Sensin Ateşböceği..

5.6K 488 419
                                    


İyi okumalar..♥♥♥♥

Yumuşak bir sıcaklık veren sağ tarafa doğru dönerek sıkıca sarıldım. Saçlarımın dağıldığını hissetsem de olduğum yere daha fazla gömerek uyku ile uyanıklık arasında olan bedenimi daha da yanaştırdım.

- Taehyung...

Yankı gibi kulaklarıma dolan güzel sesle kafamı olduğu yerden çıkarıp yukarıya baktım. Gözlerimin önüne düşen saçları parmaklarıyla itelerken yüzümde gezinen güzel gözleri izliyordum. Anlıma değen ve fazlasıyla ani olan dudaklarla nefesimi tutup doğruca ona baktım.

Çok seviyordum.
Öyleydi ki kalbim bile ona sevgime yetmiyordu. Her hücremle seviyordum.

- Taehyung...

Titreyen nefeslerimle sanki uzaklaşıyormuş gibi gelen bedene daha da kollarımı sarıp olmayan sesim yüzünden sadece ne söyleyeceğini beklediğimi belirten bir ses çıkardım."Hmm..?"

- Gitmem gerek.

- N-nereye?

Ne zaman aralandığının bile farkında olmadığım dudaklarımın arasından soruyla sanki daha da uzaklaşıyormuş gibi geliyordu. Dolan gözlerim yüzünden güzelim yüzünü izleyemiyordum.

- Artık çabalayamam. Benim herşeye olan inancım bitti. Bir mucize bekliyordum ki yok. Aşka kapılarımı kapatıp buradan gideceğim.

- Bana şans verdin ama. Jungkook olmaz ben sensiz olamam. Yapma lütfen. Sadece bir kaç ay daha.. ikna ederim seni lütfen.

Başını iki yana sallayarak bedenini kollarımdan ayırdı. Ben ulaşmaya çalıştıkça o uzaklaşıyordu. Ayağa kalkmak istiyordum ama yapamıyordum. Sanki yorgunım beni engelliyordu. Kapıdan çıkarken attığı son bakışla birlikte kapatıp çıkmıştı.

İsmini defalarca çağırsam da duymamıştı sanki beni.

Gitme , bu kadar çabuk bitemeyiz..

Hızlı nefeslerimle sarsılan göğsümle sıkıca sarıldığım yastıktan ayrıldım. Kendi odamda , kendi yatağımdaydım.

En son uyuduğum huzur dolu yerden kalkarken uyanamadığım için beni taşıyan Jinyoung'u hatırlıyordum. Keşke bir gece de olsa yanında kokusuyla uyuyabilseydim.

Su dolu bardağı kafama dikerken hızlı nefeslerin yüzünden boğulmamak için yudum yudum içtim. Yorganıma sarılarak yan dönüp yatağıma uzandım.

Bakışları , sırtımı okşayan eli , anlıma değen dudakları...

Gerçek olmasını çok ama çok isterdim. Aldığım nefesi , neşemi , hüznümü , gözümün gördüğü her güzel şeyi onunla paylaşmak isterdim.

Vazgeçemezdi. Jeon Jungkook pes edemezdi. Belki kapılarını kapattığı şeyler vardı ama açmak , içeri girmek sadece dışarıdan gördüğüm o güzel ruhunu hissetmek isterdim.

Deli gibi ona sarılmak istiyordum. Sokulup sıcaklığında uyuklamak istiyordum. Nefesini hissedip , saçlarına parmaklarımı daldırmak istiyordum. Yüzünün en güzel yerlerine dizilmiş benlerinin üzerinden öpmek istiyordum. Çok seviyordum. Defalarca söyledim evet, bir çok kez "çok seviyorum"dedim. Fakat yetmiyordu. Her bir hücrem ayrı ayrı haykırmamı söylerken , sadece bir kaç kez üst üste söylemek fayda vermiyordu.

Gözyaşlarım yüzünden ıslanan yastığı diğer tarafina çevirip tekrar uzandım. Ben onun için ağlamayı bile seviyordum. İçinde onun olduğu her şeyi seviyordum.

Boy In Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin