Ve yine benden habersiz alınan bir karar ve yine mutsuzluk... Annemle babamın odada gizli gizli ne konuştuklarını merak etmek yersizmiş ama ben ettim ve sonuç HAFTAYA TAŞINIYORUZ ! Bunu anlamalıydım çünkü annem odamın dağınıklığına alışmıştı . Yıllardır odanı topla bile demiyordu ama bu aralar odamın gizli gizli toplandığını hatta yazlıl eşyalarımın bir kısmının yok olduğunu farkettim. Bu işte bir terslik vardı ama bu kadar da abartılı olacağını bilemezdim . Salak olmuş , kalmıştım ama tek salaklık o gün değildi. Annem yüzünden taşınıcağımız gün de mal mal bakınıyordum öyle bir uyandırdı ki ! Nerde olduğumuzu anlayamıyordum . Annemin uyandırış stili belli bağırma ft. sarsıntı :) Bağırma demişken nedense bu sefer uzun sürmemişti . Yani "nereye " sorusunu sorana kadar. Bi sustu bakındı hadi arabaya dedi . Dedi demesine ama sorumun cevabını almakta ısrarcıydım ve zorlamalar sonucu cevap "korkulacak bir şey yok sadece babanın işleri kötü ve İstanbul'a taşınmamız gerek " oldu. Koca bir çığlık attım. Nd yani hayallerin , gizemlerin şehrine mi gidiyorduk ? Her zaman görmek istediğim yer olan şehir o koskocaman İSTANBUL tabelasını görünce yaşayacağımız şehir olmuştu , uzun hayat yolculuklarının başı olmuştu harika da olmuştu. İçimde damat halayı çeken bir fil sürüsü vardı sanki. Ama bu hissi en çok babanın işleri kötüleşti diyen annemin daha sesi kulaklarımdan silinmeden burası bizim evimiz diye gösterdiği SARAY YAVRUSU nu görünce yaşamıştım . Sanki
bu daha ne ki der gibi bu da senin odan deyipte müthiş bir olay göstermez mi ¿ Gösterir tabi hayallerin şehrinde hayallerin yolculuğu demedik mi sevgili günlük ? Ayy sevgili günlükte çok saçma oldu. Neyse bu kadar 04.06.14