Böylesini rüyamda bile görmemiştim.

5.1K 477 404
                                    


İyi okumalar.
Yorum yapmayı unutmayın♥

- Anne!! Yıldızlar yere inince ateşböceği mi oluyor?

- Yıldızlar neden yere insinler ki?

- Ama hep gökyüzünde olamazlar ki. Hiç yerde olmayı merak etmiyolar mı?

- Onlar gökyüzünde olmayı sevdikleri için gökyüzündeler. Sen seviyor musun onları?

- Evet ama sadece izlerken seviyorum.  Eğer ateşböceği olsalardı daha çok severdim.

- Ben seviyorum.  Biliyor musun senin kadar küçükken hep yıldızlara dokunmak isterdim.

- Ama o zaman ben olur muydum?

- Olurdun. Yıldızların oğlu olurdun sende.

Kıkırdayıp bacaklarına uzandığımda o da benimle birlikte gülmüş çabucak uyuyayım diye saçlarıma atmıştı elini.

- Sen benim yıldızım ol o zaman , bende yıldızların oğlu.

- Demek senin yıldızın benim. Ya ileride aşık olursan o zaman yıldızın kim olacak?

- Aşık olursam yıldızım sen olursun o da ateşböceğim. İkiside parlıyor ama ışıkları ve kime parladıkları ayrı.

Alnıma aldığım öpücükle daha da mayışırken , sekiz yaşındaki bir çocuğun düşünebileceği en derin düşüncelere sahip olduğumu fısıldıyordu annem babama. Çok sıcak kucağı , çok güzeldi kokusu. Gözlerimi tekrar açamadım ama düşüncelerimi küçümsemeyen ve beni asla garip bulmayan ailemle son yılları yaşadığımdan haberim yoktu.

Yıldızımın benim için gökyüzünden parlayacağından da..

Beni umursamadan olduğum köşede bırakıp etrafı karelemeye devam eden Jungkook'u bir süre önce izlemeyi  bırakıp ,geldiğimiz yerdeki parlak yıldızlara vermiştim kendimi. Aklıma dolan düşüncelerle bulunduğum yerden kopmuştum.

Gökyüzüne ne kadar derin bakarsanız o kadar yükselirsiniz. Gözlerimi nereye çevirsem beni karşılayan yıldızlara o kadar dalmıştım ki. Bulunduğumuz yerde yıldızlar o kadar parlaktı ki. Zaten evde şehir kenarında olduğundan sadece arka tarafına biraz yürümüştük. Jungkook gökyüzünü çekmekliydi.

Arka tarafımda kaldığı için onu göremiyordum. Ayağa kalkıp uyuşan bacaklarıma biraz masaj yaptım.  Bir yandan da iki tarafından da çektiği çiçeği izliyordum.

- Jungkook.

Bana döndüğünde burada olduğumu çoktan unutmuş gibiydi. Hani duvarın yeni sahibinin fotoğraflarını çekecekti.

- Gökyüzünü de çekmelisin. Bak çok parlak.

Gözleri gökyüzüne yükseldiğinde bir süre izlemiş ardından bana dönmüştü. "Sen çekmek ister misin? Güzel buluyorsun madem."

Başımı sallayıp beklentiyle ona baktığımda. Gülümseyerek yanıma geldi. Boynundan çıkardığı makineyi bana uzatarak arkama geçti. Elime aldığım kamerayla bakışlarım tekrar gökyüzüne çevrildiğinde başımı arkamda kalan omzuna çarpmıştım. Ona dönüp utanarak tekrar önüme dönmüştüm. Ay'ı da içine alacak şekilde ayarladığımda , ellerimin üzerine yerleşen elleriyle yüzümün yanına, omzuna,  yerleşen yüzüyle bir kaç dakika nefes almayı erteledim.

" Çekeceğin yeri ayarladın mı?" sorusuyla kendime gelip derin bir nefes alarak onu onayladım. "Çok uzak değil mi? "

" Evet biraz yakınlaştırabiliriz."

Boy In Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin