Rose Sindirella (TAMAMLANDI)

Bölüm 1

anne: ahhhhhhh !

rose: annecim ?!

rose koşarak annesinin yanına gitti

anne: öhhhö öhhhö k-kızım

rose: babamı haber vereceğim

anne: peki kızım

Rose babasına haber verir ve babası gelir sonra annesini doktora götürürler

EVDE
rose: babacığım anneme nerede

babası kafasındaki şapkayı çıkardı ve "annen öldü kızım..."

genç kız o an şoka girmişti annesinin ölümü onu derinden sarsmıştı ama güçlü kalması gerektiğini biliyordu

2 HAFTA SONRA
rose: ne zaman gelecekler babacığım

baba: birazdan gelirler eminim bu kadını da annen kadar seversin kızım

rose: lütfen babacığım kimse annemin yerini tutamaz

baba: evet haklısın kızım üstelik yeni 2 kardeşin daha olacak

rose: peki babacığım

ROSE'NİN ÜVEY ANNESİ VE KIZ KARDEŞLERİ GELİR VE O AKŞAM GELİŞLERİNİ KUTLAMAK ADINA BİR DAVET DÜZENLENİR TÜM YAKINLAR GELİR

rose: babacığım çok güzel bir parti kaçırıyorsun

baba: biliyorum kızım sana bir şey söylemem gerekiyor
rose'nin üvey annesi kapının kenarından onları dinliyordur

rose: ne gibi babacığım

baba: bak kızım ben yakın zamanda bir seyahate çıkacağım tamam mı bir şey istiyor musun ?

rose: döneceğine söz verirsen tamam ve sadece bana hatıra olarak oradan gül getirir misin ?

baba: tabii ki kızım
dedi ve kızını alnından öptü

üvey anne bunların hepsini dinledi ve kocası olacak adamın bir daha dönmemesi için bir plan yaptı

2 GÜN SONRA
rose: seni seviyorum babacığım

baba: ben de seni kızım hoşçakal

üvey anne: ahh benim sevgili kocam sen yolda acıkırsın diye sana biraz yiyecek hazırladım.

baba: teşekkür ederim
dedi ve sepeti aldı

aslında üvey anne yiyeceklere zehir dökmüştü ve bu zehir yüzünden adam ölecekti bu zehir daha henüz tedavisi bulunamamış bir zehirmiş bu zehrin adı da Kolera zehriymiş

ERTESİ GÜN

ding dong

rose koşarak kapıya gitti ve mektupçu bak Demokles'i görünce

rose: babamdan haber var değil mi

bay demokles: ......

rose: neden konuşmuyorsunuz ?

bay demokles: babanız yolda ağır bir hastalığa yakalandı ve yaşamını yitirdi ölmeden önce bunları size götürmemi istedi

dedi ve elindeki gülleri verdi

rose: n-nasıl ya a-a-ama babam bana söz vermişti beni bırakıp gitmeyecekti

bay demokles: üzgünüm canım benim
dedi ve rose'nin acısını biraz olsun dindirmek için ona sarıldı

rose o an yıkılmıştı çok ama çok üzülmüştü hem annesi hem babası onları terk etmişti ve o kendini yapayalnız hissediyordu. kapıyı kapatıp yukarı odasına çıkmak için ilerledi