BAŞLIYOR

748 55 6
                                    

O anki öfkeyle yumruğu suratına geçirdim. Kick box'la uğraştığım için bu konuda ondan üstündüm. Sanırım o da olay olmasını istemiyordu ki hakaretler yağdırarak yanımızdan uzaklaştı. Hemen bisikletin tekerleğine baktım, anlaşılan eve kadar yürüyerek gidecektim. Bisiklet sepetindeki suyu alarak kafama diktim. O anda varlığını unuttuğum kuzenim bana yaklaşarak:

- Şimdi ne yapacağız?

- Eve kadar bisikleti taşıyacağım, yapacak bir şey yok.

Bisikleti süzdükten sonra alaycı bir sesle:

- O yumruk da neydi öyle kanka, dedi.

Ona soğuk bir bakış attıktan sonra eve doğru yola koyulduk.

                                          ***

 Köşeyi dönüp yazlığı gördüğümüzde duraksadım ve sessiz bir şekilde "Aramızda kalsın!" dedim. Kafasını olumlu şekilde salladı. Demir kapıdan geçtiğimizde yemek masası bahçeye kurulmuştu. Hemen bisikleti kenara yasladım. Babam bizi görünce yanımıza geldi. Şüpheli bakışlarla önce beni sonra kuzenimi süzüp tekerleğe baktı:

- Bu tekerin hali ne lan, daha yeni yaptırmıştık?

Hemen bir yalan düşünmeye çalıştım ama kuzenim benden önce davranmıştı:

- Sahildeyken yolda çiviler vardı, göremedik ve sonuç bu Rıfat amca, diyerek yüzüne sahte gülümsemesini taktı.

Ben de onu desteklemek için:

- Maalesef baba üzgünüm, söz veriyorum yarın yaptıracağım.

Bu yalanın stresiyle kızardığımı hissettim. Yalanın anlaşılmaması için onları orada bırakıp, bahçedeki özenle kurulmuş masaya yöneldim. 

                                           ***

Yemek sırasında teyzemin, "Okul nasıl gidiyor Cengiz?" sorusuyla irkildim. Yüzümde saçma bir ifadenın oluştuğuna eminim ki, kafamı yemek tabağından kaldırarak "Yazdayız teyze." dedim. O sırada oluşan kahkahalardan istifade ederek masadan uyuyacağımı söyleyerek kalktım. Aile ortamlarını severdim fakat çabuk sıkılırdım. Odama çıkarak üzerimi değiştirdim ve kendimi soğuk yatağıma yattım. Kulaklıklarımı takmamla, gerçekten ihtiyacım olan derin bir uykuya geçiş yapmam uzun sürmemişti.

                                           ***

Güneş ışınlarının gözlerimi acıtmasıyla uyandım. Uyanmama rağmen kalkmak istemiyordum. Kafamı yastığa gömdüm ve biraz daha kestirmeyi planlarken karnımdaki gurultu planlarımı bozdu. Küfrederek kalktım ve banyoda duş alıp gündelik kıyafetlerimi giydim. Bizimkilerin harika bir kahvaltı hazırladıklarını düşünerek merdivenlerden indim fakat normalde beni her zaman kahvaltıdan önce kaldırırlardı. Kahvaltının hazır olmadığını anlamam beynimde berbat bir hissin oluşmasına neden olmuştu. Merdivenleri inmemle burnuma ekşi yemek kokularının gelmesi bir oldu. Hemen alt katı kontrol ettim ve bizimkileri aradım fakat ortalıklarda yoktular.

                                           ***

Oturduğum koltuktan kalkarak saate baktım. Tam yarım saat geçmişti ve ortalıkta kimse yoktu. Bahçeye bakmaya karar verdim. Salondan geçip evin kapısını açtığımda bahçeye uzanan balkonda garip bir insan gördüm. Sanki hiç yemek yememiş gibi önündeki et parçalarını kemiriyordu. Kapının açılış gıcırdıtısıyla olacak ki kafasını bana çevirdi. Garip sesler çıkarıyordu. Önündeki et yığınından uzaklaşıp bana yöneldi. Yardım istediğini düşünerek ona yaklaşmaya başladım. Fakat yaklaştığımda az önce yediği şeyin bir insan olduğunu anlayıp irkildim. Neydi bu şimdi? İnsan yiyen bir insan mı? Anlaşılan şimdi bana doğru yönelen bir yamyam vardı. Ben bunları düşünürken o çoktan bana yaklaşmıştı. Gergin bir sesle:

- Merhaba, iyi misiniz? Ambulansı arayabiliriz.

