Elveda Dünya!

66 1 0
                                    

MULTİ'DE BESTE

Sabah kalktığımda Berke'nin arkadaşını aradım. Durumunu sormak için. Bana taburcu olduğunu söyledi. Bende hemen onun evine gittim. Ama yanında Gökçe'yi görünce ağlama isteğim kabardı da kabardı. Gidip yanlarına oturdum. Ama onlar gülüşüyorlardı. Beni takmadılar bile. Hemen kalktım ve kapıya doğru yöneldim.

BERKE'NİN AĞZINDAN

Aklıma hep görüntüler geliyor.Bir kızla havuzda üst üste düşüşüm geliyor. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Ama kızın bir türlü yüzünü hatırlayamıyorum. Ahh tabi ya. Gökçe. Bu kız Gökçe. Yoksa neden bana krepler yapıp , hergün yanıma gelsin ki.

''Gökçe.''

''Efendim Berke.''

''O kız sensin dimi ? Hatırlayamadığım , aşık olduğum kız.'' dedim ve ona baktım. Gülümsemişti. Evet artık emindim. Gökçe yalan söyleyecek kadar kötü biri değildir sanırım.

BESTE'NİN AĞZINDAN

Eve geldikten sonra odamdan çıkmadım. Berke'ye kızmaya hakkım yoktu. Sonuçta düşmesinin sebebi bendim. Ona kesinlikle kızmaya hakkım yok. Üstümü değiştirip yatağıma yattım.

Sabah erkenden kalkıp sıcak bir duş aldım. Üstümü giyindim ve kızlarla birlikte okula doğru yürümeye başladık. Kızlara herşeyi anlatmıştım. Beni teselli etmeye çalışıyorlardı ama nafile. Okula geldiğimizde Berke'nin arkadaşlarından biri elinde bir davetiyeyle gelmişti. Hayır ! Yoksa evleniyorlar mı ? Hayır hayır hayır hayır. Lütfen olmasın.

''Berke ve Gökçe denen o kız bir havuz partisi veriyorlarmış. Çok önemli bir şey söyleyeceklermiş.'' dediğinde tuttuğum nefesi dışarı verdim. Ama...ya partideki önemli şey evlenecek olmalarıysa ?

''Pekala. Geleceğim.'' dedim.

''Tamam. Biz sizi evinizin önünden alırız.'' dedi Berke'nin arkadaşı Emre.

''Tamam. Parti ne zaman?''

''Bu akşam.''

''Tamam , görüşürüz.'' dedim ve sınıfa doğru ilerledim.

8 SAAT SONRA

Parti için elbisemi giydim. Kızlarda geliyordu ve hepimiz hazırdık. Zil çalınca aşağı indik. Emre'ler gelmişti. Hemen arabaya binip merkezdeki havuz salonuna gittik. Gittiğimizde Gökçe keman çalıyordu. Bitirdiğinde hepimiz alkışladık. Sonra yanına Berke geldi. Ve Gökçe konuşmaya başladı.

''Öncelikle buraya geldiğiniz için teşekkür ederiz. Hepinize minnettarız. Açıklayacağımız önemli şeyi söylüyorum. Biliyorsunuz burası Antalya ve imkanlar çokta iyi değil. Bu sebeple Berke ve ben önümüzdeki hafta İstanbul'a gidiyoruz. İkimizde okullarımıza orada devam edeceğiz.'' dediğinde koşarak uzaklaştım oradan. Kızlarda arkamdan geliyorlardı. Havuzun yanına geldiğimde durdum.

''Beste biz sana su gentirelim sen iyi değilsin.'' dediğinde Doğa'ya kafamı salladım. Hepsi gitti. Bari biriniz kalsaydı. Neyse. Berke'yi gördüm sonra. Bu tarafa doğru geliyordu. Beni görünce tekrar geri döndü. Dayanamıyorum artık. Benden ne ara bu kadar nefret etti ki!

''BERKE!'' diye bağırdım. O da arkasını dönüp bana baktı ve gözlerini devirip yanıma geldi. Her hareketi kalbime bıçak saplıyordu.

''Ne var ?''

''Beni...gerçekten hatırlamıyor musun?''

''Hatırlancak kadar değerli olsaydın hatırlardım.''

'' Kafanı vurmadan önce kimin yanındaydın hatırlıyor musun Berke?''

''Hayır.''

''Ben biliyorum!'' diye bağırdım en son. Madem gidiyorsun , içimdekileri açıklama zamanı.

''Hey amacın ne senin!''

''Adımı biliyor musun?''

''Hayır. Bilmekte istemezdim.''

''Hayır , biliyorsun Berke!"

"Sana amacının ne olduğunu sordum!'' diye kükredi bana. Tek amacım , adımı hatırlaman Berke.

''Amacım...adım.!'' diyip kendimi havuzun serin sularına serbest bıraktım. Buraya kafarmış Beste. Genç ölecekmişsin. Sevdiğin için.

Lisenin YaramazlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin