Elimdeki kitapları daha da sıkıca sardım.Koskoca okulun boş koridorlarında yürüyordum.Etrafta kısa etekli,yakışıklı erkeklerin ağzına düşen kızlar,zaten makyajlı yüzlerini daha da boyayan kızlar vardı.Etrafıma korku ile bakıyordum.Konuşulanları duyuyordum,ama cevap veremiyordum.Başkaları gibi iç-ses dış sesim yok benim.Benim sadece iç sesim var,çünkü dışarıya sesim çıkmıyor.
Evet,konuşamıyorum.Doğuştan gelen bir sorunum var. Doğduğumda,beni ölü sanmışlar.Çünkü sesim çıkmıyormuş.Ama çırpınıyormuşum. Ailem korkmuş. Beni kontrol ettiklerinde,hiçbir sorunum olmadığını fark etmişler. Sadece,sesim çıkmıyormuş. Hala da öyle. Yanımda sürekli taşıdığım bir defterim sayesinde ailem ile anlaşabiliyorum. Okulda pek arkadaşım yok. Bana söylenenleri anlayabiliyorum, sadece söyleyemiyorum.
Yavaşça kantindeki tek boş masaya oturdum. Tek boş masa,tek yalnız masa. Benim masam. Kimse o masaya yaklaşmazdı. Elimdeki kitapları yavaşça kantin masasının üstüne koydum. Çantamdan annemin bana özel olarak hazırladığı bir poğaça çıkarttım ve bir ısırık aldım. Etrafı izliyordum,çünkü yapacak bir şeyim yoktu. Arkadaşlık kurmak için başkalarının yanına gidemez ve 'merhaba!' diyemezdim. Sesimi bile çıkaramazdım. İnsanlar beni ucube olarak görüyorlardı.
Birden gözüm arkadaş grubuyla buraya gelen Pamir'e gitti.Yine harika görünüyordu.Uzun boyu ve koyu sarı tonlarında saçları vardı. Gülümsemesi insanın içini ısıtıyordu. Kötü biri değildi,aksine herkese yardım eden biriydi. Seviliyordu,ve bu sevgiyi sonuna kadar hak ediyordu. Harçlığını unutanlara para verir,dersten kalanlara yardım ederdi. Evet,ona aşıktım. Tam üç senedir. Daha bana bakmadı bile ki beni gördüğünden bile emin değilim. Ama sürekli gülümserdi, basketbol takımındaydı. Her zaman ya döner alırdı ya da sadece içecek bir şeyler. Çoğu kişiye gerçekten güvenmezdi. Notları iyidi,çok zekiydi ve çok nazikti. Kışları çok hasta olmaz, tam tersi,okulun bitmesine yakın onu hastayken görebilirdiniz. Üç senedir onunla ilgili herşeyi kafama kazıdım. Onu ondan iyi tanıyordum. Ama o beni bilmiyordu bile.
Masama doğru yaklaşan Selen'i gördüğümde ürperdim.O kızdan korkuyordum ve bana ucube gibi davranıyordu.Sapsarı saçları vardı ve belinde bitiyordu.Kısacık bir şort ve göbeğinde biten bir tişört giymişti.Beyaz bir teni vardı ve kırmızıya yakın bir ruj sürmüştü. Güzel bir kızdı. Popülerdi,benimle neden uğraştığını bilmiyordum. Birden elini bütün kantini susturacak şekilde masaya vurdu.
''Bi dakika,adın neydi senin? Doğru,hiçbirimiz bilmiyoruz. Çünkü söyleyemiyorsun.''
Adım Çisem,seni gerizekalı. Tabii ki bunu sesli söyleyememiştim. Söyleyemezdim de zaten. Sadece sessizce ve ifadesiz bir şekilde ona bakmaya devam ediyordum. İnanabiliyor musunuz? Böyle davranırken hiçkimse onu yargılamıyor. Bir insanın kusurlu doğması,onun suçu değildir. Bazı insanlar hala bunu anlayamıyordu. Her yerde insanları yargılamayın gibi yazılar dolaşıyor,ama yinede bu toplumu pek engellemiyor. Selen'in eli benim ailemle konuşmak için kullandığım deftere gitti. Alay edercesine gülerek eline aldı. ''Bakalım neler yazıyormuşsun. Gerçekten zavallının tekisin. Senin gibi doğmadığım için çok şanslıyım.'' dedi ve bir kahkaha atıp defterimi yere fırlattı. Etraftaki bakışları görmezden gelerek ayağa kalkıp defterime eğildim. Gözlerimden yaşlar aktığını fark bile edememiştim. Normal insanlar ağlarken sesleri çıkar,hıçkırırlar. Ama benden ses çıkmıyordu. Ağladığımı fark bile etmiyordum. Acınasıymışım gibi bakışları takmadan ayağa kalktım ve arkamı dönüp kantinden çıktım.
O herkese karşı nazikti. Her zorbalığa karşı korurdu. Herkese yardım ederdi. Ben hariç.
-
Yepyemi bir konu ile karşınızdayım! Lütfen,eğer okuduysanız,bir vote bile benim için çok önemli! Teşekkür ederim:3 Multi,Pamir :3
![](https://img.wattpad.com/cover/17307396-288-k659611.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesim olur musun?
ChickLitÇisem,herkesin bildiği gençlerden farklı. Onun sıkıntısı konuşamamak. Doğuştan gelen bir sebep yüzünden konuşamıyor. Tek sıkıntısı bu da değil. Yıllardır aşık olduğu ''İyi Çocuk,Sevilen Çocuk.'' Pamir'in onu hiç takmaması ayrı bir sıkıntı. Pamir ise...