O Derece Yakınız...

141 10 1
                                    

İyi Okumalar 😌

Yavuz'dan
İstanbul'dan çıkalı bayağa olmuştu. Annemi orda bırakıp Karabayır'a gitmek benim için azap gibiydi. Sanki kalbimi orda bırakmış gibiydim.
Y: Ne kadar kaldı Karabayır'a varmamıza, diye Fethi'ye  sordum.
F: Az kaldı, dedi yorgun çıkan sesiyle. Yola çıktığımızdan beri arabayı Fethi kullanıyordu.
Y: Sesin yorgun çıkıyor ben kullanayayım istersen arabayı?
F: Fena olmaz aslında.
Y: Şurada dur da yer değişimi yapalım, dedim. Fethi arabayı durdurduğunda arabadan indim. Tam şöför koltuğuna binecekken ormanın  derinlerinden çığlık sesi geldi. Ardından da silah sesi...

Eylem'den
Karabayır'a gitmek beni çok mutlu ediyor. Yeni görev, yeni arkadaşlar, yeni ajancılık ve daha fazlasını düşündükçe mutlu oluyorum. Görevimi öylesine seviyorum ki, en iyi şekilde başarılı olmaya çalışıyorum. Küçük bir başarısızlık benim için dünyanın sonu gibi. Bahar da öyle. O da görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Bahar'a baktığımda uyumuştu. Onun uyumasına çok şaşırdım. Neden mi? Çünkü öylesine sabırsızlanıyordu ki yerinde duramıyordu. Nazlı ile Su'ya baktığımda ikisi de başını arkaya yatırmış dalgın dalgın dışarıya bakıyorlardı. Ben de onlara hafif gülümseyip önüme bakarak arabayı sürmeye devam ettim. Viraji dönüp biraz ilerdikten sonra durdum. Çünkü bir tane araba durmuş birkaç adam da ellerinde silahla karşılarındaki ormana ilerliyorlardı.
S: Kızlar noluyor orada?
E: Öğrenmenin tek yolu inip onlara sormak.
N: Eylem bekle bizde gelelim. Bir şey olur sana tek gitme.
E: Tamam gelin ama Bahar'ı da uyandırın.
S: Bahar  Bahar Bahar hadi uyan. Baharr
B: Noluyor ya geldik mi?
N: Hayır daha değil. Ama şimdi bizle gel.
B: Eylem noluyor orada?
E: Biz de onu öğrenmeye gidiyoruz hadi kızlar.
Arabadan inip silahlı adamlara yaklaştık.

Fethi'den
Ormandan çığlık sesi ardından da silah sesi gelmişti. Yavuz'la Ateş'i ve Feyzullah'ı uyandırdık. Onlar da arabadan indiler. Ormana doğru ilerlerken arkamızda bir araba durdu ve içinden dört kız indi. Kahkülü olan kız çok güzeldi. Diğerleri de güzeldi ama direk dikkatimi çeken o olmuştu. Ne diyorum ben ya? Şimdi bunun sırası mı Fethi? Kızlar bize yaklaştılar. O kız konuştu ilk başta.
E: Noluyor burada? Elinizde silah falan hayırdır, dedi. Ama bu benim hayalindeki kızdı. Sert, atarlı, tatlı...

Y: Merak etmeyin. Terörist falan değiliz. Ormandan çığlık sesi  ardından da silah sesi geldi. Biz de ona bakmaya gidiyorduk. Neyse siz bunları boşverin yolculuğunuza devam edin.
B: Nedenmiş o? Siz terörist değilseniz biz de terörist degiliz. Ayrıca o çıt kırıldım kızlardan da değiliz. Şu ormana girip korkmadan neler olduğunu bulabiliriz, dedi diğer kızlardan biri.
F

ey: Komutanım biri kaçıyor, diye bağırdı Feyzullah. Diğer tarafa baktığımızda bir adam kaçıyordu. Yavuz komutanım da hızlıca peşinden koşmaya başladı. Tabi biz de. Arabanın biraz ilersine gittiğimizde Yavuz komutanım adamı yakalamıştı. Ama adam Yavuz komutanıma bıçak çekmişti. Yavuz komutanım adamın üzerine doğru hızlıca gitti. Adam da bıçağı Yavuz komutanım karnına hızlı bir şekilde batırdı. Yavuz komutanım dizilerinin üstüne düşünce adam tekrar kaçmaya başladı. Feyzullah Yavuz komutanımın yanına koştu Ateşle ben de adamın peşine. Adamı yakalayıp ellerini bağladık.
Fey: Komutanım komutanım. Biri anbulans çağırsın!
diye bağırıyordu Feyzullah.
Kızlar da koşarak buraya geldi.
B: Açılın ben doktorum, dedi siyah saçlı olan kız.
S: Ben anbulans çağırıyorum, dedi hafif sarı olan kız.
A: Feyzullah sen şu adamı tut. Fethiyle ben de ormana bir bakalım silah sesi neymiş, dedi Ateş.
Fey: Tamam komutanım, dedi ağlamaklı bir sesle.
N-E: Biz de sizinle gelelim. Silah var bizde, dedi siyah gözlü kızla benim ki aman kahküllü olan kız.
F: Siz kızsınız. Durun burada biz gideriz.
E: Kavga etmenin sırası değil. Arkadaşınız yaralı biz de geliyoruz.
A: Hadi o zaman. Kızlar dikkatli olun. Ormanda neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.
N: Emredersiniz, dedi siyah gözlü kız. Ormana doğru giderken bizimle gelen kızların ve Yavuz komutanım yanında olan kızların adını öğrendik. Siyah gözlü olanın (onlarla giden) adı Nazlı, benimkinin aman kahküllü olanın adı Eylem, hafif sarı olanın adı Su, doktor olanın adıda Bahar mış. Ormanın içine doğru gittik. Ama o kadar gezdik etrafı bir şey yoktu. Tam gidecekken Eylem'in ayağına bir şey takıldı ve dengesi bozuldu. Yere düşmemesi için incecik beline kollarımı sardım.  Nefeslerimiz yüzümüze çok rahat bir şekilde çarpıyordu. O derece yakınız.
A: Ov gençler böldüğüm için üzgünüm ben ve Nazlı hanım bir şey bulamadık siz de bulmadıysanız artık gidelim. Zaten Nazlı hanım polisleri de aradı. İnceleme için gelecekler onlar buraya.
F: Neyi bölmekten bahsediyorsun Ateş?

Merhaba, yine ben yine ben...
Bu bölüm birazcık Eyfet oldu. Diğer bölümü Yavbah yapmak istiyorum. Sizce güzel olur mu? Bir bölüm de bir çift? Yoksa bir bölümde bütün çiftleri mi yapayım? Yoruma fikirlerinizi yazmayı ve yıldıza basmayı unutmayın.

Bütün tatlı çiftler ve SÖZ ile kalın ♡♡

Kelime Sayısı : 729

TARİFSİZ AŞK (SÖZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin