Bahardan:
Ben tam çıkarken Yavuz kolumdan tuttu ve:
''Erdem komutanım doğru söylüyor geç oldu ben seni bırakırım.'' dedi ben tama itiraz edecekken tekrar lafa atladı:
''İtiraz istemiyorum.'' dedi bende mecburen kabul etmek zorunda kaldım ve tamam anlamında kafamı salladım sonrada yola çıktık.
Şuan yolda Yavuzla ikimiz sessiz bir şekilde yürüyoruz ve ben çok tedirginim kırgınlığım ona baktıkça kaybolacak diye ben böyle düşünürken sessizliği Yavuz bozdu ve:
''Karabayıra dönmeni beklemiyordum çok şaşırdım.'' dedi ve bende sinirli bir şekilde
''Neden bu kadar şaşırıyorsun ki zaten giderkende istemeyerek gidiyordum.'' dedim o da:
''Hayır sadece buradaki olanları görüp korkarsın diye düşünmüştüm.'' dedi bende:
''Hayır korkmadım. Zaten korkup gitmek isteseydim doktorluğumun elimden alınmasını beklemeyip saha erken giderdim. Neden bu kadar şaşırdın anlamadım. Aaaa ama doğru sen beni zengin, korkak, çıt kırıldım bir kız olarak görüyordun dimi pardon unutmuşum.'' dedim Sonra Yavuza dönüp baktım o yere bakıyordu bende hemen:
''Sen beni hiç tanıyamamışsın, Yavuz sen benim doktor olmam dışında başka bir şey biliyor musun hakkımda ben söyleyeyim bilmiyorsun ama ben alıştım gerçekten alıştım. Mesela sana baktığımda boşluktan başka bir şey görememeye alıştım, beni görmezden gelmene alıştım, her seni gördükçe boynundan çıkarmadığın kolyenide görmeye alıştım.'' dedim ve Yavuzun konuşmasına izin vermeyerek koşarak eve doğru gittim.
Kapımın önüne gelene kadar tuttuğum gözyaşlarımı bıraktım. Bu sefer gerçekten çok canım yanmıştı. Hemen banyoya doğru koştum ve aynaya baktım çok kötü durumdaydım hemen duş alıp kendime kahve yaptım ama içecek iştahım olmadığı için yatağa girip uyudum.
Yavuzdan:
Yatakta oturmuş Baharın dediklerini düşünüyordum. Onu görmezden gelmişim ve buda yetmezmiş gibi her seferine kolyemi görmüş ben bunu nasıl akıl edemem kolyemi hep görmüş kim bilir ne kadar üzülmüştür. Kolyemi elime aldım ve hemen aklıma Merve geldi. Onu çok sevmiştim hala da çok seviyordum ama Baharı da her seferinde üzüyordum off Allahım ben ne yapacağım diye düşünürken birden odaya hafız geldi ve:
''Komutanım acil görev çıktı hemen gitmemiz gerekiyor.'' dedi bende tamam anlamıda kafamı salladım ve hazırlanıp yola çıktık.
Bahardan:
Sabah büyük bir baş ağrısıyla kalktım ve hemen elimi yüzümü yıkadım. Sonra fazla iştahım olmadığı için biraz atıştırıp yardım merkezine gitmek için yola koyuldum.
Taksiden inerken görüş alanıma alay girdi ve hemen aklıma dün gece geldi gözlerim dolmaya başlamıştı bile hemen kendimi toparlayıp içeri girdim. Ama Nazlı çok tedirgin gözüküyordu yanına gidip noldu dercesine kafamı salladım o da:
''Dün gece babamlar acil görev için apar topar çıkmışlar hala da haber yok çok merak ediyoruz ya.'' dedi ama hala Nazlının dedikleri beynimde yankılanıyordu '' hala haber yok'' içime bir sıkıntı girdi ama bunu Nazlıya çaktırmamaya çalıştım ve konulu sıvazlayarak:
''Bişey olmaz ya onlar askerler elbette böyle apar topar görevler çıkabilir gör bak sapasağlam gelirler.'' dedim ve bunun kabul olmasını için içimde dua ediyordum. Nazlıda '' tamam'' dedi ve etrafı düzenlemeye başladık.
Hava kararmaya başlamıştı ama hala Yavuzlardan bir haber yoktu ve bende telaşlanmaya başladım. Ya onlara bişey olursa ya Yavuza bişey olursa zaten kötü ayrılmıştık Yavuza bağırmıştım. İçimden dua ediyodum onlara bişey olmasın diye ve birden Nazlı içeri ağlayarak içeri girdi ve benim korkmamı daha da yükseltti. Nazlıya: