Multimedya: Almila Sayer
Alev hocanın önemli biri olduğunu söylediği misafirin antremana gelmesine dakikalar kala, Barış kalabalıktan faydalanıp gitti. Dün yaptığı gibi. Biraz merak, biraz sorumsuzluğunun bende yol açtığı sinirle onu takip ettim. Antremana yetişeceğimi umut ederek.
Sonuç olarak, okula pek de uzak olmayan bir mahallede, eski bir evin kapısında dikilen Barış'ı izliyordum. Etrafa baktı bir süre. Saklandığım arabanın arkasına daha fazla sindim. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Duygularını dizginlemek istercesine kasılmıştı. Bizimle kavga ettiğinde bile bu yüz ifadesiyle karşılaşmamıştım.
İçimde ses, o evle ilgili korkunç teoriler oluşturuyordu.
Ellerimin altında bir hareketlilik hissettiğimde geriledim. Arkasına saklandığım araba ilerlemeye başlamıştı. Tam zamanı yani ha. Barışın beni farketmemesi için yandaki duvarın arkasına geçtim. Arabanın içinde oturan çocuk lolipopunu yalarken bana baktı. Bir yandan gülüyordu. Ağzımı kocaman açıp gözlerimi kıstım ve burnumu kırıştırdım. Yüz ifadem onu korkutmuş olacak ki donup kaldı. Araba uzaklaşırken kocaman olmuş gözleriyle hala beni izliyordu. Asıl amacımdan saptırıyordu beni salak velet.
Derin bir nefes aldım. Kapıyı çalmak için elini küflü demire uzattı. Ta ki benim sesimi duyup duraklayana kadar. " Biz okul takımı için uğraşırken-" gözleri bana döndü. Şaşkındı. " Barış efendi gezmelerde." Yüz ifadesi, söylediklerimle değişti. Şaşkınlığı saf öfkeye dönerken kapıdan birkaç adım uzaklaştı. Gözlerindeki ifade gerilememe neden olmuştu. " Ne işin var senin burada ?" Başımı dikleştirip ciddi görünmeye çalıştım. " Beni mi takip ettin ?" Sesi her cümlesinde daha fazla artıyordu. " Takımdan daha önemli olan şeyi merak ettim sadece." Bir anlığına içimde oluşan cesaretle ona yaklaştım. Başımı hafif kaldırıp ona baktığımda bağırdı. " Takımına da sana da !" Sesi ürkmeme neden olmuştu. Yutkunup bir şey söylemeye hazırlandığımda demir kapı açıldı.
Orta yaşlarda esmer bir kadın kapıda gözüktü. Mutlu yüz ifadesi Barış'tan bana döndüğünde merakla doldu. Barış'ın gerildiğini hissettim. İçimde kötü bir şey yaptığıma dair fısıldayan ses, haykırmaya başladı. Yine boş durmamış, koca kafama dert almıştım.
'Bu hayatın heycanı meycanı yok' modumdan sıyrılıyordum yavaş yavaş.
Düşüncelerimden sıyrılmam Barışın'ın sesi sayesinde oldu. " Bi arkadaşım. Mete'yi ziyarete gelmek istedi." Duraksayıp bana çenemi kapalı tutmam gerektiğiyle ilgili bir bakış attı. Tam isabetti çünkü 'Mete kim ?' diye sormak üzereydim. Küçük oyununa ayak uydurup veli toplantısında kuyruğunu kıstırıp bekleyen öğrenci edesına büründüm. " Umarım sizin için sakıncası olmaz ?" Esmer kadın Barış'a gülümsedi. " Tabi ki olmaz. " Bakışları bana döndü. " Hoş geldin. Ben Merve." Uzattığı eli sıkıp hafifçe gülümsedim. " Almila." Birkaç adım geriledi. " Buyrun, geçin." Kadının yanından geçip koridora ulaştık. Kolumu sıkıca tutan Barış'a döndüm. Uyaran bir tonda konuştu beni bir odaya ilerletirken. " Kapa çeneni ve bana ayak uydur." Yutkunup başımı sallamakla yetindim.
Ufak odaya girdiğimde pişmanlığımın zirvesindeydim. Tek kişilik yatağın üzerinde bir çocuk yatıyordu. Beni görünce şaşırsa da, gülümsemesi uzun sürmedi. Barış ona gülümseyip yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Ben de yanına iliştim. Yüzümü ifadesiz tutmaya çabaladım. Arkamızdan odaya giren kadın yatağın köşesine oturup çocuğun kafasını okşadı.
Saç olmayan kafasındaki bandanada gezindi elleri.
Çocuğun soluk yüzünden eksik olmayan gülümseme, annesine bakarken daha da arttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4+4
HumorBir arkadaş grubu düşünün. Sokakta geç saatlere kadar durduğu için annesi tarafından kulağında tutularak zorla eve sokulan. Ve bir arkadaş grubu düşünün. El bebek gül bebek büyümüş, her tehlikeden uzak el üstünde tutulmuş kişilerden oluşan. Bu farkl...