❝Tanışma.❞

284 29 29
                                    

Multi,Pamir'lerin evi, Çisem'in elbisesi ve Pamir :3 iPad'den yazdığım için sorun olabilir,lütfen görmezden gelin,teşekkürler^^ Yorumlardan ve okuyuculardan çok memnunum ama biraz daha olursa güzel olurdu,zorunda değilsiniz ama eğer birkaç kişiye önerirseniz çok çok mutlu olurum.

İthaf güzel yorumlarından dolayı 1DAytul'e. Çok teşekkürler :3

Demir kapıyı hafifçe ittirerek bahçeye girdim. Pamir'lerin evine gelmiştim,eğer bana bunu 2 gün önce söyleseydiniz size kıçımla gülerdim,çünkü ağzımla gülemiyorum. Tamam,ben daha espri yapmayacağım. İçeriye girdikten sonra kapıya doğru birkaç adım daha attım. Girer girmez hemen büyük villanın önünde orta boylarda bir havuz vardı. Camdan içeriyi gösteren kapılar ve önünde birkaç tane masa ve koltuk vardı. Hayatımda gördüğüm en mükemmel evdi.

Üzerimde çok sade bir elbise vardı. Danteldi ve belinde ince bir kemer vardı. Süslü giyinemiyordum, daha doğrusu denemeye bile kalkmadım çünkü o tür kızlardan hoşlanmıyorum. Küçükken bütün kızlar makyaj meraklısı gibi gezerken ben koşelerde Harry Potter okurdum. Farklıydım. Buraya nereden geldik? Evet,Pamirlerin evi. Bu kadar konuşmaya bakmayın,daha o oraya gideceğimi bile bilmiyor. Ne acınası bir insanım değil mi? Umutsuzca seviyorum. Ama seviyorum.

Yavaşça kapıya doğru yöneldim. İçimde fırtınalar kopsa da dışarıdan çok sakindim. Acımı,üzüntümü,sevincimi,mutluluğumu içime atmayı öğrenmiştim. Hayat öğretmişti,zorla.

Hafifçe kapıya vurdum. İlk önce birkaç ayak sesi uyuldu,sonra kapı açıldı. Derin bütün gülümsemesi ile karşımda duruyordu. Bende ona gülümsedim. ''Hoşgeldin Çisem!'' dedi. Gülümsememi genişlettim,içeri girmemi istercesine eliyle içeriyi gösterdi. Kafamı salladım ve içeriye girdim. Her yeri kafama kazıyordum. Burası Pamir'in yaşadığı yerdi. Hemen sağ tarafımdaki son derece modern döşenmiş mutfakta yiyordu ve solumdaki kocaman salonda televizyon izliyordu. Gözlerim onu ararcasına etrafa baktım. Ama tahmin ettiğim gibi yoktu. Tam etrafı izlemeye dalmışken dalgınlığım merdivenlerden inen kadının sesiyle bozuldu.

Kafamı ona doğru çevirdim. Derin ve Pamir'in annesi olmalıydı. Pamir gibi sarı saçları vardı. Baktığında doğal olduğunu anlayabileceğiniz cinstendi. İnce yapılıydı,yüzü de çok güzeldi. İki liseli çocuğu olduğuna inanamazdınız. Derin ve benim yanıma geldi ve gülümsedi. Ellerini sıcak bir gülümseme ile omuzlarıma koydu.

''Derin bana rahatsızlığından bahsetti tatlım,çok.. çok üzgünüm.'' dedi bana acıyla bakarak. Bende acınası bir şekilde gülümsemiştim zaten. Küçük çantamdaki not kağıtlarından bir parça kopardım ve küçük kalemi aldım. Kağıda ''Üzgünüm.'' yazdım. Nedenini sormayın. Bende bilmiyorum, ama hissettiğim buydu. Neden üzgünüm, bilmiyorum. 

Etraf o kadar sessizleşti ki Derin'in annesi ortamı hareketlendirmek için bir kahkaha atarak,'' Siz isterseniz Derin'in odasına çıkın.'' dedi. Derin gülerek beni kolumdan çekti ve merdivenlerden çıkmaya başladık. Üst katta tam 4 tane kapı vardı. Muhtemelen,banyo,derin'in odası,Pamir'in odası ve anne ve babalarının odasıydı. Orta iki kapının tam ortasında durduk,derin eliyle bir dakika işareti yaptı ve sağdaki kapıya doğru gitti. Kapıyı açtı ve bağırdı.

''Pamir,biz arkadaşımla odamda olacağız,annemin haberi var. Az önce çıktı.'' dedi. Aman Tanrım! Aman Tanrım! Haklıydım,tamam haklı olduğumu biliyordum ama.. yine de Aman Tanrım!

''Arkadaşın kim?'' diye bir bağırma sesi geldi odadan. Sesi mutlu geliyordu. Eğleniyor olmalıydı. 

