K

439 41 71
                                    

Eren her zaman yaptığı gibi hızlıca okuldan çıkmış annesi ve dostuna kavuşmak adına seri adımlar atıyor, nefes nefese kalsa veya ayakları artık adım atmakta zorlanmaya başlasa bile hızlıca ilerlemeye devam ediyordu. Artık dayanamayacağı gibi bacaklarının ağrıdığını düşündüğü zaman duraksadı, birbiri ardınca gelen nefes alış-verişlerine ve sertçe atan kalbine çeki düzen vermek adına kirli kaldırıma oturdu. Belki bunun için iyi bir azar yiyecekti fakat şu an umurunda olan tek şey onu görmekti.

Bu kadar dayanıksız bir bünyeye sahip olmak onu ne kadar isyan etmeye zorlasa da böyle olmak onun bir sınavıydı, zaten zedelenmiş olan inancı fazla sallantılıydı ve en ufak bir şey ile Tanrı'ya olan inancını yitirebilirdi. Bu yüzden daha fazla düşünemeye çalışarak terden alnına yapışmış saçını arkaya attı ve ıslanan elini pantolonuna sürerek ayaklandı. Bugün günlerden cuma idi, hava biraz nemli birazca sıcaktı.

Bu onun içine büyük bir sabırsızlık yerleştiriyordu, hâliyle kısa yollardan gitmeyi amaçlıyordu. Aklında rotasını oluştururken hafifçe ayaklandı, gözleri etrafta gezen birkaç ruha ve ölülerden bir farklı olmayan insanlara ilişti. Ölü gibi gezinecek kadar ne yaşadıklarını merak ediyor, ne düşündüklerini ve nereye ulaşmaya çalıştıklarını merak ediyordu. Acaba ne yaşamışlardı?

Acaba içlerinden biri evli miydi? Eğer ebliyse evde kocası ya da karısı ile olan tartışmaları yüzünden mutlu olamıyordu. Belki de çocukları olmuyordu ya da sorunlu bir evlatları vardı. Belki de cam kenarında bir fincan kahve ile oturup sevdiği bir insan ile hiç kitap okumamıştı.

Ah, cidden. Uzun zamandır birlikte kitap okumuyorlardı. Bunu bir kenara yazdı, bunu kesinlikle yapacaktı.

Yoluna hâlâ kendine çeki düzen vermeye çalışarak yavaş adımlarla devam ederken çok fazla insanın geçmediği fakat evine fazlasıyla yakın olan 'kestirme' yola saptı.

Sanırım fazla sabırsız bir insandı.

İçine hafif bir huzursuzluk yerleşirken hissettiği gerginlik ile kalbinin kulaklarında attığını hissediyordu.

Ba-dump, Ba-dump...

Kulaklarında uğuldayan bu ses normalde ona büyük bir huzur bahşederdi fakat şu an bundan rahatsızlık duyuyor ve bu duygudan olağanca hızlı bir şekilde kurtulmak istiyordu.

Derin bir nefes alıp adımlarını hızladıracakken aniden karşısına çıkan adam onu duraksattı. Yüzünde büyükçe bir kesik izi, tüm boynunu kaplayan bir dövme - sanırsam bu bir köpek balığı dövmesi idi - vardı. Bu hâliyle gözüne pek iyi bir ön izlenim vermemişti bu adam, adımlarını hafiften geriye doğru sürtmeye başladı.

"Ah, güzellim. Hemen mi gideceksin?" Adamın hırıltılı sesi ve iğrenç gülümsemesi onu ne kadar kenara eğitilip midesindeki tüm her şeyi boşaltmaya zorlasa da kendini bunu yapmamak için zorladı. Gerçi bugün iştahlı değildi ve bir dilim ekmekten bir de bir kutu çikolatalı sütten başka bir şey yoktu midesinde.

"Uhm, ben... Galiba yanlış sokağa girmişim. Şimdi çıkıyordum zaten, i-izninizle." Sona doğru kekelediği için kendime kızdı, içinde hafif bir korku hissettipini karşısındakine belli etmişti. Bu bir açıktı ve kimse açıl vermekten hoşlanmazdı. Tam arkasını dönüp koşar adım uzaklaşacaktı ki arkada dikilmiş iki kişi daha görmesi ile yüreğinde bulunan korku tohumları yeşerdi. Pis terinden kirlenmiş, bir zamanlar beyaz olduğuna inandığı bir atleti ile yüzüne iğrenç bir gülümseme yerleştirmiş olan adam balgam dolu göğüsü ile konuştu.

"Neden bizimle eğlenmiyorsun, güzel vakitler geçirebiliriz." Hemen yanında bulunan siyah çizgili, kısa kollu bir gömlek giyiyor, sararmış dişlerini gösterek gülümsüyordu. Acaba en son ne zaman onalsrı fırçalamıştı?

Kirli [Riren|Rivaere]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin