20/04/2016 sayfa 33
Birkaç gündür İstanbul'dayız. Kız kardeşim Tekirdağ'dan okulunun sınav arasına girmesini fırsat bilerek İstanbul'daki Amcamın büyük kızı olan Safiye ablamın yanına gidecekmiş. Safiye ablamda beni arayarak kız kardeşim Safiye'nin onlara geleceğini ve 1 hafta kalmayı planladığını ve benimde artık İstanbul'a gelmemi istedi. Sonuçta uzun zamandır beni İstanbul da kendi evlerinde misafir etmek istediğini ve İstanbul'u gezdirmek istediğini her fırsatta söylüyordu. Kardeşim de beni arayarak sonunda İstanbul'a gitmeye beni ikna etti. Sonuç olarak bugün İstanbul'daki dördüncü günümüz. Birlikte pek çok yeri gezdik. Özellikle ablam ve eniştem yanımızda değilken yeğenlerim Yaşar, Cengizhan ve Pınarla beraber yaptığımız geziler çok daha eğlenceliydi. İstanbul'un en meşhur, en görkemli, en değerli ve tarihi yerlerini gezdik. Hepsi çok hoşuma gitti. Çok özel yerler vardı. Galata Kulesi, Köprüler, Evliyaların türbeleri, aklınıza İstanbul hakkında neresi geliyorsa. Her yeri ama her yeri geziyorduk.
Bu gün için ben kendime özel bir gezi planı yaptım. Asker arkadaşlarımı görmek için ekipten ayrıldım. Onlardan birkaçına ulaşmayı başardım ve onlarla Taksim meydanında buluşmaya karar verdik. Anadolu yakasından karşıya geçmek uzun süreceği için erken bir saatte evden çıktım. Öğlen 12:00 da buluşacaktık İstanbul' un hafta sonu trafiğini düşünerek evden 3 saat erken çıktım. Trafik sıkışınca taksiciye taksim meydanına ne kadar kaldı diye sordum. Oda bana bir buçuk iki kilometre kadar daha gideceğimizi söyledi. Etrafıma baktım trafik ilerleyecek gibi durmuyordu. Taksiciye inmek istediğimi söyledim ve yürüyerek nasıl gideceğimi sordum. Oda bana Hindistan konsolosluğunu geçtikten sonra Starbucks Coffee geleceğini biraz daha gittikten sonra Taksim Gezi Parkına ulaşacağımı söyledi. Gezi parkını geçince Taksim meydanına ulaşabileceğimi söyledi. Tek yapmam gereken gezi parkına kadar yolun karşısına geçip yoldan sapmadan devam etmem gerekiyormuş. Yol tarifini aldıktan sonra ücretini ödeyip taksiden indim. Yolun karşısına geçtim ve yoluma devam ettim. Hindistan konsolosluğu yazısını gördüğümde yoluma biraz daha devam ettim. Starbucks Coffee'nin önündeki yola geldiğimde karşıdan karşıya geçmek istedim ancak ara yoldan hızla gelen siyah arabayı fark ettim. O kadar hızlı geliyordu ki karşıdan karşıya geçenler ne yapacaklarını bilemez bir halde sağa sola kaçıştılar. Bir tanesi hariç herkes yoldan hemen uzaklaştılar. Garip bir şekilde telefonuna dalmış bir halde yürüyen genç kız hariç. Hiç duraksamadan kıza doğru koştum ve bir anda üzerine atıldım ve onunla birlikte yolun kenarına düştük.
Genç kız paniklemişti ve korkmuştu gözleri kapalı bir halde çığlıklar atıyordu. Bir müddet üzerimde öylece çığlıklar attıktan sonra sesi kesildi. Ben bayıldığını düşünüyordum ki ; yavaşça gözlerini açtı ve göz göze geldik. Etrafımızda bir sürü insan ne olup bittiğini anlamadan bir anda gerçekleşen bu olayı anlamaya çalışıyorlardı. Bir amca gelip bize seslendi.
Çocuklar iyi misiniz ?
Biraz duraksadıktan sonra elimi kafama doğru uzattım. Çünkü başımda garip bir ağrı vardı ve hafiften bir ıslaklık hissediyordum. Her yerim ağrıyordu resmen. Yaptığım bu ani hareket yüzünden ve yere dengesiz düşmem sonucunda bir müddet yerden kalkamadım. Sonra üzerimdeki kıza bakarak;
"Kalkmayı düşünmüyorsun herhalde dedim."
Kız garip bir yüz ifadesi ile hala yüzüme bakıyordu. Çok korktuğu belliydi. Lafımı yinelercesine ona tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL ET
Ficção GeralSevgi nedir ? Aşk nedir ? Sevmek , Aşık olmak ; iki beynin aynı anda aynı şeyleri düşünmesi , iki kalbin aynı anda birbirleri için atması , iki bedenin bir olması demektir . Sevmek , Aşık olmak bir iken iki olmak ve iki iken tekrar bir...