''Çisem Yüksel. Sanki tanıyorsun gibi sormasan!'' diye bağırdı. Aman Tanrım! Pamir adımı öğrendi. Ben şaşkınlıktan renk değiştirirken içeriden birkaç öksürme sesi geldi. Muhtemelen bilgisayarda oyun oynarken yemek yiyordu. Ama neden yemek boğazına takılsın ki? Kesin hızlı yemiştir,şapşal işte.

''T-tamam,s-siz geçin. B-ben sizi r-rahatsız etmem.'' dedi kekeleyerek. Belki cidden benden nefret ediyordur. Neden adımı duyunca kekelemeye başladı ki? Neden benimle ilgili olsun? belki yemek takıldı? Ah hayır,kesinlikle benden nefret ediyor.

Ben hala renk değiştirirken Çisem beni Pamir'in kapısının yanındaki odaya çekti. Odasını gördüğüm anda içimden bir 'oha' çektim. Odası mükemmeldi. Kocaman camın önünde iki tane koltuk ve ortada küçük yuvarlak beyaz ahşap bir masa vardı. Koltuklara oturduk. Masanın üzerinde iki sıcak çikolata vardı. Bunu görünce gülümsedim. Muhtemelen onunla sohbet edeciğimi falan umuyordu. Ben bunu ondan çok çok daha isterdim. Ama yine o anlatacaktı,ben yazacaktım. Beni yanlış anlamayın, onu dinlemekte bir sorunum yok. Çok komik biri ve gülümsememe sebep oluyor ama,normal bir liseli kız gibi sohbet edebilseydim keşke.

Benim oturduğum tarafa kocaman bir defter ve siyah bir kalem konmuştu. Tam ellerimi uzatıp inceleyecekken birden Derin onları aldı. Utanmış gibi görünüyordu.'' Anneme bunu yapmamasını söylemiştim. Gerçekten üzgünüm.''  dedi. Üzgün olması için bir sebep yoktu aslında. Hatta beni düşünmesi bile beni mutlu etmişti. Onu rahatlatmak için gülümsedim. Elinden kalemi ve defteri aldım ve yazmaya başladım.

''Sorun değil. Hatta daha iyi oldu. Burdan yazmak çok daha rahat.'' yazıp uzattım. Gülümsedi ve hemen karşıma oturdu. '' Aman tanrım! Hayatımda gördüğüm en olumlu insansın. Senden hoşlanma sebebim de bu. İnsanı gülümsetebiliyorsun.'' dedi. İlk defa bir arkadaşım olmuştu ve o da,nasıl derler.. mükemmeldi.

Birkaç saat muhabbet ettik. Onunla normal hissediyordum. Defterin sayfalarını doldurmuş gibi hissediyordum. Sanki o defter yokmuş gibi konuşmuştuk onunla. Ama Derin asla benim sorunlu olduğumu hatırlatmıyordu. Onun aksine normalmiş gibi hissettiriyordu.

kahkhakar arasında ''Seni Pamir ile tanıştırmalıyım.'' dedi. Elimde artık soğumaya başlamış,hatta soğumuş olan kahveyi püskürttüm. Aniden söylemeseydi,alıştıra alıştıra söyleseydi ne güzel olurdu. Rengim önce kırmızı,sonra mor,sonra yeşile döndü. ''İyi misin Çisem?'' sesini duyduğumda kafamı Derin'e çevirdim. Kafamı iyiyim anlamında salladım. Hiçte iyi değildim.

İkimizde ayağa kalktık. Benim kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Derin'in nasıl duymadığını bile anlamıyordum. Odadan çıktık ve yan odanın kapısını tıklattı Derin.

''Pamir içeridemisin?''

''Evet.'' diye sesi geldi. Sesini duymak kalbimin daha hızlı atmasına sebep olmuştu. Hafifçe yutkundum.

''Çisem'i seninle tanıştırmak istiyorum.'' dedi. İlk 1-2 dakika ses gelmedi.

''T-tabi gelin.'' yine kekeleme,ne oluyordu bu çocuğa?!

Derin kapıyı hafifçe ittirdi ve içeri girdi. Arkasından da ben girdim. Çoktan ayağa kalkmıştı, Derin ile yanına gittik. Elini uzattı.

''Ben Pamir.'' dedi,tavırı çok,soğuktu. Yüzüme bile bakmıyordu. Hafifçe elini sıktım. Elimin eline değmesiyle içim titredi. Tüm vücudumdaki hücreler canlandı,yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Ama dışarıdan kendimi normal gösteriyordum.

''Ve sende Çisem'sin.'' dedi,hafifçe sırıttı. En sevdiğim haliydi,hafifçe sırıtır ve çok sevimli görünürdü. Bende gülümsedim ve başımı yukarı aşağı salladım.

''Ben Çisem. Sana aşığım.''

Sesim olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin