Bölüm 3

7 0 0
                                    

Güneşin kavurucu sıcağından korunmak için asfaltı bozulmuş yol ile kenarındaki ormanlık arazinin kesiştiği yerde, boyası dökülmüş siyah bir kamyonetin etrafında kamp kuran yetişkin iri yarı beş adam toprak zeminde oturup, agustos böceklerinin şarkılarını dinlerken, kel kafalı yaşlı bir adam sessiz ve sakince yiyecek aramak için ormanda geziniyordu. Yaşlı adam uzun süredir alışık olmadığı sesleri duyunca, pek de uzak olmayan bu seslere kulak kabarttı.

'Doğan, getirsene şu kuşu.

Yaşlı adam ilerledikçe adamların yüksek sesli kahkahalarını rahatça duyabiliyordu ve yabancılar artık görüş alanına girmişti. Tam karşısında yerde çömelmiş iki esmer, sakallı adam, yüzlerini seçemediği toprak zeminde boylu boyunca uzanmış iki adam daha vardı. Kamuflaj pantolonlarının üstünde üst gövdelerini ortaya çıkaran yırtık tişörtler giymişlerdi. Çıplak göğüslü, pantolonu beceriksizce kapatılmış, gözleri güneşte mavi inciler gibi parlayan beşinci bir adam ise kamyonetin arkasından, yarı çıplak, üstü başı kir ve kan dolu bir kadını iterek çıktı. Kadın çok zayıftı ve zar zor yürüyebiliyordu, adam onu iterken yere düştü, adam sinirlenip kadını koltuk altından tutup, diğer dört adamın önüne, bir köpeğe kemik atarmış gibi attı. Kadın adamların önünde dizlerinin üstüne çökmüştü, kolları ve bacakları yara bere içindeydi, koyu renk saçları her ne kadar yüzünü örtsede, yüzünde yaralar ve çizikler olduğu fark ediliyordu. Yerde uzanan diğerlerine göre daha olgun gibi görünen oldukça uzun boylu adam ayağa kalkıp kızı omuzlarından tutup kendine doğru çekip, kızın saçlarını yüzünden çekip, ona baktı.

'Doğan, kıza biraz merhamet et, onunla daha çok yolumuz var. Hanginiz yüzünü bu hale getirdi?

Diğerleri yerlerinde gerinip, hiç bir şey demediler. Adam kızın yüzünü çok değerli bir elmasmış gibi okşadı,

' Yüzüne bakmak hoşuma gidiyordu.

Kız gözlerini kapatmış, onu sımsıkı tutan adama bakmıyordu, adam kızın kulağına fısıldadı,

' Gözlerini aç, bebeğim. Bu ayıların içinde bir tek sen varsın sevdiceğim.

Kız korkuyla gözlerini açınca, olanları izleyen hala yanında yerde uzanan genç adam ayağa kalkıp kızı, yaşlı olanın kolundan çekiştirdi. Olgun olan,

' Hey, ne yapıyorsun?

Genç ona dönüp,

'Sus yaw, git kendini becer, dedi oturan adama doğru, sonra kıza dönüp,
' Şimdi bizim için dans edeceksin.

Mavi gözlü adam kamyonete doğru yaslanmış olanları izliyordu. Kız teker teker hepsine baktı, gözleri yaşarmıştı,

' Hadi, seni bekliyoruz.

Kız etrafına bakınıp, boş asfalt yola doğru tüm gücüyle koşmaya çalıştı fakat daha iki metre bile koşamamışken koca bir elin onu arkadan çekiştirdiğini hissedip ve acımasız kahkahalarını duydu. Mavi korkunç gözler ona doğru çevrildi, gözyaşlarından bulanık görüyordu, dayak yemek istemeyen bir köpek gibi sahibine baktı, ağzından çıkan tek kelime belli belirsiz bir lütfen olmuştu.

'Doğan, karışma kıza,

' Bu kadar cesaretli olduğunu bilmiyordum bu kızın.

Kızı baştan aşağı süzüp, onu yere deviren bir tokat attı,

'Bir daha kaçarsan, bacaklarını kırarım, nasıl olsa onlara ihtiyacın yok.

' Kendinden oldukça güçsüz ve kuvvetsiz bu kıza yaptıklarınız hiç adil değil beyler, hiç adil değil.

Yaşayan Ölülerin  GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin