sözünü kesti. "Daha önce senin gibisine rastlamamıştır anneciğim". Bella gülümseyerek devam etti. "Biyoloji labaratuvar ındaydık. Oturacak bir onun yanı vardı. Yanına oturunca burnunu kapattı. Bu kötü hissetmeme neden oldu. Sonra birkaç gün okula gelmedi. Geldiğinde daha iyi görünüyordu. Yine biyoloji labaratuvarındayken "seninle tanışma fırsatımız olmadı. Ben Edward Culan. Sen de isabella olmalısın"dedi. Bella diye düzelttim. Ortalıkta görünmüyordun? diye sordum. "Kasaba dışındaydım. Ailevi meseleler" diye yanıtladı sorumu. Aslında benimle konuşmasına şaşırmıştım. O gün bir de şu karşıda duran altın soğanı kazandık. İşte ilk tanışmamız böyleydi." Renesmee hayranlıkla annesine bakıyordu. "Ben de bir gün birini böyle sevebilecek miyim?"diye sordu. Bella gülümseyerek "tabiki"dedi ve kapıda dikilen jacob'a göz kırptı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alacakaranlık Şafak vakti 3 #Wattys2016
Fanfictionİsimden de anlasılabileceği gibi kitabım alacakaranlık'ın devamı şeklinde. Devamının nasıl olması istediğimi kendi kafamda kurguladım va sizlerle paylaşmak istedim. Bu kitapta daha çok Renesmee ve Jwacob'un hayatını göz önüne aldım. Yaşadıkları mace...