"Ölmedi Biliyorum. O Ölmez!"

21 1 0
                                    

Multi = Hazar Kaya

Hazar'dan

Napacağımı bilmiyordum. Deli gibi elimde telefonla Boran'ı arıyordum. 10-15 lere aradıktan sonra açmıştı.

"Ne var Hazar!"

"Abi Kuzey!"

"Noldu Kuzey'e?"

"Kaza yapmış sanırım. Aslı Abla aradı. Motordaymış ve korna sesi falan gelmiş."

"Buldunuz mu Hazar?"

"Bulamadım abi. Bulamadım. Arıyorum heryeri deli gibi arıyorum ama yok!!"derken gözlerimden yaşlar süzülüyordu.

"En son size geliyordu. Sizden bizim bara giden yolların hepsine bak!!"

"Tamam abi."dedikten sonra telefonu kenara atıp daha hızlı sürmeye başladım.

Nerdesin Kuzey Nerdesin Nerdesin Oğlum ya nerdesin!!!!!?

Allah'ım nolur ona bişey olmasın. Nolur bişey olmasın, nolur.

Durduramıyordum ağlamayı. Durduramıyordum. Bir umut olsun diye radyodan haberleri açtım. Yeni bir kaza olduğunu duyup nerede olduğunu öğrendim ve oraya sürdüm.

Dikiz aynasından arkaya baktım. Arkamda Görkem ve Tuğçe'nin arabası vardı. O arada yan sokaktan Boran'ın arabası da geldi. Anlaşılan hepsi haberleri duymuştu.

Kaza yerine hızla gittim. Arabadan nasıl çıktım bende bilmiyorum. Yerde parçalanmış bir motor, önü yamulmuş bir tır vardı ve yer kan gölü olmuştu. Gölün bir ucunda ise Kuzey vardı. Koşarak Kuzey'in yanına gittim ve yere oturup kaskını çıkardım. Her yeri kan olmuştu.

Yanıma Uysal gelmişti. O da ağlıyordu. Boran'a baktığımda gözlerinden yaşlar süzülüp boşluğa düşüyordu. Donup kalmıştı orada.

"Kuzey! Kuzey sevgilim aç gözlerini nolur. Bak ben gitmedim, yanındayım yakışıklım. Nolur aç gözlerini!"diyordu hıçkırıklarının arasından.

"Kuzey!! Kardeşim bak biz burdayız. Geldik bak. Hepimiz burdayız. Açsana lan gözlerini. Hadi aç bak bir daha seni sinir etmiycem oğlum. Bak Boran da burada. Nolur bak aç gözlerini herşey çok güzel."diyordum ama fayda etmiyordu. Nabzını kontrol ettim.

İşte o an dağlar başıma yıkılmıştı sanki. Boğazımdaki yumruyu götüremiyordum. Ağlamam hızlanmıştı.

"Hazar noldu?"

"Biri ambulans çağırsııın!! Biri o lanet telefonunu kullanıp ambulans çağırsın. Şu lanet ambulansı çağırın. Çocuk ölüyor burda. Nabzı atmıyor. Kalbi atmıyooooorr!!!"derken şiddetli bağırıyordum.

Avazım çıktığı kadar bağırdım.

"Kuzeeey!!!!!!"

Uysal ise çığlık attı. O son çığlık bir kere daha bitirmişti beni. Çâresiz, Üzgün çığlık.

Kardeşim yerde cansız yatıyordu ve benim elimden hiç birşey gelmiyordu. Hiç birşey gelmiyordu!!

1 Saat Sonra

Yaklaşık bir saattir hastanedeyiz. Kuzey'in kalbi ambulansta çalışmıştı. Sonra da ameliyata almışlardı. Koridorun sessiz sokağında bekliyorduk.

Boran Uysal Tuğçe Görkem Derin Uraz Ece Emir Ben ve Güney.

