Muhafızlardan nefret ediyordum.
Sözde insanları Gecenin Gölgelerinden korumak için kurulmuş gizli bir örgüttü fakat ben onların sadece kendi uçkurlarına düşkün aptallar olduğunu biliyordum. Hepsi dindar olduklarını savunsa da hepsi bekardı ve bakir değillerdi. Hatta çoğu Gecenin Gölgeleriyle yatıyordu.
Pislikler.
Ve şimdi de tüm planlarımı bozmuşlardı.
Açtım ve gözüme sarışın bir çocuğu kestirmiştim, tek isteğim biraz tadına bakıp o veledi serbest bırakmaktı. Fakat belli ki Muhafızlar onu öldüreceğimi sanıp beni asitli kazıklarıyla yaralamışlar ve Merkezlerine götürmüşlerdi.
Ve ben hâlâ açtım.
Bileklerim asitli halatlarla bağlıydı ve bu canımı o kadar yakıyordu ki kendimi cehennemde gibi hissediyordum. Bu sıcak, Güneş'in ışınlarını direk içeri alan oda da bana hiç yardımcı olmuyordu.
Benim için ayna gibi görünse de aslında tek taraflı görülebilen bir cam olan parlak duvar, benim sefil halimi çok güzel yansıtıyordu. Daha bu sabah kâkül yaptırdığım beyaza çalan sarı, düz saçlarım darmadağındı ve aralarda kurumuş kanları görebiliyordum. Muhafızların dün gece asitli kazığı sapladıkları yerde, tişörtüm kıpkırmızıydı ve delik deşikti. Gri, birer fırtınayı andıran gözlerim saf öfke saçmasına rağmen yorgunluğumu ele veriyordu.
Sinirlerim bozuktu, hem de çok.
"Sizi aptallar! Sığınaktakilerin beni aramaya gelmeyeceğini mi sanıyorsunuz? Bittiniz siz, hepinizi mahvedeceğim!"
Cevap yoktu, sadece derin bir sessizlikti duyduğum.
Sığınaktakilerin bir an önce beni almalarını diliyordum çünkü canım yanıyordu, hem de çok. Kavruluyordum ve tam olarak dokuz saattir bileklerimde asitli halatlar, üç saattir de üzerimde kavurucu Güneş vardı.
Gerçekten çok eğlenceliydi.
Beklemediğim bir anda cam-ayna kapı açıldı ve içeri üç Muhafız, iki Gecenin Gölgesi girdi. Muhafızlardan biri beni buraya getirenlerden biriydi; simsiyah, alnına dökülen saçları, köşeli bir yüzü, koyu kahve iri gözleri ve bronz bir teni vardı. Görünüş olarak yakışıklı ve gençti.
Diğer iki Muhafız hayvan gibiydi, tamamen kastan oluşuyorlardı. Asker tıraşlı saçları ve ifadesiz yüzleriyle birer heykele benziyorlardı.
Fakat onların hiçbirine dikkat etmiyordum.
Sığınaktan gelen iki Gecenin Gölgesi, Sığınağın başkanları güzel ve yaşlı Anna ile yakışıklı ve yaşlı Jules.
"Çözün onu," dedi Anna, sinirli bir sesle. Onun yeşil gözleri de öfke ve sabırsızlıkla doluydu. "O kimseyi öldürmedi. Ortada ceset falan yok."
"Ama neredeyse öldürüyordu," dedi beni getiren genç Muhafız, kollarını arkasında kavuşturarak. Artist.
"Ama öldürmedi!" diye kükredi Jules. Bense sessizce oturuyor, beni çözmelerini ve almalarını bekliyordum.
Muhafızlar, bir kural ihlali olmadığı sürece Merkeze sadece iki Gecenin Gölgesini alırdı. Sığınağın başkanları, Anna ve Jules. Merkezin başkanlarıyla çoğu zaman durumumuzu ve cezaları tartışırlar, zarar vermeden ayrılırlardı.
Bir de kural ihlali olduğu zaman getirilenler vardı.
Muhafızlar için üç kural ihlali vardı; bir insanı öldürme, bir Muhafızı öldürme veya bir Muhafızdan beslenme ve Muhafızların yakınlarından beslenme. Bunlar ihlal edildiğinde Muhafızlar ile aramızda olan soğuk ateşkes yok sayılır ve kuralı ihlal eden kişi Merkezde -Muhafızların ininde- kalplerine asitli kazık saplanılarak öldürülürdü. Buna kimse itiraz edemezdi.
Şimdi ben hiçbir suç işlememiştim fakat neredeyse işleyecektim, bu yüzden kendilerince beni cezalandırıyorlardı.
Ve Jules ile Anna beni buradan çıkarmak için uğraşıyorlardı. Cezamı kısa kesmek için...
"Bu, onun ilki değil. Kayıtlarımıza göre Lisette Anastasia Emarelle tam olarak altı kere ihlal yapmak üzereydi. Dördü bu sene içerisinde gerçekleşti."
Buz kestim.
Lisette Anastasia Emarelle.
Gerçek fakat benim geçmişin kirli sayfalarına gömdüğüm adım.
Muhafızlar her Gecenin Gölgesi için bir kayıt tutardı ve her adımımızı takip ederlerdi. Bu yüzden benim tüm "suçlarımı" biliyorlardı. Aynı zamanda bu sayede geçmişimi, nasıl bir Gecenin Gölgesi olduğumu ve yakınlarımı da biliyorlardı.
Şerefsizler!
"Benim adım Lisa Drane," dedim buz gibi bir sesle, genç Muhafıza. Beni takmadı.
"Bu yüzden onu bir ay boyunca Merkezde tutmalı ve terbiye etmeliyiz..."
"Hayır!" diye bağırdım aniden, öfkeyle.
Beni sinirlendiren benden bir hayvan gibi bahsetmesi, bir ay boyunca aç olacak olmam, işkence görme ihtimalim veya kırılan gururum değildi. Beni öfkelendiren o ruhları tekrar görmek zorunda kalacağımdı.
Her Gecenin Gölgesi lanetliydi, kanlarını içerken öldürdüğü insanların ruhları onları rahat bırakmazdı. Eğer zihinlerinde kalkanlarını indirirlerse o ruhlar onlara işkence ederlerdi. Kendilerini gösterip katillerine anlamsız ve korkutucu şeyler fısıldarlardı. Bu, ancak kalkanlarını kaldırırsan veya bir Gecenin Gölgesine yakın durarsan geçerdi. Birincisi pek etkili bir yöntem değildi, güçsüz düşersen kalkanlarını etkin kılamazdın.
Sırf bu yüzden Gecenin Gölgeleri Sığınaklarda yaşarlardı. Yeraltında, devasa ve lüks bir otel.
Eğer bir ay boyunca burada kalacaksam, ruhları görmek zorunda kalacaktım.
Ben iki asırdır bir Gecenin Gölgesiydim. Muhafızlar bir asır önce bize kendilerini göstermiş ve bizimle anlaşma imzalamışlardı. O geçen yüz sene, yüzlerce insan öldürmüştüm.
Şimdi bana musallat olacaklardı.
"Bu ona eziyettir! Böyle bir ceza kabul edilemez!" dedi Anna, düşüncelerimi okumuş gibi.
Genç Muhafız boğazını temizleyip, "Biliyorsun Anna, anlaşmanın maddelerinde eğer bir Vampir beş veya beşten fazla kural ihlali yapmak üzereyse Muhafızlar ona ölüm dışında istedikleri cezayı verebilirlerdi," dedi.
Sinirle Muhafıza baktım. O, az önce bizim için bir küfür olan Vampir kelimesini mi söylemişti?
Anna ise bunu takmamış gibiydi. Sadece tereddütlü bir şekilde bana bakıyordu.
"Ama..."
"Aması yok. Bir ay boyunca burada kalacaksın, Lisa," dedi Muhafız sözümü kesip seksi bir şekilde tek kaşını kaldırarak.
Ben sikerim böyle işi!
Merhaba arkadaşlar!
Bu hikayeyi yazmayı üç haftadır düşünüyordum, şimdi de yayımladım. Her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz, desteğiniz benim için çok önemli. Medyada bu hikaye için her bölüm dinleyebileceğiniz bir epik müzik var. Son bölümlerde onu tekrar koyacağım ve dinlerken hikayeyi hayal ederseniz bu hikayeye daha fazla bağlanacağınıza garanti verebilirim.
Umarım beğenirsiniz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gölgesi
Teen FictionGecenin Gölgesi olmak kolay değildi. Olumlu getirileri elbette ki vardı; hız, güç, güzellik ve soğukkanlılık. Fakat ben, böyle olmak istemiyordum. Argo anlamda bir Vampir olmak, öldürdüğün insanların ruhlarını her saniye görmek ve duymaktı. Bir Vam...