Ateşin denize,siyahın beyaza,güneşin aya duyduğu aşkın imkânsızlığı gibidir, Yağız ile Hazan'ın aşkı.Oysa hepside gönüllüdür değişmeye,kendini var eden her şeye yeniden doğmaya, aşk için değişip bir olmaya...
*****************
Yağız çatıda silahının dürbünü ile Hazanı izlemektedir, bu arada Hazan papatyalara bayılır.Hazan papatya alır çiçekçi teyzeden.Papatyaları koklarken bir adama çarpar Hazan özür diler adamdan tam yollarına devam edecekken Hazanın çarptığı adamı Yağız silahı ile vurur.
Yağız çatıdan inerken Hazan neye uğradığına şaşırmış bir hâlde donup kalır ,adam yere yığılır, etrafına insanlar yaklaşırken Hazan bir anda şoktan çıkarak adamın yanına diz çöker ve boynundaki şalı çıkartıp adamın yarasının üzerine bastırır ve etraftakilere bağırarak.
Hazan;
"Tamam! Yaklaşmayın ben doktorum" der.
Bu arada Yağız sokağa doğru güneş gözlüklerini takarak yol alır.Hazan'ın önünden onun gözlerinin içine baka baka geçip gider ama Hazan onu görmez bile.
************
Ama ne ay güneşin sıcaklığına dayanabilir,ne beyaz siyahın karanlığına, ne ateş suyun soğukluğuna.Aşk imkânsızlığın resmidir, kavuşamadıkça alevlenen, değişmedikçe can yakan, kopamadıkça hükmeden ve vazgeçilmezin şarkısıdır, esaretin tatlı bir rüyasını anlatan tek yer,aşktır...
*************
Yağız üzerine giydiği siyah takımıyla çok yakışıklı görünmektedir.
Hazan ise üzerine beyaz, etekleri diz kapağına ulaşan bir elbise giymiştir...Yağız bir çiftlik evinin yolunu tutmuştur.
Çiftlik evine geldiğinde babası birini vurmuştur.Koşar adımlarla babasının yanına gelerek.
Yağız;
"Baba ne yaptın sen. Bu adam bize lazım" der.
Hazım;
"Gidip Defne'yi getirin"der. Defne, Hazan'ın hastahaneden bir arkadaşıdır.
Adamlar Defne'yi arayarak.
Adam;
" alo, Defne Hanım çiftlik evine gelmeniz gerekiyor. Acil kurtarılması gereken,vurulmuş birini kurtaracaksınız"der.Defne çok hasta olmuş ve çalıştığı hastahane de şu anda ateşler içersinde yatmaktadır.Ve adamlara şunları söyler.
Defne;
"Ben hastayım serum falan takılı bende ama bir arkadaşım var Hazan,onu yollayabilirim" der.
Adam;
"Tamam, acele et" der. Defne Hazan'ı arayarak yattığı odaya gelmesini söyler.
Hazan gelir, ve Defneye şu soruyu yöneltir.
Hazan;
"Nedir bu kadar acil olan şey?" der.Defne ona tabiki de kendisini birazdan bir mafyanın evine yollayacağını söylemeyecektir.
Defne;
"Hazan biraz önce aradılar bir çiftlik evinde birisi vurulmuş, durumu ağırmış. Buraya getiremiyorlar beni çağırdılar ama görüyorsun hâlimi, benim yerime gider misin?lütfen" der.Hazan reddedemeyeceğini anladığında şunları söyledi.
Hazan;
"Tamam,acilmiş madem ben hemen hazırlanıp çıkıyorum,sen konumu mesaj atarsın" der.Ve çiftlik evinin yolunu tutar.
Evin öne geldiğinde etrafın takım elbiseli adamlarla dolu olduğunu görür.
Evin kapısının önüne geldiğinde adamlardan biri Hazan'a yaklaşarak.
Adam;
"Siz Hazan Hanım oluyorsunuz galiba,Defne Hanım söylemişti sizin geleceğinizi" derken içeriden kadifemsi bir ses yükselir.
Yağız;
"Hadi ama nerde kaldı bu doktorr, adam ölecek şimdi!" diye bağırır.
Bunun üzerine Hazan içeriye içinde bir korkuyla adım atar ve aslında farkında değildir bu adımın hayatını değiştireceğinden. İçeri girdiğinde bir çift mavişlerin ona baktığını görür.Yağız ise içinden bu o sabah ki kadın diye düşünürken sesi boğuk bir şekilde konuşmaya girer.
Yağız;
"Hadi çabuk! Bu adam çok önemli ölmemesi gerekiyor" der.Hazan başını sallayarak kendini o mavişlerden alıp yerde can çekişen adama yönelir ve şu soruyu yöneltir.
Hazan;
"Ne kadar süredir bu hâlde?" der. Yağız, Hazan'ın yüzüne bakarak.
Yağız;
"1 saat kadardır bu hâlde" der.
Hazan;
"Çok kan kaybetmiş. Acil müdahale etmem gerekiyor ama burada nasıl olacak ki?" der.Hazım devreye girerek.Adamlara seslenir.
Hazım;
"Buraya gelin!yan odaya alalım şu adamı.
Burada olmaz doktor Hanım doğru söylüyor" der.Ve adamlar onu bir sedyenin üzerine yatırır.
Hazan;
"Iıı kan gerekiyor. Onu nasıl hâlledeceksiniz" der.
Hazım;
"Tamam, birazdan getirecekler kanı , sen devam et" dedi.Hazan başını hızla salladı ve adamı kurtarmak için elinden geleni yaptı.Yaklaşık 2 saat geçmişti aradan Hazan odadan çıktı ama ne görsün Hazım birini daha vuruyordu.Hazan çığlık atınca herkes ona baktı.
Hazım;
"Senin ne işin var orda" der Hazan'a.
Bu kez Yağız'a dönerek."Yağız bunu görmemeliydi ona gerekeni yap!"der.
Hazan ile Yağız o an göz göze gelir.
Bir süre ikisi de nedensiz donakalırlar ve Yağız,Hazan'a yaklaşarak onu kolundan tutar ve dışarıya çıkartır.Hazan ağlamaktan, bağırmaktan ve yalvarmaktan helak olmuş bir vaziyettedir. Ormanın ortasına geldiklerinde Yağız durur ve belinde ki silahı çıkararak Hazan'ın kafasına dayar.
Hazan sessizliği bozarak.
Hazan;
"Yalvarırım, ne olur yapma!" der.
Yağız;
Hazan sence ben bu sözlere kanacak bir adam mıyım?"der.
Hazan;
"Ben ölürüm ama benim abim bir polis Yağız, Emir Çamkıran, bu ismi sakın unutma,benim kanımı yerde bırakmayacak,benim intikamımı o alacak sakın unutma" der. Hazan'ın ağlayarak söylediği bu sözler Yağız'ın gözlerini doldurmuştur.Ama neden o gözlerin dolduğunu Yağız kendisi bile anlayamamıştır. Hazan gözlerini kapatıp artık silah sesini duymayı beklemektedir. Ama silahın değil Yağız'ın sesiyle tekrar açılır gözleri.
Yağız;
"Yaşamak mı istiyorsun?" der.Hazan başını sallayarak.
Hazan;
"Evet yaşamak istiyorum" der. Sesindeki çaresizlik tınısı içler acısıdır. Yağız silahı Hazan'ın başından indirir.Hazan derin bir nefes alırken, Yağız okyanus gözlerini Hazan'a dikmiş ona yaklaşmaya başlar.
Yağız;
"Bak doktor,benimle evlenmen gerek.Karım olursan soyadımı alırsan yaşarsın. Bizden olana dokunmayız biz,
ölmekte senin elinde yaşamakta, karar senin" der.Aşk, imkansızı mümkün kılmak,kaderi alt etmek için çırpınan
Aşk,her aşk Hazan'la Yağız olma niyetiyle yola çıkar.Kimi doğar, büyür, ölür.Kimi sevdaya dönüşür...Bölüm sonu, bir sonraki yeni bölümde görüşmek dileğiyle hoşçakalın...
Bölüme oy vermeyi ve lütfen yorum yapmayı unutmayın...😊😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O VE BEN
FanfictionSiyah ve beyaz kadar zıt ama bir o kadar da, siyah ve beyazın uyumu kadar güzel iki insanın mucizesi... ***************************************** Çağlar Ertuğrul hayranıyım... O okyanuslarına bayılıyorum senin...🙈