Mirza?

241 20 28
                                    


   Başını kaldırdı ve birkaç saniye tam önünde dikilen uçsuz bucaksız devasa gökdelenin sonunu gözleriyle bulmaya uğraştı. Başını her saniye daha da yukarıya kaldırsa bile bu kasvetli , işkolik mekanın sonunu bir türlü bulamayacağını anlamıştı.
Kafasını aşşagi doğru indirip az önce fazla zorladığı ensesini ovaladı.
Midesi bulanıyor olmasına karşın bunun nedeninin açlıktan mı heyecandan mı kaynaklandığını henüz o da bilmiyor lakin az sonra gireceği görüşme ile anlayabileceğini tahmin ediyordu. Dudaklarını ıssırip son çaresi ile bir kez daha bakıştı.
Bu kez de olmazsa...
O zaman ayvayı yediğinin resmiydi bir bakıma...
Ayaklarını yere sağlam basmalıydı ve özgüven timsali bir duruşla Simay Dila Çelikkan kimmiş herkese göstermeliydi.
Fakat henüz ilk adımda yaşadığı sarsıntıyla düşündüklerinin büyük bir kısmının gerçek olmak yerine acı bir hayale dönüşeceğini fark etti.
Sonra gözlerini sımsıkı yumarak burun deliklerinden içeriye ten yakan soğuk havanın bir müddet girmesine izin verdi.Bir süre daha burda böylece dikilirse son parasıyla kiraladığı elbiseler yoldan geçen herhangi bir adamın sicrattigi çamurlu kaldırım suyuna maruz kalabilirdi. Aklına gelen düşünceyle hızlıca arkasına doğru dönerek şu deyim yerindeyse kaba saba şoförlerden biriyle yakın mesafede olup olmadığına baktı. Yoldan yeterince uzak olduğunu görünce derin bir oh çekerek gökdelenin kapısına doğru attığı düşünceleriyle tam olarak zıt kaçan ürkek adımları bu işte ne denli yeni olduğunu ele veriyordu sanki...
Nihayet kapıya ulaşabildiğinde bir kez daha bu şirkete bir avukat olarak girme olasılığının ne denli düşük olduğunun farkına vardı. Her ne olursa olsun... Bu birkaç saat sonra evsiz, işsiz ve hatta üzerindeki kıyafetlerine kadar hacizli bir avukat olarak dışarıda kalmaktan çok daha iyi bir seçenekti. Fakat gerçek buydu.
Eğer bu sefer de işe giremezse bu tam manasıyla onun için bir sonun başlangıcıydı.
İçeriye girdiğinde danışmadaki gôrevliye doğru adım adım ilerleyerek ismini içinden birkaç kez tekrar etti. Buna daha önce de çalışmıştı. Kendinden emin olmalıydı. Fakat dudaklarından dökülen kelimeler öylesine sönük bir hâlde söylenmişti ki danışmada bu hâlde ise az sonra olacakları düşünmek bile istemiyordu. Kendisine uzatılan kartvizit ile birlikte az ötedeki devasa asansörlere doğru ilerledi.
İçeriye girdiğinde koskoca asansörde tek başınaydı. Bunu bir fırsata çevirerek karşısında duran uzun ve gösterişli boy aynasindan son bir kez kendisini inceledi. Kıyafetleri ilk gördüğünde oldukça gösterişli gelmişti ama bu ortamda onlar dahi sönük kalıyordu sanki...
Siyah dizinin üstünde biten hafif yırtmaçlı kalem eteği ve üzerine giydiği beyaz dar kesim gömlegiyle oldukça ciddi bir görünüm sergiliyordu. Saçlarını açmak ve toplamak arasında uzunca bir müddet kararsız kalmış en sonunda ise sıkı bir at kuyruğu yapmakta karar kılmıştı. Elindeki minik dosya çantası ve stilettolari da üzerindekilerle şık bir uyum yakalamıştı. Elini mini ceketinin cebine koyup dik duruşlarını aynanın karşısında sergilemeyi denedi. Yutkundu ve ne denli çaresiz olduğunu bir kez daha hatırladı. Bir dergide okuduğu kadarıyla Ateşdağ Group  her anını plan programla geçiren çalışanlara sahipti. Dila ise bunun tam tersiydi zira hayatta bir haftasının planını yapamazdi. Yapsa bile ertesi gün uyamadığından şikayet eder çöpe atardı.İşte tam da bu yüzden oldukça planlı programlı çalışan bir avukat olduğunu göstermeliydi her ne kadar bunun tam zıttı olsa da...
Asansör orta katlardan birinde durduğu zaman parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. Bunu küçüklüğünden beri yapardı Dila...
Ne zaman çok heyecanlansa ya burnunun ucuyla ya da parmaklarıyla oynardı. Şuan için parmaklar daha cazip görünmüştü ona...
Dudaklarını ıssırıp indiği kata doğru bir adım attı. Kartvizite son bir kez daha bakıp ürkek bakışlarını bu uzun ve korkutucu koridorun sonunda duran odaya doğru dikti. Öncesinde kocaman bir masa ve birkaç ofis görünüyordu. Adımlarını yavaş ve sağlam bir şekilde kontrol etmeyi denedi. Ama ne kadar sağlam olduğunu kendisi de bilmiyordu. Hayatında daha önce stiletto giyindigini dahi hatırlamıyordu. Belki mezuniyetteydi ya da belki hiç...
Aklındaki düşüncelerin çoğundan kurtulup sekreter olduğunu tahmin ettiği kadına doğru ilerledi.

ÇAKIR YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin