'Sahip olduğun her şeyi kaybettiğinde ölümden korkmadığını anlamaya başlıyorsun, hayat böyle, bazılarına hiçbir şey vermezken bazılarının önüne dünyayı serer, sanırım ben birinciyim, şu anda sen ve ben tek başımıza olduğumuza göre kalbimi yok eden hüznü anlayabilirsin. '
Kitabını kapatıp, yüzünü yakan ikindi güneşine doğru bakındı, şimdi tam zamanıydı, ustanın gelme vaktiydi, hiç bu kadar geç kalmazdı, kitabı ters çevirip eskimiş sandalyeden kalkıp ileri geri verandada yürüyüp etrafı dikkatle incelemeye başladı. Agustos böceklerinin sesiyle bahçede öten saksağanın şarkısı ilginç bir melodi oluşturuyordu. Gözleri sıcaktan ve okumaktan kızarmıştı, siyah kolsuz tişörtünün önü terden sırılsıklamdı, karnının guruldadığını hissetti, usta gelmeden yemek yiyemem diye aklından geçirdi. Verandadan inip tozlu yolda yürümeye başladı, ormanlık arazinin içinde kamufle olmuş, bulunması zor olan eve bakınca geride kalan hayatını ve hayatının getirdiği endişeleri hatırlayıp efkarlanmaya başladı,
'Hiçbirşey istediğim gibi olmadı, olan şeyler de istediğim gibi olmadı,
Bir kaç kurşun sesi düşüncelerinden ayrılmasına neden oldu, çevresine bakındı, sesin duyabileceği kadar yakın fakat ona ulaşamayacakları kadar uzak olduğunun farkındaydı, ustasının hayatı için endişelenmeye başlamıştı, eve koşup tüfeğini omzuna attı ve sesi duyduğu yöne doğru koştu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Ölülerin Gölgesinde
Horrorİnsanların çoğunu öldüren bir salgın sonrası hayatta kalan bir kaç kişinin yaşam savaşı verirken aynı zamanda kendi içlerinde var olan iyi ve kötünün mücadelesi.