Cidden beynim şuan akıyordu.Babam...
Kimdi ki o?
Baba...Ne demekti?
Ben bunları bilmiyordum.Ben şuan hiçbirşey bilmiyordum.Bu neydi?
Saçma sapan sorgulamalarıma devam etmeden zarfı açmaya sonunda karar verdim.Koşarak odama geçtim ve kapıyı kilitledim.Kağıdı çıkardım ve açtım.Okumaya başlamadan önce derin bir nefes aldım ve kendi kendime yavaşça mırıldandım;"Bu bir şakaysa bu şakayı yapanı ağır si.."
"Beriiil?"
"Efendim.."
Ses artık kapının arkasından geliyordu.Sabırlı olmaya çalışan ve...
Sinirli...bir şekilde.
"Nolduğunu söyleyecek misin?Odana birden uçuverdin.."
Söylesem mi?
Ama ya saçma sapan bir eşek şakasıysa..
Boşu boşuna neden tatsızlık olsundu ki....Ne yapmalıydım?Birden onu daha çok bekletirsem başımın etini yiyeceğini değil vücudumdaki tüm etleri nasıl kemireceğini düşündüm ve;
"Eski bir arkadaşım önemsiz yani..Geliyorum hemen.Bana spagetti yapsan olur muu?"
Saçmalık.Yemekten daha yeni geldik ve sen açsın öyle mi Beril?He tamam..Ben kendimle boğuşurken teyzem;
"Tabiki yaparım Berocum da,hani diyetteydin sen?Az önce alışveriş merkezinde yemek yerken öyle demiştin.Hani diyorum ki üst üste..fazla değil mi?"
Bu da yemek yememek için söylediğim bir başka sebepti...Ani ruh hali değişimlerim yüzünden bazen zor durumda kalabiliyordum.
Teyzem kapının arkasından bağırıyordu.Ve ben kapıyı niye açmıyordum hiçbir fikrim yoktu.Mektubu yorganımın altına sıkıştırdım.Kapıya yöneldim ve kilidi döndürüp kapıyı açtım.
"Yok dayanamadım.Ne diyeti Allah aşkına.Diyet benim neyime yani..
Sen yap teyze yiyeceğim hepsini.."
Tam bir açsın der gibi baktı,ïhafifçe gülümsedi ve mutfağa yöneldi.Ben de odama girdim ve kapıyı tekrar kilitledim.Yatağıma oturdum mektubu alıp okumaya başladım;
"Merhaba Beril,
Ben baban.Böyle söyleyince ne kadar saçma duruyor,farkındayım.Neden mektup gönderdiğimi de sorgulayacaksın..
Aslında bakarsan kızım,benimde neden mektup yazdığım hakkında bir fikrim yok.Nasıl seni gelmem fikrine alıştıracağımı bilemedim.Eski bir yol diyelim...
Beril kızım,ne bildiğini biliyorum.Bu mektupta alalade bir açıklama yapıp kafanda kendimi bitirmek istemiyorum.Yakında yanındayım,çok yakında.Ve bil ki kızım,beni affetmeni sağlayacağım..."
Noluyor lan?!
17 yıl.
17.
Birden çıkıp "Hey selam ben baban mutlu olacağız beni affet!"demesiyle geçecek bir 17 yıl değildi.Ne acılar biriktirmiştim ben.Annem öldüğünde içimdeki 'babam gelecek,herşey düzelecek''çi küçük kızı da gömmüştüm.Mutlu olmak istiyordum.Sadece bu...
Herşey düzeliyordu yavaş yavaş sonunda.O küçük kız gömdüğüm yerden sanki cılız bir sesle 'Ben demiştim düzeliyor.' diyordu son zamanlarda.Tamamen bitiyordu.Geçmişten ağır ağır sıyrılırken bir adam yine herşeyi berbat mı edecekti?
Buna izin vereceğimi falan zannediyorsa,hıh çok yanılıyordu.Ben güçlüydüm.Bu adam eğer bu saçma sapan mektup gerçekse karşıma dikilse de atlatabilirdim.Ama...
Düşüncelerimi bir kenara bıraktım.Ve teyzemin genelde söylediği şey aklıma geldi:"Bazen akışına bırakmalısındır,gerekeni yaptığından yeterince eminsen;bırak ne olursa olsun."
Doğru...
Oh,tamam şimdi unut dedim kendime.Yapabilirdim.Bu düşüncelerle yatağımda uyuyakalmıştım.
-
Uyandığımda alabildiğince dün geceyi unutmaya çalıştım.Yine lanet bir okul günüydü işte.Okul eteğimi ve siyah sweatimi giydim.Saçlarımı boşverdim.Bazen boşvermek gerekiyordu.Herşeyi.
Tam evden çıkacaktım ki teyzem "Kahvaltı yapmıyorsun sonra da 'teyzee burnum akıyooor' sevgilim bünyen güçlü değil ki.Otur şuraya Beril.Hem.."
Saatine baktı ve:"Daha 15-20 dakika var servisinin gelmesine...Nereye?"
Gerçekten şuan aşırı mutsuzdum.15 dakika daha uyuyabilirdim.15 dakika demek bir rüya daha demekti belki de.Rüyalar 8 saniyeymiş.İyi de kardeş ben o kadar olayı 8 saniye de nasıl kafamda döndüreyim Allah aşkına...Mal düşünceler yine kafamı meşgül ederken teyzem önüme salamlı tost koydu.
"Teyze hadi ama,tosta hayatımın aşkıymış gibi baktım ve;dayanamadığımı biliyorsun.Dişlerimi yeni fırçaladım..."diyerek isyan ettim.
O ise bilgisayarıyla ilgileniyordu.Umursadığı söylenemezdi.Telefonumun ekranından saate baktım 5 dakika falan kalmıştı.Hemen tostu ağzıma tıktım.Zaten küçük bir parçaydı.Sonra teyzeme el salladım ve koşmaya başladım.Aksi takdirde bana bütün mutfağı yedirmeye niyetli olduğundan emindim.
-
Serviste her sabah olduğu gibi gereksiz gergin bir hava vardı.Sessizlik benim vazgeçilmezim olsa da bu kadar gergin ortamlar bayılmak istememe neden oluyordu.Ben böyle düşünürken okula gelmiştik çoktan.
-
Sınıfa girdiğimde Defne beni bekliyordu.Yüzünde her sabah olduğu gibi somurtkan ve 'nalet olsun bu hayat' ifadesi vardı.Sırasında bir elini yumruk yapmış ve yanağına koymuş bir şekilde uyuklarken benim de ondan pek bir farkım olmadığını fark ettim.Salak salak bakışıyorduk.
"Ağağağağğ!"diye bir homurtu çıkarınca gülümsedim.Koyu kahverengi gözleri kızarıktı yine.
"Defo sen yine dizi mi izledin sabaha kadar?"
Yüzünde pişmanlık izleri belirdi ve kafasını sıraya gömdü.
"Hay izlemez olaydım.Oğlum vallahi şuan yere yorgan sersen uyurum haa.."
"Mal."dedim ve kafasına vurdum.Sonra:
"Mete ve Poyraz nerde?"dedim.
"Ne bileyim,kesin mal Mete yine kantinde tıkınıyordur.Ben geldiğimde çantası buradaydı."dedi umursamadan.
"Poyraz nerde?"dedim.
"Gelir merak etme,dedi ve göz kırptı sonra;Berilaşkım ya sende bana hiçbirşey anlatmıyorsun."
Ne alaka der gibi göz kırpıp "Ne saklıcam ben senden sanki gerizekalı.."
Omuz silkti ben bilemem artık der gibi.Sonra sınıfa Mete girdi elinde çikolatalı süt vardı.Ben sütten nefret ederdim.Ama Defo bayılırdı.Defne hemen ayağa kalktı ve Mete'ye doğru koşmaya başladı.Mete yana kayınca Defne yalpaladı ama Mete onu tuttu.
"Dur lan aç,vercez sütünü sakin ol."
"Hıh bana aç diyene bak.Allah'ın davarı!"
"Bak vermem Defo,görürsün o zaman..."
"Tamam tamam,hadi.."
Defne hemen uysal kediye dönmüştü.Mete sütü uzatınca sağol diyip pipetle çekmeye başladı.Bir çekişte bitirince çok şaşırmadım.Her sabah bu sahneye tanık oluyorduk.Mete'ye döndüm:
"Mete Poyraz nerde?"
"Gelir birazdan uyanamamış herhalde."
Biz 4'ümüz takılırdık.4 yıldır birbirimizi tanıyorduk.Geçinip gidiyorduk işte...
Biraz sonra sınıfa Poyraz girdi.
"Günaydın."dedi ve saçlarımı karıştırdı.Bende gülümsedim ve "günaydın"dedim.Defo:
"Ulan beni kimse sevmiyor be.Ölmek istiyorum.Mete git bana bişeyler getir kantinden."Kimse onu iplemiyordu.Mete ve Poyraz telefona bakıyorlardı.Bense kitaplara.Defo'nun hali o kadar komikti ki...
"Baksanıza bana!"diye bağırınca Mete ona döndü ve:
"Kızım sana belediye baksın.Aç yavrum benim.."dedi ve sırıttı.İkisinin arasındaki diyolaglara bayılıyordum.Bence onlardan olurdu...Saçmaladım.
"Mete bak şuan çok depresifim.Ve sinirliyim.Çünkü açım.Ama bi de hastayım,hepimiz ona doğru dik dik bakınca,"off tamam ya üşeniyorum.Getirmezsen üstüne atlarım görürsün."
Poyraz ayağa kalktı."Tamam biz getirelim.Zaten bende açım.Gel Beril hadi."diyince Defo sanki biyolojiden 90 almış kadar sevindi.Ayağa kalktım ve Poyraz'la sınıftan çıktık.Kolunu omzuma attı.
"Sende birşeyler var.Dökül."
Anlamıştı.Beni hep anlardı.Ona dün geceyi söylese miydim?Yine anlardı.O farklıydı.Ama şimdi ne gerek vardı.Okulda söylersem o da odaklanamazdı derslere.Zaten son zamanlarda dalgındı.
"Sonra anlatıcam sana,söz."
"Emin misin?"başımı sallayınca,
"Ben seni hep dinlerim,sen yeter ki anlatmak iste."dedi ve gülümsedi.Güzeldi.Yani gülümsemesi.
Kantine gidince cüzdanımı uzatmaya çalıştım ama herzamanki gibi elime hafifçe vurdu.Derin bir nefes verdi ve:
"Beril saçmalamayı ne zaman keseceksin?"mahçupça gülümsedim.
"Her Allah'ın günü,yeter ama."dedi ve yanağımdan bir makas aldı.Masaya oturduk.Sabah yediğim için çok aç değildim.Defo'ya tost yaptırıyorduk.Beklerken sıkılmıştım.Telefonum sınıfta kalmıştı.Poyraz ise birileriyle yazışıyordu.
"Popo kimle yazışıyosun sen?"
"Beril popo ne?"kahkaha attım.Yüz ifadesi çok komikti.
"Yani ne biliyim Defne'ye Defo diyoruz.Mete'ye meme diyoruz,yani daha doğrusu Defo öyle diyor.Bana da bebe diyor mal Mete,sende popo ol dedim."
Gülümsemesi derinleşti.Bana bakarken gözlerinde bir ışıltı oluyordu.Tanıyordum onu.Ela gözleri yine parlamıştı.
"Poyraz'ı tercih ederim."
"Soruma cevap vermeyi düşünüyor musun?"
"Ne?""Diyorum ki kimle konuşuyorsun?"
"Arkadaşlarla."
"Hangi arkadaşlarla?"dedim arkadaşlara bastırarak.
"Yoksa manita mı yaptın?"dedim cılız bir sesle.Pek bu işlerle ilgilenmiyordu.4 yılda sadece bir tane sevgilisi olmuştu.O da 14 yaşındayken.Aslında yakışıklıydı.Ama kızlarla ilgilenmiyordu.Sanırım bizi de kızkardeşi gibi görüyordu.Yani sanırım...
"Kıskandın mı?"
"Evet."
Kahkaha attı.Sonra başımı kolunun altına aldığı gibi sıkıştırdı.Saçımı öptü.Donup kalmıştım.Yani kolunu omzuma atıyordu her zaman.Başımı sıkıştırıyordu bazen.Bunu daha çok Mete hayvanı yapıyordu.Ama saçımı her gün bir erkek öpmüyordu sonuçta.Hele Poyraz hiç öpmezdi.Off,dedim kendi kendime niye bu kadar uzattın ki Beril?Sanki çocuk yedi seni.Ama bu öpüşü çok garip hissettirmişti.Sanki içimde bir şeyler oynuyordu.Garip.Çok garip.
"Korkma,Selim'le maça gideceğiz de onunla konuşuyorum."
"Hee tamam."
Ahmet abi tostun hazır olduğunu söyleyince tostu alıp sınıfa çıktık.Tam sınıftan içeri giriyorduk ki koridordaki kavgayı gördüm.5-10 kişi kavga edenlerin etrafındaydı.Okulda pek kavga olmazdı.Fazla olgun bir okulduk sanırım.Kavga edenlere dikkatlica bir bakınca...
O...Mete miydi?
Karşısında bir çocuk vardı.Henüz fiziksel bir uygulama yoktu ama aralarında hiç mesafe olmadığını görünce Poyrazı dürttüm.Mete bazen millete durduk yere atarlanıyordu.Sadece laf atıyorlardı.Poyraz yine böyle olduğunu zannetmiş olacak ki sınıfa yöneldi.Bense:
"Gel bi bakalım."dedim.
"Yine mal mal atar yapıyordur boşver."
"Gözlerinizi telefondan bir çekerseniz,hani diyorum.Çocuğa dalacak da.Lütfedin önden şöyle.."
Poyraz bana baktı göz ucuyla.Sonra birlikte kavgaya doğru yürümeye başladık.Cidden Mete dalacaktı.Yaklaştık.Poyraz:
"Noluyor Mete burada?"diye sorunca,
"Yok birşey kardeşim.Arkadaş kaşındı da biraz..."dedi Mete.
Karşıdaki çocuk yakından çok tanıdık gelmişti.Kimdi acaba?Yeni geldiği kesindi.Dönem yeni başlamıştı sonuçta.Görmemiş olabilirdim.Çocuğum gözleri bana doğru kayınca birden Mete'yi itip önüme geldi ve:
"Defne?!"dedi.Bu...
Burak!
---
Selam umarım bölümü beğenmişsinizdir.Oy vermenize gerek yok djxnx
Yorum yaparsanız sevinirim.Çünkü fkirlerinizi merak ediyorum...
Kendinize iyi bakın💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY GECENİNDİR
Dla nastolatków17 yaşında bir kız.Babası hiç olmamışken,annesinin intiharıyla birlikte teyzesiyle yaşamaya başladı.4 yıldır teyzesiyle yaşayan Beril için herşey düzene girmiş,hayatı rayında gidiyordu.Ta ki bir gün tanımadığı babasından bir mektup gelene kadar... ...