Çantaları yerleştirerek arabaya bindik. Sınavların bitmesinin verdigi mutlulukla kulaklıklarımı taktım ve uzun yolun keyfini çıkarmaya başladım. 2 hafta boyunca sınav, spor aktiviteleri ve hasta olmam beni çok yormuştu. Neyse ki sonunda yaz tatili geliyordu ve okuldaki o ucubelerden kurtuluyordum. Bu düşüncelerle "Katy Perry - Birthday" şarkısını başlatıp gözlerimi kapattım.
***
2 saatlik uzun yol, annemin beni dürtmesiyle bitmişti. Bunaltıcı yaz güneşiyle terlemiştim. Sıcaktan nefret etmeme rağmen, matematik dersini dinlemekten iyidir diye düşündüm. Bu düşüncelerimi bizimle birlikte yazlığa gelen kuzenim bölmüştü:
- Hadi uyuşuk, daha eşyalarımızı yerleştirip bisiklet süreceğiz.
Oflayarak bagaja yöneldim. Teyzemler ve annemler çoktan valizlerini yazlığa taşımaya başlamışlardı. Mavi valizimi ve sırt çantamı alarak beyaz demir kapıdan geçtim. 2 ay sonra buradan sıkılacağımı bilsem de gözüme çok şirin gelmişti bahçe. Kapıya gelmiştik ki babam bakışlarını bana çevirdi:
- Anahtarlar sende mi?
Boş gözlerle ona bakarak valizimi yere koydum ve ceplerimi yoklamaya başladım:
- Hayır bende yok.
- Arabada kaldı o zaman.
Anlaşılan iş yine bana düşmüştü. Merdivenlerden inerek arabaya yöneldim. O sırada babam arabayı kumandayla açtı. Daha sonra torpido gözünü yokladım fakat bulamadım. El frenine doğru gözlerim kaydı ve bingo! Anahtarlar oradaydı. Hızlıca kaparak babama "Tamam!" diye bağırdım. O, arabayı kilitlerken kapıya koştum ve kilitleri açtım. Herkes muhabbet ederken ben içeriye girmekle meşguldüm. Konuşmayı çok sevmeyen birisiydim. Daha doğrusu gereksiz konuşmayı sevmezdim.
***
Valizimi ve çantamı yere koyarak kendimi kapının yanındaki koltuğa attım. Tam rahatlığın tadını çıkaracakken her zamanki gibi kuzenim geldi ve sırıtarak:
- Bir yarışa var mısın ufaklık, dedi küçümseyerek.
Benden iki yaş küçük olmasına rağmen bana böyle seslenmesi hem komiğime gidiyor hem de sinirlerimi bozuyordu. Gözlerimi küçülterek ona baktım:
- Hadi bisikletlerimizi çıkaralım. Bakalım kim ufaklık (!) oluyormuş.
Bu sıcakta bile nasıl bu enerjiyi buluyordu şaşırıyordum ama onu reddetseydim 2 yıl susmazdı. En iyisi sıkılmasını sağlamaktı. Bisikletlerimize oturduktan sonra birbirimize baktık. Ahmak kuzenim kendinden emin bir şekilde gülerek yüzünü garip şekillere sokuyordu. Alaycı bir bakış attıktan sonra üçten geriye doğru saydım ve pedallara tüm gücümle yüklendim. İki haftanın verdiği yorgunlukla oluşan bacaklarımın acısını hissettim fakat bu, onu yenmemi engellemeyecekti.
***
Suyumu yudumlarken, beni 15 dakika önce küçümseyen bücür köşeden gözüktü. Ona sırıttığımı görünce oflayarak:
- Sen daha önce başladın sahtekar, dedi.
Hâlâ sırıtarak:
- Ya oğlum çocuklaşma, sıradan bir yarıştı işte. Kazanma şansın yoktu zaten, dedim.
Eve dönüş yoluna doğru ilerlerken bisikletimin arka tekerleği tökezlemeye başladı. Ne olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde karşılaştığım yüz hiç de yabancı gelmemişti. Bu, üç aydır kavgalı olduğum çocuktu. Hiçbir şey olmamış gibi gözlerini bana çevirdi ve bisikletin arka tekerleğine elinde tuttuğu sivri çiviyi batırdı.
Not: Merhaba arkadaşlar, bu benim ilk hikayem ve çok acemiyim. Oylar ne kadar fazla olursa bölüm de o kadar erken gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATTA KALMAK İÇİN (ZOMBI)
ActionHer şeyin sıradan ve normal gittiği dünyada ortaya çıkan yaratıklar ve onlara karşı yaşam mücadelesi veren 2 kuzenin macerası... © Tüm Hakları Saklıdır.