Bunu söylerken sesim titremişti, korkuyordum. Dediklerimi hiç duymamış gibi bana yaklaşmaya devam ediyordu. Evin içine girip, garip yaratığa bakarak geri geri gitmeye başladım. Bir yandan da onunla iletişim kurmaya çalışıyordum. Aklıma az önce gördüğüm görüntüler akın etmeye başladı. Sanırım onun tek amacı benim etimi dişlemekti. Aramızda 2 metre kalmıştı. Kendimi savunacak bir şeyler bulmalıydım çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Gözüme koltuğun arkadasındaki alet çantası ilişti. Masayı yaratıkla arama çekerek koltuğa yöneldim. Masa biraz da olsa onu engelliyordu fakat yavaş yavaş sürüklenmeye başladı. O sırada alet çantasını açmaya çalışıyordum, sıkışmıştı sanırım. O anki gerginliğimle çantayı çektim ve kapak kısmını kopardım. Tam o sırada yaratık sağ tarafıma yıkıldı.  Refleksle çantadaki tornavidayı kaptım ve yaratığın eline ve zemine saplamıştım o korkuyla. Sıkışmıştı hala bana yönelmeye çalışıyordu. Bense korkudan titriyordum, ne yapacağımı bilemiyordum. Beynim "Kendime gelmelisin!" diye komutlar verse bile bedenim onu dinlemiyordu. Soğuk soğuk terliyordum ama bir şeyler yapmalıydım yoksa sonum balkondaki insan gibi olabilirdi. Koltuğa çıkarak alet çantasına ulaşmaya çalıştım. Hızlı hareket etmeliydim, elime ilk geçen şeyi alacaktım. Kolumu uzatıp çekice ulaşmaya çalışıyordum. Ulaşamayınca televizyon kumandasını kapıp, çantayı kendime çektim. Yaratık çantanın yanındaydı, tedbirli olmalıydım.

                             ***

Çekici alıp, yaratığın ayaklarına ve bacaklarına şiddetli vuruşlar yaptım. En azından acır ve benden vazgeçer diye düşündüm fakat hâlâ bana yöneliyordu. O an anladım ki acı hissetmiyorlardı. Pekala ondan nasıl kurtulucaktım o zaman? Tam o sırada elini tornavidadan kurtarmasıyla üstüme atlaması bir oldu. Başka şansım olmadığını anladım, ya o beni öldürecekti ya da ben onu. Çekiçle göğüs kısmına öldüresiye vuruyordum. Tek eli karnımı kavramıştı. Bense serbest olan tek elimle kafasını uzaklaştırmaya çalışıyordum ama fazla dayanamazdım. Farkında olmadan ağlıyor ve titriyordum. Daha önce hiç böyle öleceğimi düşünmemiştim. Son gücümü toplayarak çekiçle göğsüne vurmaya hazırlanıyordum ki, çekicin ağırlığı ve yorgunluğum yüzünden çekiç elimden kurtulup yaratığın kafasına geldi. O vuruşla dengesini kaybetti. Her yerine öldüresiye vurduğum yaratığın zayıf noktası kafasıydı. Dengesini kaybetmesiyle, fırsattan yararlanarak ayaklarımın yardımıyla onu tamamen üstümden attım. Alet çantasına koşarak zemine saplı tornavidayı çektim. Tek şansım buydu. Oysa toparlanmış ve kırılan bacakları yüzünden sürünerek üstüme geliyordu. Tornavidayı aldım ve gözünden içeriye soktum. Her yerim iğrenç kokulu kana bulanmıştı. Yorgunluğun etkisiyle yaratığın üstünde yatıyor, bir yandan da kendime gelmeye çalışıyordum...

                    

HAYATTA KALMAK İÇİN (ZOMBI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin