2: "that was his voice"

1.4K 162 79
                                    

Düşkünlük ve karamsarlık içinde, acınacak bir halde yerimden kalktım. Daha yürüyemiyorken, ağlamamı bastırmak bir hayli zordu benim için. Yeni doğmuş bir geyik yavrusunun, bilinçsizce soğuk toprağa attığı adımlara benzettim yürüyüşümü. İçim ise daha yazılmamış her türdeki kitabın, tüm acılarını içinde barındırıyor gibiydi. Ona kırgındım, fazlasıyla kırgındım. Kalbim, tüm duygularımla bakışları altında deli gibi çarparken zihnim bana ona aşık olmanın yanlış olduğunu resmen haykırıyordu. Ama ben yanlış olanı yapmaktan hiç vazgeçmemiştim.

O benim güzelliğini ruhuma kadar özlediğim çocukluğumdaki, en yakın arkadaşımdı. Her şeyi birlikte yapardık. Bazen beni özlediğini söyleyerek beni tuvalete giderken bile peşinde sürüklüyor, itiraz ettiğimde o sevimli dişleriyle bana bir gülümseme sunuyor ve ben karşı koyamıyordum. Büyüdük, zaman hızlı geçti; çok hızlı. Lisedeydik ve biz hala ayrılmamıştık. Yeni arkadaşlar edindik, zaman bizi de olgunlaştırdı, gözümüz açıldı. Mutluyduk, hep gülüyorduk. Tatlı tartışmalarımızın ardından yalnız uyuyamadığımız için, hep günün sonunda barışırdık. Saat 12'yi gösterdiğinde beraber değilsek, gerçekten birbirimize kırgınız demekti. Zaman yine geçti, ama bu sefer beraberinde bazı şeyleri de götürmeyi ihmal etmemişti. Ailemi kaybetmiştim, lise ikideydik. Boşlukta gibiydim, yalnız hissetmekten ölesiye korkarken ben ailemi kaybetmiştim. Ruhum eksilmişti, hayatım yarım kalmıştı sanki. Ama o eksikliklerin üzerlerini kapatarak, beni geceleri uyutan bir kişi vardı. Jungkook, bana kendi ruhumdan bile daha yakın olan Jungkook. Olanlardan sonra fazla olgunlaşmıştım ve dikkatliydim. Jungkook'u da kaybedeceğim diye ödüm kopuyordu. Ama ona her sarılışımda, ben kalbimi onunkine ince iplerle bağlıyordum. Ben en yakın arkadaşıma aşık oluyordum. Ve acı olan kısım neydi biliyor musunuz? O da başkasına. Bana her gece onu anlatıyor, saat 12'ye geldiğinde gözlerini kapatıp kollarım arasında uykuya dalıyordu. Ve ben 12'yi geçse bile sessizce ağlayıp onu izliyordum.

Zaman yine geçmişti.

Lise sondaydık ve ben kendime bir erkek arkadaş edinmiştim. Belki Jungkook'u unutabilirim diye fakat onu ne kalbimden ne zihnimden ne de ruhumdan ayıramıyordum. Jungkook beni sevgilimden kıskanıyordu, çok fazla belliydi. Sırf onu üzmemek için ne yaptım biliyor musunuz? Sevgilimden ayrıldım ve Jungkook bana itiraf etti. Benden hoşlandığını söyledi. Jungkook, benden hoşlanıyordu. Onunla denedik, olmuştuk. Mutluyduk, biz çok mutluyduk. Tahmin bile edemezdiniz. Ah, ama benim mutlu olmam yasaktı. Mutluluk benim yasak meyvemdi, ondan tatmıştım ve cezalandırılmam gerekiyordu. Jungkook beni aldattı ve ben bunu kendisinden öğrendim. O öptüğümde beni tekrar yaratılışa döndüren, beni varlığımdan soyutlayan dudaklarından dökülenler beni öldürmüştü. Sonra ilişkimizi kestik. O istedi, benden uzak durmak istediğini söyledi. Her gece saat 12 olmuştu ve ben uyuyamamıştım. Alışmam gerekiyordu, hayat istemesek bile bir yol bulup devam ediyordu.

Bu pek bilinmeyen barda işe başladım, şarkı söylüyordum. Jungkook'un eskiden duyduğunda huzur bulduğu sesime hayran bir sürü kişi olmuştu. Üç dört aylık bir süreçte burada çalıştım. Ve kötü bir şey söyleyeceğim, patronum bana takık bir sapığın tekiydi. Pf, şaşırmadık dediğinizi duyuyorum fakat gerçek buydu. Buranın daimi müşterilerinden olan Jin hyungla gel zaman git zaman yakın olmuştuk, her şeyimi biliyordu. Sevgilisi Namjoon hyung, patronum Jihan'ın arkadaşı çıkmıştı. Bana yardım etmişler ve ben bu salak ortamdan kurtulabilmiştim. Altı ay önceydi buradan kurtuluşum.

Ve geçen hafta, üniversiteye başladım. Ne oldu tahmin edin, lütfen. Jungkook ile karşılaştık. Hayatımın yaşadığım en acımasız tesadüflerinden biriydi. Belki de sizin kader olarak tanımladığınız alın yazımdı. Bir yıl olmasa bile uzun bir süre sonra onu ilk kez görmüştüm, kalbim beni yanıltmamış; beni öldürmek ister gibi yerinde ters taklalar atmıştı. Ruhum ona olan açlığını bana, başımı döndürerek göstermişti. Onu öylesine özlemiştim ki, o kadar çok özlemiştim ki.

snuff :: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin