Selam. Biliyorum uzun bir süredir yeni bölüm yazmadım. Üzgünüm biliyorsunuz sınav haftasıydı. Neyse bölüm şarkısı Avril Lavigne- Goodbye
O itici sesle uyandım. Tabi ki alarm sesi. Yatakta uzanıp birkaç dakika tavanla bakıştık. Ne güzel bakıyor öyle... Melis tavana aşık olmadan kalkmalısın kızım hadi be bugün okul var. Evet içimden kendi kendime konuşuyorum. Vücudumu yıkadım ve dün hazırladığım kıyafetleri giydim. Zaten bugün okulun ilk günü olduğu için kitap yoktu. Bende kalemkutumu ve okuduğum kitabı çantama koyup odadan çıktım. Aşağıdan gelen koku ciğerlerimi doldurmuştu. O an aç olduğumu fark ettim. Merdivenlerden aşağı indim. Çantamı kapı girişine bıraktım ve direk kendimi mutfağa attım. Mert yaptığı omleti yiyordu. Kendime portakal suyu sıktım ve Mert'e omleti bitirmekte yardımcı oldum. "Hadi okula gidiyoruz küçük kaltak." dedi ve sinsice sırıttı. Ne yani yeni taktığı isim bu muydu? 'Küçük kaltak' ha? "Geliyorum playboy" dedim sırıtarak. Çantamı aldım ve kapıdan çıktım. Mert'in Audi'si vardı. Arabaya bindik ve son ses AC/DC Black İn Black dinleyerek okula gitmeye başladık. Okul kapısının önüne gelince Mert arabayı durdurdu. "İn." "Ne yani sen gelmeyecek misin?" "Hayır." "Neden?" "İşim var." "Tamam." dedikten sonra arabadan indim. Onun 'işlerini' öğrenmek istemiyordum açıkçası. Okul bahçesi eski okuluma göre baya genişti. Okul binası ise bembeyazdı. Ve bildiğiniz gibi gruplar; inekler, popülerler, yalnız takılanlar... Okul binasından içeri girdim ve müdür odasını aramaya başladım. Nerde bu oda aq?! Heh buldum! Kapıyı bir kez tıklatıp içeri girdim. "Merhaba. Ben yeni öğrenci Melis Gün." "Aaa! Hoşgeldin Melis. Mert Bey geliceğinizi söylemişti." Mert Bey mi? Kıçımın beyi. "Evet. Ben sınıfımı öğrenmeye gelmiştim." "9/C sınıfı. İstiyorsan sınıfı bulman için bir öğrenci çağırabilirim?" "Aslında olabilir." "Tamam yavrucum sen bekle ben birini çağıracağım." dedi. Bir aletin düğmesine basılı tutup konuşmaya başladı. "Cem Küçük müdür odasına." dedi ve anonsunu tamamladı. Bir kaç dakika içinde kumral saçlı taş bir çocuk içeri girdi. "Hocam beni çağırmışsınız?" "Evet şu kıza sınıfını bulmasında yardım et. 9/C." "Tamam efendim." çocuk bana bakıp süzdü. Sanki odaya ilk girdiğinde beni görmemişti ve şuan beni iyice inceliyordu. Kapıyı açıp eliyle dışarı gösterdiğinde yerimden kalktım ve müdür odasından dışarı çıktık. "Adın ne küçük kız?" yine başlamıştık. Bu erkeklerinde abazalıkta hiç sınırları yoktu. "Melis. Melis Gün." mırıldanma sesi çıkarıp önüne döndü. Hızlıca merdivenden çıktık. Koridorun sonundaki kapının önüne gelince durdu. "Küçük hanım sınıfınız burası. Eğer birşeye ihtiyacın olursa ben 11/A sınıfındayım." dedi göz kırparak. Ukala çocuk işte. Kapıyı açıp içeri girdim. Herkes yerini belirlemişti bile. En arkada şişman bir kızın yanı boştu. Ön yargılar işte. Kızın yanına gidip oturdum. "Selam ben Melis. " dedim gülümsemeye çalışarak artık ne kadar gülümseyebileceksem artık... Kız bana baktı. Gözleri ıslak ve kıpkırmızıydı. O da benim gibi gülmeye çalışarak "selam. Ben Ceren." dedi. Belki de oda benim gibi acı çekiyordu. İkimizinki farklı acılar olsada sonuçta kalbimizi kırıyordu. Belki de bu kıza bu yüzden kanım ısınmıştı. "Artık arkadaşız." dedim emir verir ama yumuşak bir sesle. "Benimle arkadaş olmak istediğine emin misin? Ben kiloluyum yani benimle hiçkimse arkadaş olmaz." "Kilolusun diye arkadaş olmayacağımı mı sanıyorsun? Ön yargıların canı cehenneme. Ben seni sevdim. İyi bir kıza benziyorsun." dedim. Anlaşılan o yalnızdı. Bir çoğumuz gibi. Yalnız olmak kötü birşeydi. Ben bunu biliyordum çünkü arkadaşım olmadığı için yataklarda kıvranarak ağlıyordum. Sonra tanrıyla dertleşmeye başladım ve bu beni rahatlattı. Beni dinlemesede bu bana rahatlık veriyordu. Ben derin düşüncelerdeyken öğretmen olduğunu fark ettiğim kadın sınıfa girdi. Harika yeniden başlıyoruz derslere....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zevk
RomanceMelis hangi kararı verecek? Ölümümü seçicek yoksa hikayesini bitirecek mi?