Çağrıyla birlikte koltukta uzanmış pes atıyorduk. Ben yendiğim için sırıtıyordum o yenildiği için küfrediyordu. Ve maçın bitmesine 9 dk vardı. Bir gol daha atıp. Kolu kucağıma koydum. Çağrı hala var gücüyle asılıyordu. Diğer erkeklere nazaran çağrı peste pek iyi değildi. Onun bana öğretmesi gerekirken ona ben öğretmiştim oynamasını. Kalan beş dakikada çağrı ben oynamadığım için uç gol atmış beraberliği sağlamıştı. Tabi benim oynamadığımı görmediği için böbürlenmeye başlamıştı. Sırıtmamı genişlettim ve kolu kucağımdan alıp hemen bir gol daha atıp maçı bitirdim. Çağrı kolu masaya fırlattı ve arkasına yaslandı. Bende koltukta biraz daha yayıldım. Çağrı "Yarın bir okula uğrayalım." dedi. Oflayıp başımla onayladım. İlimizde Keskin Üniversitesinde okuyorduk. Özel üniversite olduğu için istediğimiz zaman gitmeye biliyorduk. Ama bu hafta sömestır tatilinin bittiği haftaydı ve biz okula haftanın son günü gidicektik.
Günün geri kalanında birkaçkez daha yemek yemiştik ve PlayStation oynamıştık. Ve şuan saat gece yarısına geliyordu. Çağrı erkenden yatmıştı ama benim zerre uykum yoktu. Sıcak bir duşun uykumu getireceğini düşünüp duşa girmeye karar verdim. Odamın içindeki banyoma girip kıyafetlerini çıkarmaya başladım. Tamamen soyununca saçımı topuz yaptığım tokayı açtım ve duşakabinin içine girdim. Suyu sıcağa ayarlarıp üzerime tutmaya başladım. Sıcak su her zaman beni gevşetirdi ve rahatlatırdı şimdi olduğu gibi. Saçlarımı yavaş hareketlerle yıkayıp duruladım ve suyun altında 15 dk daha durup suyu kapattım. Dizlerimin iki karış üzerinde olan bornozumu giyip aynanın önüne geçtim. Simsiyah saçlarım vardı ve buğday tenim vardı, buz mavisi gözlerim ve güzel bir burnum. Spor yaptığım için nerdeyse harika bir fiziğim vardı yani bir çok kızı kıskandıracak bir dış görünüşe sahiptim. Çağrıyla ikiz olmamıza rağmen birbirimize hiç benzemiyorduk. Çağrıda esmerdi ama kahverengi gözleri vardı boyu benimkinden bir karış anca uzundu. Çağrıda birçok kızın ağzının suyunu akıtacak derecede yakışıklıydı ee kimin kardeşi. Saçlarımı taradım ve ense kokümde başlayan sık bir örgü yaptım. Banyodan çıktım ve dolabına doğru ilerledim. Dolabımı açıp giyecek bakmaya başladım. Dolabım odanın aksine çok düzenliydi çünkü kıyafetlerime özen gösterirdim başkasının kıyafetlerini giymekten nefret ederdim ve her ihtimele karşın okula yada başka bir yere giderken yanımda yedek kıyafet götürürdüm. Dolabımın pijamalarım için ayırdığım kısımdan altıma siyah polar pijama ve gri polar sweetshortümü aldım. Bordo iç çamaşırlarımı giyinip seçtiklerimide üzerime giyindim. Kendimi yatağa yüzüsyü atıp gözlerimi kapattım. Yaz kış üzerimi örtmezdim. Üzerimde yorgan varken kendimi boğuluyormuş gibi hissederdim. Çocukluk tramvası sayılırdı. Beynim uykusuzlukla uyuşmaya başladığında kendimi geceye bıraktım. Sabah yatağımın başında çalan davulla uyanmıştım DAVULLA!! Çağrı uyanmadığım için evda ne aradığını bilmediğim bir davulla uyandırmıştı ve şimdide onun ağzına sıçmamam için okula giderken motorunu sürmene izin vericekti. Üzerime buz mavisi bir şort ve göbeğimi açıkta bırakan dar bordo bir tşhort giydim. Beyaz konverslerimide giyinip odamdan çıktım. Evin kapısınıda çekip çağrıya doğru ilerledim. Somurtarak motorun anahtarlarını verdi ve motorun önünden çekildi. Motora binip kask takmaya gerek duymadan-dip not: siz azra ve çağrı gibi yapmayın kask çok mühim öpüldünüzz-çağrının binmesini bekledim. Okul zaten yakın olduğu için ve anayoldan geçmediğimiz için çağrıda kask takmamıştı. Çağrı beyaz bir gömlek gri kot pantolun ve lacivert spor bir ceket giymişti. Çağrıda motora yerleşince çalıştırdım ve gazı körükledim. Çağrı arkadan motoruna birşey olursa adlı küfürlerini sıralıyordu ve ben sadece sırıtıyordum. Kısa sure sonra üniversitenin bahçesine girdik motorlar için olan park yerine motoru park edip indim. Çağrıda inip anahtarları sinirle elimden aldı. Bende sırıtarak girişe doğru ilerledim. Çağrıyla daha hazırlık okuduğumuz için dersliğimiz hep sabit kalırdı ve sürekli derslik dolaşmak zorunda kalmıyorduk. İkinci kattaki dersliğimize sonunda ulaşmıştım. Çağrı kantine gitmişti sabah kahvaltı yapmazdık yani evde yapmazdık. Çağrı ne olursa yerdi ama ben çok fazla yemek ayırıyordum o yüzden sadece akşam yemeği yerdim. Sırf başka kimsenin elinden yemediğim için yemek yapmayı öğrenmiştim ve nerdeyse her türlü yemeği yapabiliyordum. Çağrıyla sıramıza oturacakken yan tarafındaki kızlardan büyük bir kahkaha tufanı koptu. Neye güldüklerini bakmak için onlara dönfüğümde bana bakıyorlardı bende onlara tek Kaşımı kaldırıp baktım. Kızıl olan kız sesini temizleyip "DC oynuyordukta Ecrin senden çok tırsıyormuş" dedi. Kaşlarıyla gösterdiği kıza baktığımda bana çekingenlikle bakıyordu. Kızıl olana biraz yaklaşıp "Ne yani sen korkmuyormusun?" dedim kız yutkunup gözlerini kaçırdı. Sırıtıp kızıl olan kıza göz korptım ve sırama doğru ilerledim. İnsanları korkutma ya bayılıyordum. Tam sırama oturacakken sınıfın kapısını açıp içeriye sinirle bir çocuk girdi ve az önce korkuttuğum kıza doğru ilerleyip " senmisin lan Bernaya sürtük diyen." diye bağırdı. Kız korkmuyomuş gibi yapıp "E-evet" diye cevap verdi. Çocuk dahada sinirlenip kızın kolunu sıkmaya başladı bir adım onlara doğru ilerledim çocuk tekrar bağırmaya başladı "bana bak lan kız konuşamıyo ama duyabiliyor anladınmı. Eğer bu sınıftan bernaya ben sınıfta yokken kötü davaranacak olursanız yakarım." dedi bu lafını sınıftaki herkese bakarak söylemişti. Kapıya baktığımda içerideki çocuğu izleyen ve ağlayan bir kız gördüm Berna buydu herhalde. Kapıya doğru ilerledim ve bernanın karşısında durdum. Gözlerine baktığında "adın bernamı?" diye sordum başıyla onayladığında aklıma konuşamadığı geldi annemde konuşamıyordu duyuyordu ama konuşamazdı Berna aynı annem gibiydi. Bu okulda ilk defa birşey yapıp bernaya samiöice gülümsedim oda bana gülümsediğinde ekimi uzattım" bende Azra memnun oldum" gülümsemesini biraz daha genişleterek ekimi sıktı. Ona bakarak "merak etme işaret dili biliyorum" Elini bırakmadan onu sınıfın içine çektim. Sınıftakiler bize doğru dönünce yüzümü çidileştirdim ve hepsine tek tek baktım tam lafa başlıycakken içeriye çağrı adımı söyleyerek girdi. Bernayı savunan çocuk ta bana döndü ve çocukla gözgöze geldik bu geçen gece bana yardım eden çocuktu Uzay bana şaşkınlıkla baktı ve "sen..." lafını nasıl tamamlayacağını anlayınca çağrının kolundan tuttum ve önüme çektim "çağrı bakbu Berna yeni arkadaşım yani tek arkadaşımda olabilir neyse hadi tanışın " dedim ce çağrının kulağına yaklaşıp"ikizim kız konuşamıyor ama duyuyor işaret dili bildiğini söyle "
Annemizde Berna gibi olduğundan ilimizde işaret dili biliyorduk. Onlar bernayla tanışırken ben uzayın kolundan tuttum ve sınıfın dışına sürükledim sınıfın kapısının önünde durunca omzunu duvara yaslayıp sırıttı ve " İyleşmissin"dedi. Samimiyetsizce sırıttım ve " He iyileştim. Amakonumuz bu değil o kızıl Sürtük neden kötü davranmış bernaya " kaşlaarını çattı ve "sanane acıma kardeşime çünkü acınılcak durumda değil." dedi. Tam gidecekken kolundan tuttum ve "Bak ben acımıyorum benim ... Benim annemde aynı durumdaydı ve acınmıycak bir durum olduğunu gayet iyi biliyorum. Üstelik merak etme bu okulda kimse benim yanımdaki kimseye bulaşmaz hele ilk defa birini arkadaş olarak görüyorum bu okulda. Buradakiler çok samimiyetsiz yani anlatabiliyormuyum." dedim ve sırıtarak sınıfa girdim Berna ve çağrı bizim sıramızda oturmuş gülüşerek konuşuyorlardı. Uzay arkamdan gelip Berna nın yanağına öpücük kon durunca çağrının gözlerinde sinir filizlendi sırıtıp çağrının kulağına yaklaştım "Kıskanma ikizim abisiymiş" bana bakıp sinirle gözlerini devirdi. Çağrı aşık olur bu kıza kesin hadi inşallah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Bilir
Teen FictionHer yeri dağıtmak geliyordu içimden. Parçalamak herşeyi oraya buraya savurmak geliyordu. Ses tellerim yırtılana kadar bağımak çığlık atmak istiyordum. Ama vicudum işlevini yitirmişti sanki,gözlerimi dahi kırpamıyordum. Vicudum beynimin emirlerine uy...