Jungkook aniden omzunda hissettiği el ile irkilip refleks olarak arkasını döndüğünde karşısında gördüğü beden ile derin bir nefes aldı.
"Konuşabilir miyiz biraz?"
Yoongi mırıldandığında olumlu anlamda başını salladı küçük olan. Bir haftadır diğerinin çabalarını görmezden geliyordu, ama sevgilisini çok fena özlemişti.
Yoongi küçük olanı bileğinden tutup odalarına soktuktan aonra kapıyı kapattı. Jungkook odanın ortasında dikilirken, sırtını kapıya yasladı.
"Ben kocaman bir eşeğim."
Yoongi derin bir nefes aldı ve gözlerini sevgilisinin gözlerine dikerek sözlerine devam etti.
"O kadar aptalım ki, saçma sapan bir sebep yüzünden minik sevgilimin kalbini kırdım."
Minik sözcüğünü vurgulu söylemiş ve sonrasında gülümsemişti. Jungkook onun bu halleri karşısında gülmek istese de, dudaklarını sertçe birbirine bastırdı. Gülemezdi.
"Kendimi nasıl affetireceğimi bile bilmiyorum, kocaman bir salağım. Değil mi?"
Yoongi bu kez iç çekerek sözlerini tamamladı, gerçekten çok pişman gözüküyordu.
"Yemin ederim kalbini kırmak istemedim. Hem asıl sorun sigara falan değil ki..."
Yoongi yeniden duraklayıp iç çekti ve parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Başka bir şeye sinirlenmiştim, sana patlamamalıydım. Küçük bebeğimi kıracağımı kafamı kırarım ben. Hatta istersen kırayım şimdi hemen?"
Jungkook sevgilisinin aptallığına yeniden gülmemek için kendini zorlarken onuz silkti. Kalbi gerçekten kırılmıştı, Yoongi'yi kolay kolay affetmeyecekti.
"Konuşmayacak mısın benimle? Kafamı kırmam yetmez mi?"
Jungkook bir milyonuncu kez omuz silktiğinde Yoongi işinin zor olduğunu anlamıştı.
Ama o Jeon Jungkook'a sırılsıklam aşık olan Min Yoongi'ydi. Bunu da çözecekti.
anlatımlı bir yoonkook yazsam okur musunuz?