En sert adamın bile gözleri yaşlıydı. Görkem bile ağlamıştı. Tuğçe burnunu çekiyordu. Uysal kapının kenarına yaslanmış ağlıyordu hala. Boran bir şeyler sayıklıyordu. Ben ise koridorda volta atıyordum.

"Hazar yeter artık otur bir yere!"dedi Boran. Dinlemeyip devam ettim.

Kuzey ile olan günlerimizi hatırlıyordum. Boran, ben ve Kuzey. O mayonezli gün. Yüzüne buzlu suyu boşalttığım anki şaşkınlığı.

Hatırladıkça boğazım acıyordu. Hatırladıkça özlüyordum kardeşimi.

Volta atmayı bırakıp bir kenara yaslandım. Dalmıştım. Yine gözyaşlarım hücum ediyordu gözlerime. Dayanamayıp ağlamıştım.

Ayaklarım taşımıyordu artık bedenimi. Aşağıya doğru kayıp yere oturmuştum. Dizlerimi karnıma çekip, başımı dizlerime yasladım.

Bir süre sonra Görkem yanıma gelmişti.

"Hazar yeter ağlama artık."

"Ne ağlama Görkem!? Canımdan çok sevdiğim kardeşim içeride ölüm-kalım mücadelesi veriyor. Güleyim mi? Düşüncesi bile kötü lan. Ona birşey olursa bizi kim kovalayacak? Ona birşey olursa kim bizimle uğraşacak abi? Kim bizi azarlayacak? Kim bize türlü şakalar yapacak? Bizi kim koruyacak? Ve en önemlisi bizi kim onun kadar sevecek!!?"diye bağırmıştım.

"Ama bunun suçlusu kim? Tabiki de bir anda hayatına bodozlama giren kız. Uysal Kılıç! Hepsinin suçlusu o kadın!!" Deyip ayaklandım. Görkem de ayaklanıp önüme geçti.

"Hepsinin suçlusu sensin kızım!! Senin yüzüne orada Kuzey!!"derken Görkem tutuyordu beni.

O anda doktor ameliyathaneden çıktı. Herkes ayaklandı.

"Malesef Hastayı Kaybettik."dedi doktor.

Bu sefer dünya yıkıldı. Molozların altında kaldım. Doktoru kollarından tutup sarstım.

"Ne diyorsun sen doktor!? Ölemez, benim kardeşim ölemez!!"

"Hastanın kalbi durdu. Çok uğraştık. Elimizden geleni yaptık."

"Demekki elinden geleni yapmamışsın. Benim kardeşim ölemez lan!!! Ölemez!!!!!"diye bağırıyordum. Görkem tutup dışarı çıkardı beni. Hastanenin dışında bağırıp çağırıyordum. Şok geçiriyordum.

"Kuzeeeey!! Kardeşim!! Ölmedin biliyorum. Duyuyorsun lan beni!!! Biliyorum duyuyorsuuun!!!"

"Hazar yeter lan kendine gel!!" Diye sarsıyor Görkem beni.

"Öldü o. Öldü artık."dedi sonra.

"Ölmedi biliyorum. O ölmez. Bırakıp gitmez bizi." Dedim.

"Öldü diyorum lan, geri gelmeyecek artık. Gitti bir daha gelmeyecek."

"Ben nasıl söyliyecem lan anneme!? Nasıl söylecem Aslı anneme!? Nasıl oğlun öldü diyecem!? Nasıl Kuzey Bozok öldü diyecem!!?"demiştim. O anda bi çığlık geldi. Sağ tarafa döndüm. Aslı ablam oradaydı. Kağan abi de duruyordu yanında.

₩₩₩

Evet merhabalar. Yeni bir sezonu açtık :)

Kötü bir başlangıçtı biliyorum ama böyle olması gerekti.

Sizleri seviyorum. Diğer bölümde görüşmek üzere :*

BİR ELAMET GELDİ 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin