1.Bölüm

34 11 8
                                    

Giriş

Hayatım, kışın soğuk rüzgarların'da esip savrulurken, kırılan güvenimin son kırıntılarıyla yola yapayalnız devam etmeye çalışıyor, her defasında bir tekme yiyip yere yuvarlanıyor tekrar kalmaya çalışıyordum. Terk etmişti, o en sevdiğim insanlar beni, ilk terkedenim ailem olmuştu, sırada kim vardı ?

Kimsesiz kaldım, daha nasıl vuracaksın beni hayat ! Evde yalnızken acı haykırışımın üzerine birde acıyla gülümsedim, ardından çalan kapıyla sanki hayat bir darbe daha vurmak ister gibi kıçıyla gülümsedi bana, titreyen ayaklarımla kapıya zor bela gelebildim, eskimiş kapının kulpunu indirdiğimde karşımda hiç bitmeyen hayat dolu enerjisiyle Mert çıktı karşıma, yalnız olmadığımı kanıtladı hayat bana, benden çalabileceği biri daha vardı ve saplayabileceği bir hançeri daha.
Onunla çalıştığım kafede tanışmıştık, kahveyi beğenmediği için beni azarlayıp herkesin içinde rezil eden bir grup müşteriye haddini bildirmekle başladı dostluğumuz ve 3 senedir devam ediyordu.

"Selam güzellik" Mert'in yüzüne bakarken daldığım düşüncelerle zor bela mücadele ediyordum. Onudamı alacaktı hayat benden? Bir kere dahamı yıkacakcaktı hayat beni? "Elisa iyimisin?" Daldığım düşüncelerden sıyrılarak " iyiyim Mert içeri geçsene" diyerek içeri davet ettim. Koltuğa kendini atarcasına bırakınca o çocuksu haline sıcak bir gülümseme gönderdim. "Ne içersin çay, kahve?" Bana yorgun gözlerlerle bakarken uykuya zor direndiğini anlamam uzun sürmedi. "Aslında bakarsan çok yorgunum ve pederbankla kavga ettim eve gidemiyorum sen bir kahve yap bende bir duşa gireyim sonra uyuyacağım." Mert böyleydi işte, benim evimi kendi evi gibi kullanırdı, belkide sadece bana değil herkeze aynıydı bilemiyorum, düşüncelerimden kurtulup mutfağa ilerledim, cezveyi elime alıp 2 sert kahve yaptıktan sonra yanlarına 2'de su ekleyip tepsiyle odaya ilerlediğimde Mert'in banyodan çıkmış ve üzerini giyinmiş olduğunu gördüm. "bana yan gözle bakma Esila'cığım ben namuslu bir erkeğim." Yaptığı espiriye gözlerimi devirmekle yetindim. koltuğa oturan Mert'in önündeki sehpaya kahve ve suyunu koydum. Mert'e baktığımda bir şey söylemek için ağzını açıyor fakat söyleyemiyor geriye kapıyordu. "Ne söyleyeceksen söyle." Yüzüme şaşkınca baktıktan sonra nihayet cesaretini toplamayı başardığını anladım. "Seni benim gittiğim koleje yazdırmak istiyorum, tek başına farklı bir okula gitmeni istemiyorum." Bu sefer şaşırma sırası bana gelmişti, uzunca bir süre yüzüne baktıktan sonra cevap vermek nihayet aklıma gelebilmişti.

"Ne saçmalıyorsun Mert, ben kendi başımın çaresine bakabilecek yaştayım Parana ihtiyacım yok."

"Okulların kapanmasına iki ay kaldı sadece, fazla bir para ödemeyeceğim, borç olarak düşün daha sonrasında ödersin hem bu iki ay senin için çok değerli olacak notlarını görünce sana burs verebilirler." Söyledikleri mantıklı gelmeye başlamıştı hem seneye staj başlayacaktı, borcumu ödeyebilirdim, hemde notlarım çok iyi olduğu için burs alabilirdim. "Peki kabul ediyorum, borç olarak." Mert sevinçle bana sarıldığında "ozaman yarın kayıt yaptırmaya gidiyoruz prenses, güzellik uykusuna yatmam lazım ışıkları kapat ve defol." Gülümseyerek ışıkları kapatıp kendi odama geçtim herşey daha güzel olacak diye düşündükten sonra gözlerimi huzur ve güvenle kapattım.

GURURUN SON PARÇALARI #Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin