BÖLÜM 2

85 16 12
                                    

   Eve vardığımda anneannem evde yoktu, mutfağa girdim bir şeyler atıştırmaya başladım artık güzel bir duşu hak etmiştim. Banyodan çıktım ve kıyafetlerimi giyinmeye başladım, anneannem hala ortalıkta yoktu yatağa uzandım ve uykunun beni esir almasına izin verdim. Uyandığımda saat 16:30 olmuştu yaklaşık altı saat kadar uyumuştum, yataktan kalktım lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım, mutfaktan mis gibi kokular geliyordu mutfağa doğru ve kapıdan baktığımda anneannem yaprak sarma pişiriyordu anneannemin yanına gidip yanağına öpücük kondurdum.

- "Uyandın mı şebek" dedi. hafifçe gülümseyerek karşılık verdim. Yaprak sarma tenceresinin kapağını açtım ve içinden bir tane almaya çalışırken anneannem;

- "Kız elini yakarsın" dedi ve yanıma yaklaştı. 

- "Çok açım be ponçiğim ne yapım" dedim. Tencerenin altını kapattı.

- "Pişmişler zaten sen sofrayı hazırlamaya başla bende sarmayı servis edeyim" dedi. Sofrayı hazırlamaya başladım anneannem;

- "Okul nasıl geçti erken gelmişsin" diye sordu. 

- "Güzel" diye kısa cevap vermeyi tercih ettim bu gün yaşadıklarımı anlatıp onu üzmek istemiyordum. Hemen konuyu değiştirdim.

- "Eee sen neler yaptın Şükriye sultan" Anneannem sofraya otururken;

- "Dedenin mezarlığını ziyaret ettim. yıllardır uğramıyordum. Güzelce temizledim. çiçekler ektim, sohbet ettik biraz" derken sesi ağırlaşmıştı belli ki onu çok özlemişti. Anneannem gerçekten dedemi çok seviyordu adana dayken bazen bazen fotoğrafına bakıp ağlarken bile görmüştüm. Kim bilir onu toprağa verirken neler hissetmişti. Yemeğimizi yerken biraz sohbet ettik, bulaşıkları yıkadım,salona geçtiğimde anneannem televizyon izliyordu. Hemen yanına sokuldum, kafama öpücük kondurdu. Ponçiğime bakıp gülümsedim. Bir saat sonra kafamı kaldırdığımda yine televizyon izlerken uyuya kalmıştı, dolaptan polar getirip üzerine örttüm ve eğilip iyi geceler ponçiğim deyip yanağını öptüm, televizyonu kapattım ve odama doğru ilerledim. Penceremin önüne geçtim ve yıldızları izlemeye başladım.

     Okul hala aklımdan çıkmıyordu çünkü lanet olası okula gitmek istemiyordum, anneannemi de üzmek istemiyordum. Tek çare o okula gidip kimseyle muhat tap olmamaktı, tek bir hedefim olmalıydı çok çalışıp anneannemi mutlu etmekti. Emeğini boşa çıkarmayacaktım yatağıma uzandım, bir sağa bir sola dönüyordum galiba bu gece uyuyamıcaktım. Sabahın nasıl olduğunu anlamamıştım saate baktığımda 06:50 ydi. Yüzümü yıkadım anneanneme baktığımda hala uyuyordu ben de rahatsız etmek istemedim. Odama gittim, okul kıyafetlerimi bu gün alacaktım bu yüzden okula yine sivil gitmek zorundaydım. Dolabımı açtım, fazla kıyafetim olmadığı için bunu mu giysem şunu mu giysem derdim yoktu. Bordo kazağımı ve siyah kotumu giydim, çantamı aldım ve durağa gittim. 

    Okulun önüne geldiğimde iç çektim cesaretimi topladım ve okula girdim girdiğim. Girdiğim gibi zil çalmıştı, 11/A'nın bulunduğu yere gittim ortalıkta Beyza olmadığı için şükrettim. hoca yine kısa bir konuşma yapmıştı. Sınıfa geçerken Mehmet hoca beni gördü;

- "Esila" diye seslendi. Mehmet hocanın yanına ilerledim.

- "Okul kıyafetlerini yarın giymelisin Esila" dedi

- "Hocam bugün alacağım" dedim. O sırada Mehmet hocanın yanına bir öğrenci geldi.

- "Gidebilirsin Esilacım" dedi. Hızlı adımlarla sınıfa gittim sınıfa girdiğimde dün oturduğum en arka sıra yine boştu ve oraya oturmaya gittim sınıfı incelemeye başladım, içeriye birden Beyza girdi ve bana tip tip bakarak yerine geçti. Sınıfta bir burası birde pencere kenarının en arka sırasında oturan şişman bir çocuğun yanı boştu, şişman çocukla göz göze gelince çocuk sırıtmaya başladı. aniden önüme döndüm. hayatımda gördüğüm en iğrenç sırıtma diyebilirdim, sınıfa bir kız girdi gençler hoca 15 dakika geç gelecekmiş deyince sınıfta bir gürültü çoğaldı. Birkaç dakika sonra içeriye dün çarptığım çocuk ve adının hakan olduğunu öğrendiğim çocuklar girdi hemen başımı önüme eğdim, bana doğru ilerlediklerini hissedebiliyordum sınıfta aniden bir sessizlik olmuştu. Başıma dikilmeye başladılar, kafamı kaldırıp onlara baktığımda yine o siyah gözler bana sinirle bakıyordu. Adının hakan olduğunu öğrendiğim çocuk;

gölgeWhere stories live. Discover now