### 3.Bölüm ###

82 13 4
                                    

Burçin İstanbul Sabiha Gökçen Havalalanin'da indi. Çevresine göz gezdirdi. Şehir bayağı kalabalık gözüküyordu. Antalya sadece yaz aylarında böyle olurdu. Ama televizyonlardan gördüğü kadarıyla istanbul hep böyleydi. Şehrin kalabalığı belki de onu korkutuyordu. Bu kadar kalabalık içinde bir başına olmak... Hızla kafasında ki düşünceleri kovdu. Etrafına bakındı. Kimisi perondan koşarak çıkarak karşı tarafta bekleyenlere sarılıyordu.
Tabi ki büyük annesi onu karşılamiyacakti. Siyah sırt çantasından annesinin vermiş olduğu adres kağıtdini çıkardı. Şimdi bu asresi bulma vaktiydi. Hızla valizini almaya koyuldu. Valizi alırken önünde annesinin elini sıkıca tutan küçük kıza kaydı gözleri. Gözlerinde beliren anılardan bir an önce kurtulup çıkışa yöneldi.
Kalabalığı yararak çıkışa gelebildiği için mutluydu. Hemen kapıda bekleyen Bir taksiye binip adresi uzattı. Adres hakkında en ufak bir fikri yoktu. Gecekondu, apartman... Tek umudu şehrin merkezinde olmasıydı. Böylece günleri daha az sıkıcı geçebilirdi.

Taksici adrese baktıktan sonra

"Buraya gitmek size bayağı pahalıya mal olur . "
Çok uzak bir yer diye düşündü. Anne ve babasının verdikleri harçlıkları düşünerek

"Sorun değil, ne zaman orada oluruz ?"

"3 saat sonra "

Burçin'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Antalya'dan Istanbul'a daha kısa sürede gelmişti. Neredeydi bu ev ? İstanbulun diğer ucunda mı  . Yada cehennemin dibi.
Derin bir nefes aldı. Neyse ki camdan dışarı bakarak seyahat etmeye bayılırdı.  Özellikle de daha önce hiç görmediği yerlerde. Yollar ona huzur ve umud verirdi. Şuan en çok ihtiyacı olan şeydi bu. Bu yolların onu nereye götüreceğini bilmediği gibi onu neyin beklediğini de bilmiyordu. Çantasından telefonunu çıkartıp önce annesini aradı uzun bir bekleyişten sonra annesinin sesi duyuldu.
" Kızım ! Ne yapıyorsun ? "
Annesinin sesi kaygılı geliyordu.
Burçin :
" Taksideyim anne . Büyükannenin evine geçiyorum . "
" Çok sevindim kızım . Umarım bir an önce ulaşırsın eve "
" Taksici 3 saat sürer diyor."
" Tabi orası büyük ve kalabalık bir şehir ."
" Siz ne zaman yola çıkacaksınız?"
Annesi kısa bir sesizlikten sonra
" Şuan belli değil tatlım babanın bir kaç işi daha var ."
Burçin sinirlenmişti. Onlarından hemen gideceğini düşünüyordu. Madem gitmeyecekleridi neden kendisi erkenden gidecekti ki ? Tam bunları söylemeye hazırlanırken annesi telaşla
" Kapatmam lazım Burçin iş yerinden arıyorlar. Seni seviyorum Kızım "

Burçin uzun bir süre elindeki telefona bakakalmıştı. Ailesi çok garip davranıyorlardı. Onları tanımasa kendisinden kurtulmaya çalıştıklarını filan düşünecekti.  
Mesaj sesini duydu . Gamze kendisine  hep beraber oldukları bir anın fotoğrafını atıp şunları yazmıştı:
"Kalplerimiz hep beraber olacak"
Burçin fotoğrafa uzun   uzun baktıktan sonra şunları yazdı Gamze'ye
"Bütün kalbimle yanınızda olacağım "

Arkasına yaslanıp kulağına kulaklığını taktı.

....

Burçin gözlerini açtığında arabanın bir dağın etrafında döndüğünü gördü. Taksiciye

"Daha gelmedik mi ?"

" Az kaldı "

"Burası neresi?"

"Istanbul'un dışında küçük bir kasaba  siz aradığınız adreste sanırım şu ağaçların arasındaki ev "

Burçin 'in morali bozulmuştu. Kasaba mı demişti ? Okula nasil gidecekti ? Saate baktı . Saat 15.30 du . Saat 8'den beri yolarda sürünüyordu.

Araba ormanın girişinde durdu. Görünürde ev filan yoktu Burçin

"Neden durduk "

"Bundan sonrasıni gidemem zaten şu yolu takıp ederseniz eve varırsiniz."

Taksicinin söylediği ücret gerçekten de hiç az değildi. Burçin bu ücretin az daha fazlasıyla evine geri dönebileceğini düşündü. Sonra nedense . Artık bir evi olmadığını hissetmeye başladı. Burçin elindeki valizi sürükleyerek gidiyordu

Sonunda toprak bir yol gördü. onu takıp etti. Ağaçların güzel kokusunu içine çekiyordu. Temiz hava ona iyi gelmişti. Belkide bu yolculuk ona kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğretecekti. Kendi bulacaktı belki de . Gerçek Burçin'i böyle tanıyacaktı. Tekrar bir umut kıpırtısı aldı içini hissediyordu. Güzel şeylerde olacaktı bu yolda. Belkide çok güzel şeyler

...

Gözlerine inanamıyordu. Bu gerçek olabilirmiydi? Bu nasil bir evdi. Iki yanında kulesi vardı. Kocamandi. Buraya ev denilemezdi daha çok köşk gibiydi. Adımlarını hızlandırırak kapıya yaklaştı Kapıyı çaldığında cok heyecanlıydı. Yeni bir hayat onu bekliyordu. Ayrıca Büyükannesini çok merak ediyordu.

Uzun bir bekleyişten sonra tahta kapı gıcırdayarak açıldı.

Karşısinda  saçlari yer yer beyazlamış . Ama didik duran bal rengi gözlere sahip zayıf uzun boylu bir kadın duruyordu Saçlarına bakmasanız genç olduğunu düşünebilridirdiniz .

Kadın ona donuk bir ifadeyle bakıyordu. Sanki hiç bir duyguya sahip değilmiş gibi. Burçin acaba büyükannem bu mu diye düşünerek sordu

"Ben ... Burçin büyükannem burada yaşıyormuş . O siz misiniz acaba ? "

Kadın onu baştan aşağı süzerek:
" Evet içeri gel "
yavaşça arkasıni dönüp içeri gitti. Burçin öylece kalmışti. Ne yapacağıni bilmeden. Heralde onunda içeri girmesi gerekiyordu. Sonunda içeri girdi.
İçeri girdiği anda içeriyi saran eski ahşap ve hafif rutubet kokusu onu karşıladı . Gözünü giriş kısmında gezdirdi . Tahta kapıyı kapatırken.
kahverengi deri koltuğun  o karşısında ki şömineneye takıldı gözü . Küçüklüğünden beri şömineleri çok severdi. O yüzden ilk dikkatini çekende o olmuştu. Hatta televizyonlarda görünce çok özenir  hep onlarında olması için annesine yalvarırdı. Televizyon demişken oda da televizyon olamadığını fark etti . Hafifçe içini çekti. Ne bekliyordu ki  Şöminenin üstünde raf raf dizilmiş  kitaplar duruyordu.

Gölge

"Merdivenden çıkınca sağdan son kapı "

Burçin bir kaç saniye öylece baktı. Galiba bu  onun odası olacaktı .Merdivelere yöneldi. Uzun bir koridor göründü hemn .Bir sürü kapı vardı .

Burçin sondaki kapıyi açtı odada yatak ve kahverengi dolaptan başka bir şey yoktu. Artık sürekli burada kalacağına göre yerleşmesi gerekiyordu. Kıyafetlerinin olduğu çantayi yatağın üstüne koydu. Sırt çantasından telefonunu çıkardı. Tabi şebeke yoktu. Sinirle telefonu yatağın üstüne attı. Penceresi ön tarafa bakıyordu. Her yer ağaçti.  odadaki diğer kapıyı fark etti . Burası banyoydu.Burçin yatağın carsaflarini değiştirdi. Eşyalarini gardıloba bıraktı. Çekemeceli bir masaya ihtiyacı vardı. Kendini odaya ait hissedemiyordu.Banyodaki dolaba havlu, tarak , dış fırçasini bıraktı...
Banyoya girip dus aldiktan sonra .Yatağa uzandı. Elleri kolyesine gitti . Onu hâlâ çıkarmamisti. Ona dokunmak huzur veriyordu. Yerinden doğrulup aşağı inmeye karar verdi. büyükannesi ile daha detaylı  tanışmalıydı. Belki büyükannesi onu sulu sulu öpecekti. Anne ve babasıni soracakti. Sonra onun için hazırladiği yemekleri ona zorla yedirerekti. Aslında düşünce güzel gibi görünsede hep aynı şeyleri yaşıyacak gibi hissedince Şimdiden bunlardan sıkılmışti.

Aşağı indiğinde büyükannesi ortalıkta yoktu. Büyük annesine göz gezdirirken kapı çaldı. Onun açması belki doğru olmazdı. Sonuçta eve geleli bir saat bile olmamıştı. Kapı ısrarla yumruklanıyordu Sonunda kapıya doğru gitti

Kapıyı açtığında karşında ondan uzun mavi gözlü kumral saçlı bir erkek gördü.  Kimdi ki bu ? Komşu filan mı ? Gözleri daha önce tanıyormuş hissi versede . Bu çocuğu daha önce görmediğine emindi .Çocuk onu baştan aşağı süzerek

"Vav ! Kozmetikciler fena abartmis Büyük annem benden küçük gösteriyor."

Kesişim NoktasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin